DÜNYADA OLUP BİTENLER Pakistan Bir Cumhuriyet doğdu Türk devlet adamlarının Pakistanı ziyaret etmekte oldukları gün- lerde, 23 Martta, Pakistanda dünya- nın en gene cumhuriyeti doğdu. Bu doği anın her tarafında oldu- ğu gıbı Turkıyede de sevinçle karşı- lanmış bulunuyor. Pakistanın, devlet sisteminin bu en ileri merhalesine ulaşması sanıl- dığı kadar kolay ve çabuk olmamış- tır. Pakistan, daha çok yakın sa- manlara kadar, Hindistan ile bir- likte bir İngiliz sömürgesi olmaktan ileri gidemiyordu. İkinci Cihan sava- şından sonra bütün dünya müstem- lekelerinde uyanan milliyetçilik duy- guları Asya'nınbu bölgesine de yayılınca, Hint müslümanları da benliklerini hissetmekte gecikmemiş- ler ve istiklal istemeye başlamışlar- oğrusunu söylemek gerekirse, Hmt müslümanlarının benlik hisleri- ni ilk uyandıranlar da, tarihin garip bir tecellisi, Ingılızler olmuştur. İn- gilizler, Hindistan'ı terketmek zorun- da kalacakları günün geleceğini hiç lüşünmeden, burada tutunabilmek i- çin Hindularla Müslümanlar arasına ayrılık sokmuşlar ve zaman zaman Hındıstanda hakem rolü oynamak- an büyük zevk duymuşlardı. Ancak çekılmek günü gelince, bu tutumları İngilizlerin başına büyük dertler aç- mış ve bu dertlerin büyük bir kısmı uruğun dan kurtulması bahıs konutu olduğu zaman, Müslümanların Hindulardan ıyrı ve bagımsız bir devlet kurma- ilk defa, 1940 martında karar- Jaştırılmıştı O zaman Kaid-i Azam Muhammed Ali Cinnah'ın başkanlı- Sında Lahor' da toplanan müslüman len gelenleri, Hind üslümanları- kültür, tarih ve geleneklerini de- vam ettirecek ve kendilerini iktisadi bakımdan Hinduların elinden kurta- racak bir vatan kurmaya karar ver- mişlerdi. Bu karar ancak 14 Ağustos 1947 de gerçekleşebilmiştir. Bu ta- rihte, Pakistan, İngiliz Kraliyet tacı altında bulunan bağımsız Ur devlet ilân edilmiş ve derhal, bir Anayasa yapmak üzere, bir Kurucu Meclis seçılmıştı Pakistan, bağımsızlığım ilân etti- ği 1947 yılından na, sayısız İÇ ve dış guçluklerle karşı karşıya kal- mıştır. Dış güçlüklerin en önemlisi, Keşmir meselesi olmuştur. Ahalisinin büyük çoğunluğunu Müslümanların teşkil ettığı Keşmir'i, Keşmir Racası Hindistan'a bağlamak istemiş ve bu, Birleşmiş Milletlere kadar akseden bir anlaşmazlığa yol açmıştı. Anlaş- dir. İkinci dış güçlüğü ise, Afganis- tan'la arasında çıkan Patunistan an- AKİS, 31 MART1956 laşmazlığıdır. bu da hâlâ giderilmiş değildir. en büyük dert olan Keş- mir meselesi bir tarafa bırakılacak 0- lursa, Pakistan'ın karşılaştığı en ö- nemli güçlükler, hemen her yeni ku- rulan devletin karşılaştığı iç güçlük- lerdir. Bir kere Pakistan seçtiği A- nayasa Meclisinden yana talihli çık- mamıştır. Meclis ayasa hazır- layacağı yerde her turlu taassup ve entrikanın başıboş at sürdüğü bir yer halini almış ve bir iş yapması imkansızlaşmıştı. Bunun üzerine za- manın Genel Valisi Gulam Muham- med 24 Ekim 1954 te Meclisi dağıt- mış ve 7 Temmuz 1955 te yeni bir Kurucu Meclis seçimi yapılmıştır. Geçtiğimiz Şubat ayında kabul edi- len Anayasa, işte bu yeni Kurucu Meclisin hazırladığı anayasadır. Pakistanın önemli iç güçlükle- rinden biri de memleketin coğrafi ve idari yapısıdır. Bılındıgı gibi, Pakis- tan, birbirinden iki bin kilometrelik bir mesafe ile ayrılmış iki parçadan müteşekkildir. Bu iki parça arasın- daki rekabet uzun yıllar Pakistanın iç huzurunu kaçırmış, eyaletler ara- sında bir geçimsizlik havası yarat- mıştı. 