Her toplantıda verilen beş on kuruş kimsenin bütçesini yıkmazdı. Fakat "damlaya damlaya göl olur” du. Bu parayla da birinin derdine — derman olunuyordu. Toplantı başladığı gibi neşeyle sona erdi. Herkes telâşlı telâşlı evi- ne dönmeye başladı Kimi çocukları- nın yemeğini hazırlayacaktı kimi dönüşte çarşıya uğrayacaktı. Ev sa- hibesinin de derhal temizliğe başla- ması İâzımdı. Moda Ankara'da hazırlık Sadettin Duran terzihanesi bir hayli kalabalıktı. Havalar bi- raz düzelir düzelmez — hanımlar ilk- bahar kıyafetleri telâşına düşmüştü- ler. Modeller karıştırılıyor, kâh ku- maşa göre model, kâh modele göre maş aranı yordu Tayyörleri ve mantoları Sadettin Duran dikiyordu. Terzihanenin zevk müşaviri de Ayşe İnceer idi. Zaten elbiseler ve tuvalet- ler onun elinden çıkıyor, provalara o bakıyordu Ayşe İnceer'e göre kumaşı alma- dan model seçmek, modele uygun evsafta ve mıktarda kumaş almak, terzi için de, müşteri için de, çok daha karlıydı Az fakat temiz elbise apmak, kaprisle — değil mantıkla hareket etmek, modayı yakından ta- kib ederek, moda hudutları içinde yakışanı seçmek de hem ekonomikti, hem kadına, fazla masrafa girmeden iyi giyinmek imkânını verirdi. 1 elbiselerimizi, bazı kıyafetlerimizi eskiyinciye kadar sık sık seve seviı giyerdik. Bazıları, yapıldıkları gün- den itibaren dolapta kalmaya mah- o gün Palet şeklinde çanta Her boyadan sürünmek için AKİS, 10 MART 1956 ye kadar seve seve giyebilirdi. İlkbahar kıyafeti Arkadan yaz gelecek küm olurdu. İşte israf, — giyilmeden demode olan, eskimeden atılan elbi- selerdi. Şayet insan, — son elbisesini modaya uygun şekılde kendisine ya- kıştırarak yapacak olursa eskiyince- Çün- kü moda. bazı istisnai vaziyetler ha- riç tutulmak şartıyla, hiçbir zaman, anide, büyük ihtilâllere maruz kal- mazdı. em ki, modanın merkezi Paristi, her terzi son Paris modasını, takiple mükellefti. Müşteri de arzu- ların, bildirdiktten sonra kendisini biraz terzisine terketmeli, onun ih- tisasından, tecrübelerinden faydalan- malıydı İlkbahar Paris modası İlkbahar modası defileleri çoktan başlamıştı Moda mütehas- sısları İlkbah modasının, umumi hatlarını halka bildirmeden önce, her defileye gidiyor ve ayrı ayrı her defi enin ruhunu aksettiriyorlardı. Christian Dior Pariste krallarının en önde gideni ene Christian Dior idi. Onun bir prensibi vardı. Terziler cemiyeti- nin umumiyetle, kabul ettikleri hat- ları en aşırı şekilde — ifade eder ve böylece kabul ettirmek istediği yeni- likleri, ufak değişiklikleri büyüterek, mübalag_alı bir şekilde Aarz ederdi. Mesela Ikinci Cihan Harbi sırasında yavaş yavaş çok kısalan, etekleri bir denbıre ayak bıleklerıne kadar uzat- mış elikle muvazeneli bir boy elde edılebılecegını ifade in- mişti. Arzusunda da muvaffak ol- du. KADIN Bu sene, ilkbaharın en büyük hu- susiyetlerinden biri olan ampir mo- dasının en mübalagalı şekli Dior koleksiyonunda İdi. Ampir modasın- da esas, bellerin göğüs altından der- hal başlaması idi. Christian Dior bu- nu "Ok" haltı ismini alan yenı hattı ile 1yıce meydana koymu koleksıyonunda arka- dan sarkan büyük eşarplı dar elbi- selere, seyrek düğmeli redingot man— tolara, çokça raslanıyordu. Onun en çok sükse yapan modellerınden bırı ondra" ismini taşıyan — gri flanel tayyor idi. Etek dardı, ceket kalça- da bıtıyordu ve siyah deri bir kemer- göğüs altından, — sıkılmıştı. Gece elbıselerı de, gine geçen seneki gibi şahane idi. 'Bunlar imparatoriçe Jo- sephine zamanını hatırlatıyordu Ga- yet mahirane drapelerle yapılan korşaj kısmı, göğüs altından bol dü- şüyordu. Kısa ve çok ışlemelı gece elbiseleri gene en ön plânda i Fath Fath 956 ilkbaharı için "Asmakaba- ğı" hattını ortaya atıyordu Elbise gayet genç, zarif ve "kadınlık plâna alan elbiselerdi. kalâde revaçta idi. Ev içinde giymek 'için renkli satenden kısa pantalonlar ve korsajlı geniş kemerler Fath de- filesine büyük bir cazibe veriyordu. Umumi hatlar Bu — defilelerde kendisini belli eden temayüllerden 1956 ilkbahar mo- dasının ana hatlarını ortaya çıkar- mak mümkündü. Bu yıl göğüs altın- Pike yakalar "Ferman efendimizin" 25