KİTAPLAR YENİ TÜRK HİKAYECİLERİ ANTOLOJİSİ, (Hasırlayan: Mustafa Baydar, 23 hikayecinin — hayatı ve ikâyeleri, Varlık Yayınları, Büyük Cep Kitap- ları, 18, 1956, 175 sayfa, 2 lira). İyi tertip edilmiş, her bakımdan tat min edici Antolojilere ihtiyacımız olduğu aşikârdır. Son bir iki yıl için- e çıkan antoloplerın çoğu şiir an- tolojileridir. Bunlar içinden, derli toplu, istifade edılebılır olanı ise, ya- zık ki, çıkan antoloji sayısının ya- rısından daha azdır. Her.önüne gele- nin bir antoloji çıkarmakta olduğu bu sıralarda, derli toplu işi bilen biri- si tarafından hazırlanmış antolojile- re bilhassa hikâye sahasında ihtiyaç hissediliyordu; Hikâyeciliğimizin son yıllarda gösterdiği — sür'atli inkişaf, yeni yeni değerlerin ortaya çıkması- na fırsat verdiği gibi, yeni Türk. hi- kâyeciliğine de yeni imkân kazandın yordu. Bütün bunları, derli toplu gös- îerebılecek, yeni ürk hikâyeciliği- nin bugün eriştiği noktayı tesbit ede- bilecek bir antoloji — ise aranır hâle gelmişti. Bu bakımdan Mustafa Bay- dar'ın hazırladığı "Yeni Türk Hika- yecileri Antolojisi" büyük bir ihtiya- cevap vermektedir. Ayrıca, bu an- toloji evvelce -çıkmış bir antolojiyi de tamamlaması bakımından — isabetli olmuştur. 1951 yılında çıkan "En Güzel Türk Hikayeleri" adlı Yaşar Nabi- nin hazırladığı antolojide doğum ta- rihlerine göre Hüseyin Rahmi (1864) Seyfettın Yakup Kadri,. Refik Halit, ak Şinasi, Sait Faik, Samed Agaoglu Sabahattin Ali, Halikarnas Balıkçısı, Reşat Nuri, F. Celalettin, Kenan Hulusi, Bekir Sıtkı, bu cilde girmişlerdi. Hıkayecılerm hayatları ve sanatları hakkında kısa ve lüzum- lu bılgı verildikten sonra, i dar'ın hazırladığı antoloji, işte bu ki- tabı tamamlamakta ve en genç hika- yecimize kadar, iki ciltte, bütün yeni Türk hıkayecılıgını topluca görme imkânını vermektedir. Mustafa Bay- dar da, ilk kitaptaki hazırlanış esası- na sadık ka almış. Hikayeciler doğum tarihlerine göre sıralanmış, hayatla- rından ve sanatlarından bahsedil Kitap ve BİLGİ'den SAKARYA CAD. No. MA YENİŞEHİR - ANKARA Kırtasiyenizi ı ünıZ AKİS, 14 NİSAN 1956 miş, resimleri konmuş, sonra kâyeleri verilmiş. Bu kitapta 1910 d n 1934 doğumuna kadar 23 hi- kayeci yer alıyor: Ziya Osman Sa- ba, Kemal Bilbaşar, Orhan Kemal, Umran Nazif, Muhtar Körükçü, Or- han Hançerhoglu Haldun Taner, Sa- m Kocagöz, Faik Baysal, Tarık Bugra Sabahaddın Kudret Aksal Necati Cumalı, Oktay Akbal, O. Bener, Yaşar Kemal, Zeyya Se- limoğlu, Hacıhasanoğlu, Naim Tirali, Meriç, Cengiz Yörük, Tarık Dursun K. Tahsin Yü- cel, Tektaş Ağaoğlu. üseyin Rahmi'den başlayan ve Tektaş Ağaoğlu'nda biten bu iki cilt- lik antolojiyle 40 hikayecimizi tanı- mak fırsatım buluyoruz. Türk hika- yeciliğinin inkişaf seyrini de, böyle- ce, gözle gorulur şekilde tesbit müm- kün oluyı Hikâyeciliğimizin son yıllar 1ç1nde nasıl bir hayatiyet ve dinamizm kazandığı, daha iyi beliri- or. Dil'den tutun da tekniğe kadar, hıkayenın herşeyinde nasıl bir degış— me olduğunu daha iyi görüyoruz. Bu arada şilirin yanısıra hikâye de yazan sanatçılarımızın, — çalışmalarını yal- nız hikâyeye hasreden sanatçılardan hiç de aşağı kalmadıklarım görmek fırsatım buluyoruz. Ziya Osman, Ne- cati Cumalı, Sabahaddin Kudret, hem şiirin, hem hikayenin üstesinden, gelen sanatçılar. Kısaca, elimizdeki antoloji büyük bir