KİTAPLAR BİR YAMAN VARDI (Yazan: Vecihe Ekrem Şerif Ege- li, Gravürler: Fethi Karakuş, İsmail Akgün Matbaası, 1956, 132 Sayfa, 750 Kuruş, Kitabın hasılatı Tıp Fakülte- mi Yaman Egeli Mükâfatına tahsis edilmiştir.) Bundan üç dört yıl önce, feci bir o tomobil kazasının tafsilatını ga- zetelerde okumuş olacaksınız. Prof. Ekrem Şerif Egeli'nin oğlu Yaman E- geli, Boğaz yolunda otomobille deni- ze uçmuş ve maalesef kurtulamamış- tı. Muhitinde son derece sevilen ve Egelı ailesinin de tek evladı olan Ya- man'ın bu vakitsiz ölümü, onu tanı- yanlar kadar, tammıyanları da pek üzmüştü. İyi yetışmış, memlekete hizmet edebilecek bir çağa erişmiş bu genç insanın kaybı, hakikaten e- lem verici olmuştu Tek evlâdını kaybetmenin tarif- siz kederi içinde bulunan Vecihe Ek- rem Ş. Egeli oğlunun adını verdiği bir kitap yazmış ve hasılatını da oğ- lu adına kurulan mükâfata tahsis et- miş. Kitap, bilhassa, bugünkü kâğıt sıkıntısı içinde, gözlerimizin görmeği unuttuğu nefasette bir kitap... Kâğit, kuşe. Baskı da o derece temiz, itina- Halide Edib Adıvar'ın, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun, Burhan Toprak'ın, eser hakkında ya- zıları var. Ayrıca, Va-Nu'nun Cum- huriyet gazetesinde yazdığı bir yazı da aynen yer almış. Kitabın son kıs- mında da, Mitha mal'i Hamdi Tanpınar'ın düşündüklerini öğrenmek fırsatını bu luyoruz. Yaman'ın ölümünden 993 gün sonra yapılan bir Avrupa gezisi- nin notlarıdır. Kitabın ilk satırların- dan, bu Avrupa Gezisi'nin sebeblerini de öğreniyoruz. Bu gezi, öyle, gönül eğlendirmek için yapılmış bir gezi değildir. Kaybedılmış evlâdın yası Çıkaran: NAİM TİRALİ En güzel şiir, hikâye ve dene- melerle her ayın başında Fikir ve sanat hareketleriyle, M. -T. Acaroğlu'nun hazırladı- ğ1 ayın bıblıyografyasım ek- siksiz veren tek İ Fiatı: 1 lira. Yıllık abonesı 10 lira. YI lerine 5 lira- lık kitap armağan ediyor. Müracaat: P. K. 914 - İstanbul AKİS, 31 MART 1956 daima ana ve babanın içindedir. tek arzusu Yaman'ı düşünerek ömrü nü bitirmek isteyen annenin, bir yan- dan oğlunu düşünme kabılıyetını kaybetme korkusu, bir yandan da Yaman'ın çok sevdiği babasının, ta- nınmayacak kadar gözler önünde ses siz sedasız kuçulmelı Ve onu biraz kuvvetlendirme isteği" bu yüreği ya- ralı anneyi böyle bir Avrupa seyaha- ti tecrübesine sürüklemi 20 Ağustos 1955 Cumartesı günü Roma ya doğru başlayan bu yolculu- ğun anında, yan ogluyla daimi hasbıhal halındedır I- talya ve İsviçre'yi içine alan bu yol- culukta, Yaman'ın hayali annenin gözünün öniinden hiç gitmez. Hep o- nuşur, ona anlatır. Doğrusu ıstenılırse, gezilen ve görülen yerle- rin o harikuladelikleri, evlad acısını indirmez. Bu seyahatten, "kederli gönlü boş, yaşlı gözleri boş, hüzünlü içi boş" olarak dönen annenin elinde "Yaman'ın İtalyan mermerli toprak- larına koyacağı. Roma bahçelennde yetışmış, bir demet bembeyaz yase- r'dır. O kadar "Bir romancı gözü ile eserin ede- bi vasıflarım ayırt etmeğe" çalışan Halide Edib