İKTİSADİ VE MALİ SAHADA "burada konuşan Prof. Erhard'tır" cümlesini bir daha tekrarladı. Son- nim için çok faydalı- dır. Politik hüviyetimle söyleyeme- İ )r olarak rahatça a- çıkhyabiliyorum dedi ve viskisin- den bir yudum daha alarak devam etti: "Türkiye bir konferans tertip ederek borçlu olduğu memleketlerın mümessilleri önünde nu ortaya koysun. Alacaklı memle- ketlerin daha uzun vadeler vermesi- ni temin için yapılacak bütün teşeb- büsleri desteklemeğe en hazırım. Konferansa katılıp Türk ekonomisi- nin istikbali için çalışmaktan ancak zevk ve şeref duyarım. Fakat dedi- ğim gibi ilk hareket Türkiyeden gel- melidir. Yaraya — neşter vurmaktan çekinilmemelidir." Bunun üzerine hazır bulunanlar- dan biri Erhard'a Türkiyenin NATO d orduya yapıla Erhard 'Hep- YAPACAĞIZ? urumun! mMasrafları hatırlattı lekette az bulunacağı, bazılarının hiç bulunmıyacağı söylenecek ve sı- kıntıya — katlanması istenecektir. Realite — odur ki, geri kalmış bir memleketin kısa zamanlara sığdır- mağa mecbur olduğu hamlelerin yü künü taşımak durum Ayrı- hatalı bir gidişin neticelerini sistemli çalışmalarla ortadan rıncaya kadar darlıklar, sıkıntılar devam edecektir. Açık ve samimi bir dille millete hitap edilince, onan yardımını esirgemiyeceği — muhak- kaktır Bu yardımı istihsale mec- buruz. Fedakârlıkları istilzam eden hiç bir program — millete mal edil- meden muvaffak olamaz. * Bir yandan dış tediye gücümüzün, öte yandan iç finansman kay- naklarının hudutlarını aşmış bulu- n e iş eski borçlan tasfiye etmek, vadesi ge- len taksitleri ödemek, kalkınma ve zaruri ihtiyaç maddeleri temin et- mek hususunda bunalıyor. Girişilen işlerin finansmanı için nereye el atsa emisyon mekanizmasının ha- rekete geldiğini — görüyor. Fiatlar alabıldıgıne artmaktadır. Bu du- n çıkmamız ıçın açılacak yol ların malzemesi vuzu ölçü ve di- siplinden ibaretti Dış borçlarımızın, taahhütlen'- mizin ve kaynı bir en- vanteri yapılmalı, bunun netıcelerı- ne göre önümüzdeki yılların imkân ları meydana konarak bu imkân- ların hududu içine girmeyi kabul larımızı en çok zorlayan tır: lar da, plânlaştırılarak, iç polıtıka met ve cezirlerinden kurtarılmalı, iktisadi ve mali hudutlar içine alın AKİS, 31 MART 1956 sini bılıyorum ve bilerek konuşuyo- rum" dedi. Elini dostça ticaret heye- timizin üyelerinden koyarak konuşmasını tamamladı kere iki dört eder". Dış Yardım Beklenen konuşma Geçen hafta Yeşılkoyde uçaktan yaşlı, uzun boylu m Tür- kıye ye ilk defa 1947 yılında gelmış— . Son yıllarda sık sık memleketi- mızı ziyaret etti. İktisadi hayatın sı- kıntıları içinde bulunan halkım iktisatçı olmaksızın, bu zıyaretlerı dikkatle, biraz da ümitle, takıp edi- yor, haklı olarak bir şeyler öğren- mek istiyordu. Ne çare ki, misafiri- miz bir dıplomat gibi lakonıktı, Çok konıışmak gibi çok az konuşmanın da mahzur- ları varmış: — etraflı bir konuşmada malıdır. başına İhracatımızla kal- kınmamızı istediğimiz vüsat ve su- ratte yapamıyacağımıza, dış dilere ihtiyacımız — olduğuna gore, güvenin iadesi böyle bir programın mevzularından birisi olacaktır. Her halde, ödeyebileceğimizden fazlası- nı alarak alacaklıları hudutsuz bir intizar rejimine tabi — tutan borç- lanmalara son vermek, eski birik- miş borçların — tasfiyesinde azami İyi niyet göstermek