Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene : 2, Cilt : VI, Sayı : 95 Rüzgârlı Sok. Ovehan Kat : 3 Daire : 7 P. K. 582 — Ankara Tel : 15221 (Başyazar) 18892 (Yazı İşleri ve İdare) Fiatı : 60 Kuruş * İmtiyaz Sahibi : Metin TOKER * Umumit Neşriyat Müdürü : Cüneyt ARCAYÜREK * Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden mes'ül Müdür : Yusuf Ziya ADEMHAN * Teknik Sekreter M. Nevzat ÜNLÜ * Karikatür : * Fotoğraf : Hüseyin EZER ASSOCIATED PRESS TÜRK HABERLER AJANSI Klişe : , Doğan Klişe ATELYESİ * Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24 lira İlan Şartları 4 renkli arka kapak (Tam sayfa) 350 lira Kapak içi 300 lira metin sayfaları Santimi 4 lira * Dizildiği ve Basıldığı Yer : Yeni Matbaa — Ankara Kapak resmimiz: De Sica-Gina-Sofia Yıldızlar ve yaratıcıları - Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları Menderes iktidarını kayıtsız şartsız methetmediniz mi siz, dedikoduyu kazanç membası haline getırmış mecmua veya gazetesi- niz, yabancı ajanslara telgraf çe- kip memleketini jurnal eden adam siniz, ona buna iftira, hakaret sa- vuran bir demokratık küfürbazsı- nız. Eski toplar gibi modanız ya- landa geçecektir. Büyükler böyle söyleyince de küçükler elbette ay- nı Meclis kürsüsünden taarruzu ileri götürür, kabadayılar oradan kaleminize bomba atmaya kalkı- şır! Bunların suda fazla kalmış çıkarılmaz bombalar olduğuna şüphe yok ama bir zihniyetin ha- zin tecellisini ortaya koydukları fikrinde değil misiniz? Evvelâ şu iftiradan bahsedelim. İftira, basın işlerini tedvire ma- mur bir Devlet bakanının devretti- ğini ilan ettiği gazetesinin mülki- yetini elinde tuttuğunu ve böylece kendi gazetesine resmi reklâm verdiğini mi yazmaktır?. Ama bu husus, mahkeme önünde ispat o- lunmuştur. Yoksa Meclis kürsüsü- ne çıkıp Metin Tokerin Ankara- dan Associated Press ajansına telgraf çektıgı ve Amerikanın Tür iyeye niçin yardım etmeyeceğını bildirdiği iddiasını mı ileri sür- mektir?. Birinci iddianın doğrulu- gu neşredilen bir noter — senediyle ortaya çıkmıştır. Fakat bahsedılen telgraf m metnini bugüne kadar kimse görmemiştir. Göremez de, çünkü böyle şey yoktur. Ta dedikodu? Bizim bildiğimi- ze göre bir zat Meclis kürsüsüne çıkar da meselâ muhalif bir başya- zarın Fransa'da şatoya veya koş- ke sahip bulunduğuna - hiç bir sıl ve esası olmadığı halde - ıddıa ederse ona dedikodu derler. Buna mukabil bir kudretli bakanın res- mi zevcesinin ve kızının seneler- den beri Pariste nereden döviz tedarik ederek geçindiklerini, meş hur Cadillac'ı nasıl aldıklarım sor- mak ilâç getirtmek tein, ilaç dö- viz bulamayan ir memlekette herkesin hakkı olmak gerekir. De- legesi bulunmayan NATO delegas- yonumuzun resmi otomobiline Pa- riste kimin, buradaki eski 0052 numaralı otomobıle - Bay Zorlu- nun son makam arabası - kimin bindiğini ve sarı plâka taşıyan bir Karayolları otomobilinin de kim tarafından nerelerde kullanıldığını acaba Başbakan Adnan Menderes fotogratlarıyla bu mecmuada gör ister mi? Tabitf, bilmiyorsa!. Dedıkodu İşe gelmeyen haki- katlerin ıfşasını bu kelimeyle va- sıflandırmak kolaydır. Ama dedi kodu dediğiniz nedır? Dr. Sarolun ortağının krom işi mi, Turizm bankası hadiseleri mi, Aydın D.P. il başkanının çiftliği mi, sebil da- ğıtır gibi "sanatkâr" lara para- lar dağıtan banka umum müdür- leri mi, yoksa 18 katlı yeı'lı gök tırmalayıcılar mı? Hangisi? a -— Aramızda Sözle hakaret suçları bulmak için bazı siyaset — adamlarımızın, neşren hakaret suçları bulmak için bir takım iktidar partisi organ- larının kullandıkları — ! kelimelere bakmak yeter de artar bile.. Siya- si ahlâksızlar, siyaset madrabaz- ları, alçaklar, kuyruklar, vatan hainleri, komünist metodu kulla- nanlar, arkasındaki yara yeri go- cunanlar, düzenbazlar, düşkünler, bunaklar hep bu neviden edebiya- n nümuneleridir. Biz demokratik küfürbazlığa çoktan razıyız, şu ag- zın bırakıldıgını bir görebilsek... B asını mı_ıstakıl bir varlıktan zi- ya mek polıtıkacılarımız daha kârlıdır. rin niçin iktidar aleyhinde yazdıklarının araştırılması tavsi- yesine katılmayacak aklı başında bir tek insana tesadüf olunabilir mi? Hayatlar mm hiç bir anında yukselmegı akıllaruıın köşesinden dahi geçirmemiş oldukları makam— lara bir rejimin sayesınde yükse lenler o rejimin kaidelerine ve usullerine riayet etmemeli mii ler? Gazete bu! Elbette ki gordugu aksaklıkları yazacaktır. Ama ak- saklıkları yapanlar hakkında "ne diye yapıyorlar" diye kızacak yer- tarafı yoktur, ancak bar tek i tarzı mevcuttur, demek ki o ak- saklıklar biliniyor ve göz yumulu- yordu. Bunların açıga vurulması karşısında galeyana g aşka ne sebebi olabilir? Bılakıs dolayı sevin- meli, onları kendilerine yardımcı yapmalıdırlar. Dünyanın öteki de- mokrasi memleketlerinde gazetele- re murakabe imkânının verilmesi orada basının bizde yazılanlardan başka şeyler yazması sayesinde de gil, orada devlet adamlarının biz- deki devlet Aadamlarından başka ürlü duşunmelen sayesindedir. elim ki yarının politika- cıları kendılerını böyle yetiştirsin- ler. U" san kendisinden gazetelerde feua bahsedildiğini gördüğünde al bette ki müteessir olur. Ama bunu o gazetelere haklı haksız hücum için sebep addederse yandır. Bu- nun yerine sinirlere hâkim olmak ve bir kabahatin bulunup bulun- v © B a: EB :N Wi - ve © a - © — B © Va © DC D İ e mak değil, önlemek şayanı tavsi- yedir. Zira aziz ve sevgili Mende- res yalnız bir takım mecmua ve gazeteler değil, bakarsınız bir ta- kım politika adamları da eski top- lar gibi modası geçmiş hale geli- de verirler. irincilerden çok daha çabuk Saygılarımızla — AKİS