aynı sebeple bir misli artmıştır. «Bunlar Bakanlık emrine alınmalı» Yukarıda bahsettiğimiz — toplantıda amet Ağaoğlunun konuşmasın- dan sonra, istihsal mevzuunda işlet- menin mühendislerinden biri bu mev- zudaki görüşlerini açıklarken istih- salın emirle artmasına imkân olma- ancak muayyen şartların te- mininden sonra istihsalde — bir artış beklenebileceğini izah etmiş ve bil- hassa D. P. teşkilatının baskısından şikâyet ederek bazı misaller de ver- mişti. Bakan bu genç mühendisin samimi konuşmasına bir hayli sinir- lenmiş ve kimin namına konuştuğu- nu sormuştu. Halbuki o toplantıda bulunanlar, D. P. li oan Umum Mü- dür Muzaffer Ulusoy dahil hepsı ay- nı fikirdeydiler. Ağaoğlu Um dürün fikrini sorunca bu hakıkat meydana çıkıvermişti. D. P. li gibi düşünmeyen bu mühendislerin Bakan lık emrine alınması Işletmenın selâ- meti bakımından iyi bir tedbir ola- GENERAL Ğ ELECTRİC ampulü BOL İŞIK VERİR -FAZLA DAYANIR AKİS, 31 MART 1956 İŞLETMELER caktı. Muzaffer Ulusoy mukavele ile çalıştığı ve mukavelede tazminat şar tı olduğu için onun istifa etmek is- teyeceği hatıra getirilmiyordu. Ağa- oğlu'nun "muhalif fikirli" mühendis- lerin Vekâlet emrine alınmasını tek- lif etmesi üzerine Umum Müdür lusoy Samet Ağaoğlu'nu şaşırtan bır cevap Verdi. Siyasetle tekniğin bir arada yürüyeceğini zannettiği için parti üyesi olduğu halde bu vazifeyi kabul etmişti. Fakat siyaset teknıge o kadar müdahele ediyordu ki artık ayrılmağa karar vermişti, tazmina- tından da sarfınazar ediyordu, İşlet- meler Bakam birdenbire çok müşkül bir durumda kalmıştı. Muhalif fikir- li mühendislerin vekâlet emrine alın- masında ısrar ederse Umum Müdür hemen istifa edecek. Örtbas edilme- sine imkân olmayan bir vaziyet orta ya çıkacaktı. Bu işi şimdilik tatlıya bağlayıp Ankarada — etraflıca düşü- nüp taşındıktan sonra harekete geç- mekten başka çare yol Agaoglu, Zonguldak tan ayrılma- m Müdür i dan Um e bazı mühendis- lerle bır daha konuşup onları ikna etmek istedi. Teknikle — uğraşanlar muhalif partilerin propagandalaı'ına kapılmamalı, "bir kaç kuş beyinli"- in tahriklerine alet olmamalıydılar. Fakat Ağaoğlu'nun bu tavsıyelerını yanındaki partıcılerden başka yen kalmamıştı. "Muhalif iîkırlı" mühendisler çoktan toplantı odasın- dan ayrılmışlardı İşletmeler Bakanı Zonguldaktaki gazetecilere yaptığı bu görüşmelerin, hususi hasbıhaller olduğıınu hatırla- tarak bunları gazetelerine melerini rica etmişti. Muhabirler de Bakanın bu ricasını kabul etm ş ola- caklar ki, "Zonguldak ziyareti"nden gazetelerde hiç bahsedilmedi. Artan, ihtiyaçlardır Kömür istihsalimizin Türkiyenin ihtiyacını karşılamadıgını göste- ren en açı kömürün tevzie ta- bi olmasıd N nayide, ne de yakacak ola- ıstıhsalının ıhtıyacımızı karşılamadığı ide bulunanların beyanları hılafına 1954 yılı eylülünde İşletmeler Bakanı 0- lan Fethi Çelikbaş tarafından da a- çıkça ifade edilmişti. O zamandan be ri istihsalde büyük bir artış olmama- sına mukabil ihtiyaç büyük Ölçüde artmıştır. Çelikbaş bahis mevzuu be- yanatında, "istihsalimizi 1960 da 5,5 milyou tona yükselteceğiz. Fakat ay m tarihte ihtiyacımız 7,5 milyon ton olacaktır" demişti. O halde kömürsüzlük yüzünden bir fabrikanın faaliyetim bir gün ta- til etmesini tekzibe ne hacet? Uzun uzadıya tahkikata ne Jlüzum var ? Politik maksatlarla hareket eden tahrikçileri arıyacak yerde, hakika- ti kabul edip, istihsali artırmanın çareleri aranmalıdır. 21