YURTTA OLUP BİTENLER cereyan edecekti. Öteki partıler sa- dece l)ırer yardımcı kuvvetti. Bunlara mukabil delegelenn için- de işi ıktıdar veya milletvekili sayısı bakımından ele almayan ve daha zi- yade rejim bahsi üzerinde duranlar da mevcuttu. Mesele Demokrasiyi evvelâ tehditlerden kurtarmak, riyetlerin bütün batı âleminde anla- şılan mânalarının dışında tefsire tabi tutulmasını önlemek, rejimi teminatı- na kavuşturmaktı. Bunun için de ay- nı dertlerden şikâyetçi olanlarla bir- leşmek, bu işleri süratle halletmek lâzımdı. Küçük hesaplarla — uğraş- masının sırası değildi. Teminat sağlan- dıktan sonra her parti tek başına ik- tidara geçmek için Demokrasilerde mücadelelerin en tabiisi olan müca- delesini yapar, boyunun ölçüsünü a- lırdı. İnönünün bu son fikre taraftar bulunduğu sezılıyordu Fakat artık Milli Şef olmadığı için kanaatlerini ancak telkih yoluyla tahakkuk etti- irdi. Buna mukabil telkin imkânı da hudutsuz degıldı Buna ragmen ilk dönemeci başarıyla döndü ve mü- alisrondan — bahsediliyordu. Ancak çekingen olanlar o kelimenin kulla- mlmasmı önlediler ve ortaya bir ne- vi "“zemin hazırlamağa davet çıktı. Ayrıca müzakerelerde Genel Başkana Parti Meclisi tarafından tam selahi- yet veriliyordu. C.H.P. konuşmaya hazırdı. Öteki muhalifler arasında Öteki muhalif partiler arasında da tereddütler mevcuttu ve banla- rın başında kontenjan meselesi geli- yordu. Çekıngenlıgın şu olduğu açık- ça görülüyordu: Bizim yardımımızla H.P. iktidarı almak ıstıyor' Gerçi Parti Meclısının teblığı bunun yan- lış bulunduğun taya — koyuyordu. Son dakika Amerikan Yardımı Amerikan hükümeti, Türk hükümetine 1956 mali yılı i- çinde — Türkiye'ye — Amerikan yardımının 99 mılyon dolardan ibaret olacağını bildirmiş b maktadır. Bu, Menderes'in son nutuklarından evvel Ankara'ya haber verilmiştir. Fakat gene de çıkarılacak milletve- kili nisbeti zihinlerde istifham teşkil ediyordu. albuki işin aslında bu, dâvanın teferruat tarafıyı H.P. nin tek başına iktidarı almasmı “önle- mek son derece kolaydı. Nihayet me- sele bir nisbet, bit hesap meselesiy- di. Zaten Parti Meclisindeki basına aksetmiyen bazı görüşmelerde C.H. P. li liderlerin bir koalisyona gıtme- ye hazır olduğu ortaya çıkmıştı. Yal- nız liderlerin de teşkilâtları üzerinde- kı tesir ımkanlarının mahdut olduğu- u kabul etmek lâzımdı. C.H.P. teş- kılatı kuvvet nısbetını bir tarafa bı- rakıp her üç muhalii partının eşit kontenjanla seçım girmesini asla ve asla kabul etmezdi ve onu buna zor- lamaya İsmet İnönü dahi muktedir olamazdı. Ancak öteki-muhalefet par- AKİS Bu hafta 33.200 adet basılmıştır. tileri' de C.H.P. ye iktidar yolunu aç- maya elbette yanaşmıyacaklardı. O halde? Geçen hafta bir çok gazete bu iş- birliğinin tahakkuk — edemiyeceğini yazmaktım kendisini alamadı Ama meselenin aslında, ortada bulunan güçlükten ımkansızlık değıl. Nisbet- ler başka bir esas dahilinde ve C. P. ye tek başına iktidarı vermıyecek seklide pek ala tesbit olunabilirdi. Zi- ra iki kişi birleşecek değildi; bıı'leşe- cekler üçtü. İkisi, birinin yolunu ma kesecek kuvvette olabilirdi. Hakı katen C.H.P yi ne kadar anlamak la- zımsa, C. yi de aynı derecede anlamak lâzımdı. Ne irinin, ne ötekinin ve işin doğrusu ne de milletin C.H.P. hakkındaki ha- tıraları emniyet vericiydi. Temasların arefesinde Önümüzdeki — haftanın başından iti- baren muhalefet partilerinin lider- leri arasında temasların başlamasına intizar etmek lâzımdır. Başkanı partisinin mesul organından selahiyet aldığına göre onun görüş- me talebinde bulunması akla daha yakındır. Osman Bölükbaşı Genel İ- dare Kurulunun toplantısında bu hu- susun müzakere edileceğini bildirmiş- tir. İhtimal ki C.M.P. de Genel Baş- kanına veya onun yerine bir azasına selahiyet verecektir. Hür. P. ne ge- lince, henüz iki yolun agzından kurtulmuş değildir. Hür. P. mensup- ları gerçi D.P. ye dönüşlerinin asla bahis mevzuu olmadığım söylemek- tedirler ama, buna rağmen samimi ve fiili işbirliğine karşı mevcut tered- dütlerini bertaraf edememişlerdir. Güçlüklerin yenileceği hakkında ümid veren iki noktadan biri hakika- ten millet ve memleket menfaatinin bunu icap ettirmesi, diğeri de Men- deresin partileri, birbirlerine doğru ısrarla itmesidir. F. Arna "Şimdi dağlarda korkusuzca gezebiliyoruz çünkü eşkiyalar kravat takıp şehre indiler." dedi. (Gazetelerden) DON JUAN EŞKİYA 10 PARALI EŞKİYA TEHLİKELİ EŞKİYA MALUM EŞKİYA AKİS, 14 NİSAN 1956