şarttır. Esa- sen, iktisadi hayatımızı yeniden dü zene koymak teşebbüs ve gayreti muhtaç olduğumuz güveni sağla- makta müessir bir rol oynayacak- tır. Elde durumumuzun açık bir hesabı ve ıslah programı — olmak şartiyle, birikmiş borçlarımızı Av- rupa İktisadi İşbirliği — çevresinde eli bir konsolidasyona bağ lamak imkânları araştırılabilir. Bu çalışmalar esnasında — Türkiye'nin askeri ve iktisadi potansiyeli bakı- mından daha ziyade kısılması teh— likeli olacak bir ihtiyaç m: kânlarımız dışında kalabılır Bu marjı karşılamanın yollan - Ame- rika Hükümeti ile çatır çatır mü- zakere etmenin yollan - bir disip- lin içine girmeyi kabul — ettiğimiz gün zaten açılmış olacaktır. Para, kredi ve fiat politikası bu programda önemli yerini alacaktır. bir hükümet devalüasyonu gö- nul rızasıyla kabul etmemiştir. Bu, muvazenesiz bir ekonominin mah- kumiyetlerinden im ekono- mimizde de dikkati çeken alametler belirmektedir: umumi surette bir fiat seviyesi kayması vukubulmuş görünüyor. Birkaç gün evvel Eti Bank bakır fiatına 1000 lira zam etmişti. Gazeteler, mizahi ifadeye bir. majuskul -miniskül â yıp gidebili altı satırlık bir beyanatta sayın dos- umuzun üzüleceği kadar önem ikti- sap etti. Filhakika bir kısım gaze- telerimiz Thornburg'un "Türkiye daha iyi hükümetlere sahip olmalı" dediğini yazmışlardı. Halbuki o, son- radan Hiltonda açıkladıgına gore, kü- çük g ile başhyan ' goveı-nment keli- mesini kullanarak nin daha iyi bir idareye ıhtıyacı nı belırtmış, “daha iyi bir hükümet" mânâsım ala- cak olan büyük harfli "Government" kelimesinden dikkatle içtinap etmişti. Sayın iktisatçı'nın nezaketi takdir edilecektir. Meselenın esasına gelin- ce, acaba "iyi bir idare" ile "iyi bir hükümet" arasındaki fark, buyuk ve hatası %ek küçük g'lerin mı buyıık tür?. Hoca Ali yahut Hoca boy farkından daha t Ali Thornburg Yeşilköy konuşmasın- da, tekel maddelerine yapılan fiyat zammın dığım belirtmişti. Umumi Cahit ZAMANGİL kıymet vererek, bir "ayarlama"dan bahsettiler. Bu tabiri şu 1956 yılın- da doğru ve yerinde görürüz. Fil- hakika, geri kalmış — bazı fiatlar yeni seviyeye göre ayarlanmakta- ır. Bu seviyeye nisbetle batı Av- rupa'dan ve adan ithal etti- ğimiz mallar çok ucuzdur. avaş yavaş 280 kuruşluk — dolan ucuz saymağa alışıyoruz, iat - para meselesinde bizi en ziyade tazyik edecek faktör, ihra- cat fiatlarımız olacaktır. Gün geç- tikçe, ihraç mallarımızın — fiatları umt seviye — içinde, müstahsili korumaz oluyor, çeşitli yollardan kün olursa önlemeye, her halde za- rarsız surette gecıktırmeye ve za- olduğu zaman önceden hazır- lıklı olmaya çalışmalıyız. Yeni bir ikt sadı muvazeneye kavuşma isteği, arzın arttırılması- nı - ki derhal elde edılebılır bir şey değildir - veya talebin - ve onu tah rik eden iştira — gücünün, devlet masraflarının - kısılmasını, — kredi hacminin miktarca ve keyfiyetce yeniden ayarlanmasını - hele zirai kredilerin istihlâk — kredisi haline dejenere olmasının önlenmesini -, emisyona götüren sair faktörler ü- ednnde hakimiyet tesisini istilzam er. Bunlar memleketimizin şartları içinde, -zor işlerdir. Bununla r, avrupai tipte planlaşmalar id- diasına da kapılmaksızın, kendi im kanlarımıza uygun ıslahat yoluna girmekten başka çare yoktur. ın kendi tavsiyesi eseri olma- efkârımız' 15