eksıgı tamamla- makta ve yeni Türk hikâyeciliği hak kında yeteri kadar bilgi verebilmek- tedir. ğumdan ÇİNGENE PİLİCİ Tokmakçıoğlu'nun ro- 64, 1955, 96 (Erdoğan manı Ekıcıgıl Yayınları: sayfa, 100 kuruş). Dünya Gazetesının iki yıl kadar önce açtığı hikâye müsabakasın- da derece kazanan Erdoğan Tokmak çıoğlu, en genç nesle mensup bir sanatçı. Müsabakadan sonra da hi- kâye yazmaya devam etti, dergiler», de epeyce hikâyesini okumak fırsatı- nı bulduk. Çingene — Pilici, işte bu genç hikayecinin gene Dünya Gaze- tesinde tefrika edilen ilk roman de- nemesidir Erdoğan — Tokmakçıoğlu'nun bu denemesi münasebetiyle, en gen neslin bir hususiyetine dikkati işin çıraklığına razı olmuyorlar. Kal- alık bile az geliyor onlara. Doğruca "Usta" olmak istiyorlar. Yahut da, yazdıkları bir iki hikâye ve şiirin gördüğü alaka, onlarda, artık "usta" olduklarına dair bir kanaat uyandı- rıyor. Artık ondan sonra tutabilirse- niz tutun. Bunda, çıkan sanat dergi- lerinden çoğunun, lüzumundan fazla müsamahakâr davranışlarının da bü- yük tesiri vardır. lçı büyük arzularla dolu olan genç sanatçı, her yazdığı- nın neşredildiğini, "aferin" dendiğini görünce, kendisini hemencecik "us- ta" saymakta, biraz da haklı oluyor. İş buraya vardı mı, artık o genç sa- natçıdan, sanatı üzerinde düşünme- sini, daha sağlam temellere oturtu- lan bir inkişaf imkânım aramasını beklemek boşuna oluyor İşin içine bir de "yenilik yapma" sevdasının karıştığını düşününüz! Ondan sonra mesele büsbütün, arap saçına dönü- yor Artık genç sanatçı, her yazdı- ğında bir yenilik, bir başkalık, — bir üstünlük var sanıyor. Biri çıkar da, ikaz etmeğe kalkarsa, bu sefer onu da istihfaf etmek, — genç sanatçının hakkı oluyor. Halbukı sanatta "ye- nilik" meselesinin oyle sanıldığı gi- bi pek kolay bir iş olmadıgım bilmek gerekir. Yapılacak "yenilik'in, önce ne olması gerektiğini düşünmek za- rureti vardır. Bunu bir nisama bağ- lamak icab eder. Kendinden önce ge- lenlerin neler yaptıklarını inceleme- den, neler yapılması gerekecegım düşünmeden girişilen "yenilik" te- şebbüsü, sonu hüsrana varacak bir sevdadan başka bir şey olamaz. Erdoğan Tokmakçıoğlu, bugüne kadar yazdıklariyle iyi hikayeci ola- bilme imkânlarını belirtmiştir. An- cak, Tokmakçıoğlunun da, bu işin çı- raklıgına pek rıza, gosterır hâli yok- ur. Onun içindir kı inkişafa pek âlâ musaıt sanatını, bir. çıkmaza götüre- bilir. Bu hususa genç sanatçının dik kat etmesini çok isterdik. "Çingene Pilici"nde de bu hava var.. Önce kitap bir roman değil. Ro- manın aranılan unsurları yok. Yer yer hakikaten kuvvetli ve güzel pa- sajları olmasına rağmen, bir bütün olarak zayıf. Sadece bir takım müşa hedelere dayanan bir büyük hikâye taslağı. Taslağı dedik, — zira, eserin hikâye olabilmesi — için de, üzerinde daha bir hayli çalışılması düşünül- mesi, emek verilmesi icab ediyor. Hi- kayede neyin soylenmek istenildiği, i elli ile Erdogan Tokmakçıoğlu, hakikaten iyi bir hikayeci olabilmenin, hemen emen en esaslı vasıflarını nefsınde toplamıştır. İlim ve iman sahasında mühim bir ihtiyaç — karşılayan BÜYÜK İSLAM TARİHİ Yazan: Abdürrahim Zapsu Pek nefis tab, cilt ve mün- derecat; tevzi yeri: — İstanbul Net Kitapevi Ciltli (15) ciltsiz. (10) L. (İslam Yavrusunun Kita- bı) nı da çocuklarınıza a- lıp okutmayı unutmayı- nız (2)