İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Maliye Kırılan ümitler Maliye — Bakanının Bütçe Komisyo- nundaki konuşması ve Başbaka- nın 29 Ocak beyanatı 1956 mali yılın- da yatırımlar envanterinin yanı ba- şında memleketimizin iktisadi zorluk- larının ve çarelerinin açık yürekli- likle ele alınacağı ümidini uyandır- mıştı. 1966 bütçesi bütün bu ümitleri boşa çıkararak memleket işlerinde e- konomiden çok politikanın hak sahibi olduğunu bin defa daha ortaya koy- du. Hükümet bir defa daha bu ko- nuyu sistemli şekilde ele almaktan kaçınmıştı. Sıkıntılarımıza dokunulduğu ve bu yönden tenkidler yapıldığı zaman, hükümet adamlarımız kalkınma ham- lelerini, yatırım faaliyetlerini ileri sürerek, bu dikenli mevzuu bertaraf etmek yolunu tutuyorlar. Fabrikalar, barajlar, yollar... Bunlar güzel ve se- vindirici şeylerdır ama problemlerı— mizin demir perdesi olamaz. Cumhu riyet kurulalı beri bütün hukumetler tarihimizin ve ihtiyaçların baskısı al- tında, bu memleketi iktisat ve kültür- ce kalkındırma davasına kendilerim vermişlerdir. Bu geri kalmış, fakir fakat imkânlı memleketin başına ge- çenler için, onu cihazlandırmak, hal- kını rahata ve ışığa kavuşturmaktan asil bir ihtiras olabilir mi? Bu vadi- de dün ve bugün yapılmış bütün hiz- metler milletin makbulüdür ve hatı- rındadır. Fakat, sadece bu hizmetleri öne sürerek, mevcudiyetinde şüphe olmayan ciddi meselelerimizin dugu— münü çözecek tedbirleri ve katlan mamız gereken fedakârlıkları açıkla— maktan kaçınmak yanlıştır. Sıkıntılarımız var. Ne yapalım ki bunları hissediyoruz: ithalâtımız ihtiyaçlarımıza zaten yetmezdi. Gün geçtikçe büsbütün yetmez oldu. Bu darlığın gündelik hayatımızda, zira- atımızda, sanayiimizde, nakliyatımız- da sarsıntılar yaptığı görülmektedir. Daha başka sebeplerin de eklenme- siyle, mal fiatları umumi — surette yükseliyor; her şey, kısa zaman hu- dutları içinde, pahalılaşıyor. Acaba, ithal mallarım bollaştırmak ne Za- man ve ne ölçüde mümkün olabilir? mi fiat artışları - bastığımız dal olan ihracatımızı çeşıtlı primlere muhtaç kılıyor. Ac ba u prim yolu- nun sonu ne ola Aksamasına kımsenın razı olamı- yacağı iktisadi cihazlanmamızın de- vamını, iç ve dış tînansman bakımın- dan nasıl sağlıyaca Türkiye inşa hamlelerı içinde bu- lundukça yabancı krediden geniş Ööl- çüde faydalanmak zorundadır. 22 Eylül 1952 den beri yabancı alacak- lılara reva görülen kötü muamelele- rin- o büyük hatanın bir daha tek- rarlanmamasını Bağlıyacak yola a- caba girdik mi, girmedik mi? Bu çeşit problemlerımızın ortaya konuşunu, tahlilini, tedbirlerini hükü- met adamlarının bütçe nutuklarında AKİS, 10 MART 1956 Nedim Ökmen Ayak diretiyor bulamamak cidden üzücü olmuştur. Maliye Bakam Bütçe Komisyonunda - Başbakana göre geçen yaz fiilen ve kısmen başlıyan - yeni bir politikanın esaslarım ilk defa olarak ifade etmiş, ümitler uyandırmıştı. FFakat bütçe nutkunda - haydi eski formüllere baş- vurmasını bazı politik zaruretlerine hamledelim problemlerimize, tedbir- lerine, komisyondaki beyanatının sis- temli ve cesur bir takdimine yer ver- medi. Bunu anlamak ve üzülmemek mümkün olmuyor. Başbakanın müte- addit nutuklarım ise, 29 Ocak beya- natının iştiyakla bekledıgımız güzel bir ekspozesi yerine, sinirlendiği şah- siyetler doldurmuştu. Bu şartlar altında çıkan den, önümüzdeki yılda iktisadi ve mali sahada kendisini gösterecek 0- lan hadiseleri ve neticeleri istihraç etmek mümkündür. Yeni prensipler 29 Ocak beyanatında ifade edilen yeni esasların dahilde ve hariçte güven uyandırabilecek kuvvette ol- masının asıl sebebi, bu prensiplerin bütçe- OTOMOBİL milletçe benimsenmiş ve tasvip edil- miş olmasıdır. Fakat maalesef bu hususta, bütçe müzakerelerinin ver- diği imkandan faydalanılmadı. Evi- mizi düzene koyacak tedbirleri, yet- kili ağızlardan dinlemek hususunda, yabancılardan daha çok hak sahibi olduğumuz hatırdan çıkarılmamalıy- dı. Hükümetin yeni tedbirlerinin ne- ler olduğu bilinmemektedir. Şimdilik Fethi Çelikbaşın daveti - daha doğ- rusu tahriki - üzerine Başbakanın şu teyidi ile yetinmek gerekiyor: "... vesileyle bir defa daha yüksek huzu- runuzda ifade edeyim ki, — aldığımız kararlarda sebat şıarımızdır lan beyanatın ve bütçe politikasının bu ruh ve bu görüş dahilinde tatbik edileceğini bir kere daha ifade ve te- yid ederim Program meselesi Menderes Hükümetinin program nuda sarih bir taahhüt ıh— tiva eder: "İktisadi cihazlanmamız i- getirilecek bir plâna bağlanacaktır." u plân yapılmamıştır. Hattâ, ne za- man huk mete bu taahhüdü hatırla- tılsa "biz totaliter plânlar yapama- yız" cevabiyle tartışmanın kısa ke- sildiği hatırlardadır. Mevzua fantazi karıştırıldığı da olmuştur: "Plânsız olduğumuzu siz isbat edin!" Bütün bunlar bir taahhüdün intikal safha- larıdır. Sinop Milletvekili Server Somun- cuoğlu, bir plân yapmanın memleke- timizde çok zor bir iş olduğunu, ev- velce bunun lüzumuna dair taşıdığı kanaatleri şimdi tadil ettiğini bildir- di. Bu beyanat Meclis ekseriyetinin takdirini kazandı Başbakan ise, "her işin kendine göre bir planı bulundu- ğunu" beyanla İktifa e Evet, dört beş yılı 1ç1ne alacak, iç ve dış finansman meselelerini dört rakkamlandıracak una Avrupai şek- lini vermek cidden zor bir şeydir. Fa- kat, imkânlarımızın sırasına ve ölçü- süne göre tertıplenmıyen ıç ve dış ö- demelerin ikide bir sürpriz gibi kar- şımıza dikilmesi durumunda kalmak a kabul edilebilir bir şey değildir. Hiç olmazsa, başladığımız ve başlı- yacağımız işlerin arızasız devamım sağhyacak bir tediye plânının disip- linine her zamankinden fazla muh- taç bulunuyoruz. SAHİPLERİNE: Trafik sigortası için vaktiniz azalmıştır. Poliçenin tanzim ettirmek üzere hemen müracaat ediniz. Rüzgârlı Sokak Otto Wöber Han (ULUS GAZETESİ) üstü No. 5. Tel: 10829