ması, Kalkınmayı hürriyet pahasına arzu etmediğini bildirmesi beklenil- meli ve bundan böyle seyahatlere öyle çıkılmalıdır. Demokrasi Yeni tertipler Geçen haftanın ortasında Meclisin birden tatile girmesi, herkes ka- dar milletvekillerini de şaşırttı. Zira mart ayım meclis zaten tatilde geçir- mişti. Milletvekillerinin — alâkasını bekliyen birçok mühim kanun vardı İsbat hakkı, seçim kanunu, runma kanunu gibi teklif ve tasarı- ların yakında görüşüleceği ümid e- dı]ıyordu Fakat 4 Nisan günü hü met ani olarak seçim kanununu gerı aldı ve Meclis Başkanlığı milletvekil- lerinin şenliklere katılmalarım temin etmek üzere 12 gün tatil yapılacağı- nı bildirdi. Hakikatte, şenlikler bir bahane i- di. Hatırlarda olduğu üzere, Mende— res dördüncü kabinesini kurari seçim kanununu eski haline getırme- yi vaadetmişti. Ancak bu vaad sa- yesinde D.P. grupundan itimat reyi aldığı henüz unutulmamıştı. Fakat, diğer bir çok vaadler gibi, seçim mevzuunda iktidar şefinin giriştiği taahhüdün de yerine getirilmiyeceği Menderes, elbet ilk fırsat- ta eski şiddet siyasetine dönecekti. Baraj senlikleri, bu fırsatı temin et- ti. Ziyafetlerin, şenliklerin ve kuv- vet gösterilerinin seçim kanununu u- nutturacağı düşünüldü. a F Kırılan rekorlar Türkiye Büyük Millet Meclisi, dün- ya parlamentolarının en kıymet- lisidir. Milletvekili tahsisatı nüfusa ve milli gelire kıyas edildiği vakit, en yiiksek maaş ve yolluğun Türk vergi mükellefi tarafından Ödendiği görülür. Dünya parlamentolarının masrafları ile çalışma müddetleri karşılaştırılırsa, en yükse rakam rekoru gene Türkiyededir. Meclisin beher celsesi, müreffeh Türk köylü- süne, işçisine ve memuruna vasati çeyrek milyon liraya mal olmaktadır. Şimdi bu iki rekora, bir de üçüncüsü daha ilâve edılmıştır. Meclis içtima- larına 12 günlük bir fasıla verilme- siyle, tatil rekoru da tarafımızdan kırılmış bulunmaktadır. Baraj şenlikleri, iki tarihi an'ane- nin ihyasına zemin hazırlamıştır. Bunlardan birincisi, Romalılar gibi, muvaffakiyetlerin zafer alayları ve ziyafetlerle tesid edilmesidir. Fakat şenlik babında, bizim Romalılardan daha ince bir teknik ve daha zengin bir muhayyileye sahip bulunduğumu- za şüphe yoktur. Romalılar, zaferden sonra şenlik yaparlar ve şenlik mas- raflarım zafer ganimetleriyle — öder- lerdi. Bizim üstadlar ise, Romalılar- dan çok daha pratik çıktılar. Şenlik tertiplemek için ne bir zafer ve ne de ganimet beklediler. Borçla yaptı- rılan barajın şenlik masraflarım mü kellefin milyonla ödediği vergılerle karşıladılar. Bu suretle, vergıler ha- sılatının muhakkak surette âmme hizmetlerine kullanılması gerektiğini söyliyen maliye nazariyecilerinin haksız olduklarını fiilen gösterdiler. İhya edilen ikinci anane, artık maziye gömüldüğü zannedilen Nü- renberg tarzı gösterilerin tekrar tat- bik sahasına çıkmasıdır. Harpten ev- vel Almanya ve İtalyada, harpten soma Arjantinde gördüğümüz nevi- den kütle mitinglerinin bizde de D. P. Gurubu Fikrini soran olmıyacak mı? AKİS, 14 NİSAN 1956 YURTTA OLUP BİTENLER bundan böyle rağbet göreceği anla- şılmaktadır. İktidarı kaybetmek kor- kusu, bir müddetten beri bazı D. P. liderinin kâbusu haline gelmişti. Bu korkuyu yenmek üzere, bir taraftan fevkalâde — tedbirler hazırlanırken, diğer taraftan para ve kuvvet sa- yesinde kabil olduğu kadar fazla in- -anı bir araya getirerek bir nümayiş yapmak, cihetine gidilmiştir. İki bin un davetliler tarafından nasıl yenildiğini göstermek üzere Çukuro- vaya kamyonlarla yüz bine yakın in- san nakledilmiştir. Çukurovada, ka- labalıktan cesaret bulan bir şef siya- si mücadelelerin en sert nutkunu söy lemistir. Şenlik nutuklarının dört veya beş ay evvel D.P. grubundan itimat reyi alabilmek için demokrasiye sadakat ahdeden ağızdan çıktığına inanmak güçtür. Şenlikler, yeni bir şiddet dev- resine başlangıç karakterini taşı- maktadır. Muhalefet hakkında en a- ğır kelimeler, bu şenliklerde tered- dütsüz kullanılmıştır. Eğer hakaret rekoru diye bir tâbir kullanılması caizse, bu rekorun da şenliklerde kı- rılmış olduğu söylenebilir. Tehdit edilenler Halk bir yandan avare sarkısını söylerken, Adnan Menderes bizzat Cumhurbaşkanı Celal Bayarın huzu- runda memlekette tehdit edilmedik insan, tehdit edilmedik müessese bı- rakmadı. Milletvekillerinden adli ma— kamlara kadar.. Bunların bir kısm Menderese gore suç sayılan hareket- lerde bulunmuşlardı - hırsızlık olu- yor demışlerdı -, bir r kısmı, ise suçluları yaka paça goturmemışler- di. Adnan Menderes hepsinin hakkın- dan gelecekti Muhalif milletvekille- rinin teşrii masuniyetleri kaldırıla- cak, adli makamlara da kanunlardan gerekirse bütün maddeler tefsir olu- nacaktı. D.P. Genel Başkanı tasarla- dığı icraatı halka dayanarak yapar görünmek için "yüzünüzden anlıyo- rum, memleketin içinde bu halden siz de muzdaripsi de- ğil mi?" diyor veyahut "hıı fitnenin dinmesi en büyük a! r” kera- metini ileri suruyor Adnan Menderesin tertibi açıktı. İdari ve kazai organlar ortada bir suç görmediklerinden harekete geç- ganlannı atlayıp meselenin tesrii u- sullerie halledilmesi — gerekiyordu. uhalif miilletvekillerinin konuşma- ları tele alınmıştı. Bunlara dayanıla- rak tesrii masuniyetlerin ref'i iste- necekti. Menderesin unuttuğu, demok ratlar dahil bütün Möeclis azasının masuniyet bahsinde ne kadar titiz davrandığı ve bir ıskat hakkı proje- sinin nasıl reaksiyona yol açtığıydı. Hic bir milletvekili bindiği dalı kes- mege yanaşmıyacaktı. Genel Başka- n güzel hatırı için dahi.. Zira bir defa yol açıldı mı, bugün başkasına 7