35 milyon nüfuslu Batı Pakis- tanın dört eyalete ayrılması, buna mukabil 42 milyon nüfuslu Doğu Pa- kistanın tek bir eyalet teşkil etmesi Doğu ile Batı arasında giderilmesi seneler isteyen bir fikir yol açmış bulunuyordu. Nihayet ge- çen yıllar içinde Batı Pakistandaki dürt eyaletin birleştirilmesi bu fikir ayrılığının giderilmesi yolunda ileri ve son bir adım olmuş ve bu birleş- tirilme aynı zamanda Anayasanın ha- İskender Mirza 1 Numaralı Cumhurbaşkanı zırlanmasına da hizmet etmiştir. A- nayasanın gerçekleştirilmesi, ancak eşit temsil hakkına sahip iki eyaletli ir federal sistemin kabulunden son- ra mümkün olabi Gerçekten 29 Şubatta kabul edi- lerek 2 Martta Genel Valı tarafmdan tasdik edilen yeni Pakistan Anaya- sasına göre, Pakistan Ingılız tacı al- tından çıkarak, bağımsız ve federal bünyeli bir cumhuriyet olacaktır. Merkezi hükümetin başkenti Karaşi olacak, burada her iki eyaletin de yüz ellışer temsilcisini içine alacak bir "Milli Meclis" kurulacaktı. Fede- re devletlerin başkentleri ise Lahor ve Dakka olacaktı. Bu başkentlerde de mahalli eyalet meclisleri buluna- cak ve bu meclisler Cumhurbaşkanı seçimlerine iştirak edebıleceklerdı. Mahi ümetlerin merkezi hü met karşısındaki istiklâli Anayasa ile teminat altına alınıyordu. Anayasanın yürürlüğe girmesin- den sonra Pakistan'ın iç güçlükle- rinden büyük bir kısmı hallediliyor- du. Geri kalan güçlükleri çözmek ise bu Anayasanın kurduğu mekanizma- da yer alacak devlet adamlarına dü- ilk Cumhurbaşkanı İskender Mirza gelmektedir. Bu ayın 5 inde Cumhur- başkanı seçilen ve Cumhuriyetin ila- nı ile beraber resmen vazifeye başla- büyük güçlüklerin altından kalka- cak klastadır. Anayasa karşısında sorumlu olmama memleketin iktisadi ve milletlerarası meselelerini duzenlıyebılecek bazı yetkıler bulunduran İskend NIır- za'nın bu yetkileri gereği gıbı ve ba- -arı ile kullanacağına şüphe yoktur. Pakistan, yeni Anayasasının ışığı al- tında, dünya devletleri içindeki, yeri- ni almakta gecikmiyecektir. Kuzey Afrika Bağımsız Tu Geçen haftanın başlarmda, Fran sa'ma a prak- larından biri daha bağımsızlığına ka- vuştu. Tunus ve Fransız temsilcileri arasında geçen Salı günü imzalanan bir protokol ile, Fransa, 1881 den bu yana kendi toprağı olduğunu iddia ettiği Tunus'un bağımsızlığım tanı- mak zorunda kaldı. Fransa, bundan bir ay kadar önce de, 2 martta, Fas'- m bağımsızlığını tanımak zorunda kalmıştı. Tunus'un bağımsızlığı, böy- lece. Kuzey Afrikadaki Fransız sö- mürgelerinin tasfiyesinde atılan ikin- ci adım olmuştur. Fası ve Tunusu Ce- zayir'in takip edip etmeyeceği ise ö- nümüzdeki günlerde anlaşılacaktır. Fransa Kuzey Afrikaya geçen as- rın ilk yarısında göz dikmişti. Geçen sayılarımızdan birinde de uzun boy- lu izah ettiğimiz gibi, bu Avru: pa devletinin Kuzey Afrikaya attıgı 17