Adıvar, eseri edebi ba- kımdan pek değerli bulmu: uştur. Ya- kup Kadri Karaosmanoğlu ise "bir kaç kalem arkadaşı ile birlikte ken- disini de bu elem ve şefkat kitabının manüskrisini muharrirenin ağzından, dinlemeye çağrıldığı gün, hayatının pek sayılı yüksek heyecan bölgele- rinden birine erişmiş" olduğunu bil- diriyor ve diyor ki: "Defterinizden bazı sahifeleri okuduktan sonra ne düşündüğümü bilmek ister gibi züme baktığınız vakit, bunun için değil midir ki, size cevap veren yal- nız gozyaşları oldu". Burhan Toprak ise, Himesinin asaletini — ben yazıda anladım", diyor Görülüyor ki, edebiyatımızın pek ünlü sanatkârları bu eser karşısında "Evlâdım ke- ilk defa bu gözyaşlarını tutamamışlar, hayran- lıklarını gizliyememişlerdir. — Kitab matbuattaki akisleri de aynı nis- bette müspet — olmuştur. Bunlar da Ş gösteriyor ki, Vecihe Ekrem Ş. Ege- Hi'nin kalemı, üslübu tesirlidir. Hüz- nünü gayet iyi şekilde tebarüz etti- rebilmiştir Bir edebı şaheser mi Ihtımal ki, hatta muhakkak hayır. Ama bir ana kalbinin en güzel, en canlı ve en gerçek seslenişi. — Eserin kıymetini yapan da işte budur. TİYATRO TAHLİLLERİ (Yazan: Muzaffer Gökmen, Ön- söz: Mahmut R. Gaeimihal, Son Ha- vadis Matbaası, 1956, 178 Sayfa, 250 Tiyatro son yıllarda, bilhassa yeti- gen nesil tarafından üyük bir dikkat ve alâka ile takıp edilen. bir takım cesaretli teşebbüslere girişilen karşımıza çıkan ve kendi glıfl boşluğu dolduracağı muhakkak ve inkişaf istidadı gösteren bir mev- zu olmuştur. Buna — rağmen, henüz memleketimizin — an büyük bir kaç şehrinde bile birer tiyatromuz yok- tur. Tiyatro, geniş halk tabakasının malı olmuştur denemez. Bu şartlar içinde, tiyatro meseleleri üzerinde dü şünen, çalışan, eser veren insanların da son derece saydı ve hatta pek az olması gayet tabiidir. Bizde henüz, yerli veya yabancı tiyatro eserlerı — piyesler — bile yeteri kadar okuyucu bulamazken, tıyatro sanatıyla ilgili kitapların çıkmasını beklemek fazla umuda kapılmak olur. Çıkanları da, herşeyden önce, bu şartlar içinde böy le bir işe teşebbüs ve cesaretlerınden ötürü kutlamak gere Muzaffer Gökmen'i, bu yolun ce- saretli bir yolcusu olarak görmek se- vinç uyandıracak bir olaydır. Elimizdekı kitap bu hükmümi doğru degerdedır Kıtapta sekiz pıyesın tahlili yapılmış ve eser- lerden birer parça örnek olarak ve- rilmiştir. Piyesi tahlil etmenin ve bu işde doğru neticelere varmanın son derece çetin — bir iş olduğu m - kak.. Muzaffer Gökmen, bu çetin işe atılmaktan çekinmemiş. Yazarın bu alandaki çalışmaları devam ettikçe kendisinden, tiyatro alanında daha başka eserler beklenebili Kitap, bilhassa lise ve üniversi- te öğrencilerine tiyatro eserlerinden, hiç olmazsa 18 ini tanıtması bakı- mından faydalıdır. Yalnız, bu arada, Muzaiîer Gök- men'in dil mevzuu üzerinde bir da- ha hassasiyet göstermesinin pek ye- rinde olacağım belirtmek lazım gelir. En fakir olduğumuz bir sahada çapında bu eser tiyatro severlerin alâkasına lâyıktır.