fet tek bir defa kullanıldığı takdir- de tesirli olabilecek bir parlamento taktiğini dejenere etmiş, müptezel hale getirmiş, tabii de sonunda bu- nun Zararını bizzat çekmişti. İşte bundandır ki, bu hafta bazı muhalif milletvekilleri iktidar organının hak- l1 olacak hücumunu endişeyle bekle- diler. Fakat ses çıkmadı! Zafer baş- yazarları bir defa daha Muhalefet hayrına çalışmışlardı Her şey geçen haftanın sonunda bir gece, Buyuk Millet Meclisinde Yeni yıl bütçesinin fasılları müzakere ediliyordu. Sert tenkidler Cumhurbaşkanlığı butçesıyle belir- mişti. P. ni ıirşehir millet- vekili Tahir Taşer bu bütçe vesile- siyle partisinin o mevzudaki itiraz- larını kürsüye getirmişti. Fakat mü zakerelerde ne Başbakan, ne de ğ . nin büyük sözcülerinden biri ha- zırdı.NitekimCumhurbaşkanlığı bütçesine ait tenkidleri D. P. nin Er zurum milletvekili Sabri Erduman- dan başkasının karşılamaması dik- kat nazarını çekti. İhtimal ki bu işe Sabri Erduman memur edilmişti!. Tenkidler Başbakanlık bütçesi e- le alınınca daha da arttı. Hür. P. a- dına Grup başkan vekillerinden Mu- ammer Alakant — konuşuyordu. İşte Devlet Bakam Emin Kalafatın Mec- lise gelmesi bu ana tesadüf eder. min Kalafat doğrudan doğruya An- kara Palasın pavyonundan ve Baş- bakanın masasından geliyordu. Kar- şı tarafta Cumhurbaşkanlığı ve o- nu takiben Başbakanlık bütçesi gö- rüşülürken Adnan Menderes bir kaç yakın arkadaşıyla birlikte Ankara Palas otelinin meşhur pavyonunda günün yorgunluğunu alıyordu. (Sergi Colette'in. gidişinden beri bu pavyon eskisine nazaran daha — az alâka u- yandırıcıdır. ama zihin dinlendirici numaralar gene de mevcuttur. Dev- let Bakam Emin Kalafat akşam ü- zeri Ankara Palasın üst katında, İş- letmeler Bakam Samed Ağaoğlııyla birlikte "yorgunluk almıştı". Gece yorgunluk almaya Başbakanın ma- sasında devam etti. a Adnan Menderes kendisini Meclıse de gön- derdi. Bu sırada kürsüde Muammer Alakant vardı. bazı kimsele- Kalafata da . gr Muammer Alakant, Alakant son tenkidlerini yaparken Devlet Bakanı kendisini "ev ev do- laşıp hizipler kurmakla" suçlandır- mıştı. Hem de hiç âdeti — olmadığı halde bunu sert konuşarak yapmış- tı. Günün yorgunluğunu Ankara Pa- lasta iki postada almış bulunan E- min Kalafat hele hatibin iktidar mensuplarınca hiç azzedilmeyen 6-7 Eylül hadiselerine temas ettiğini görünce dayanamadı ve- kürsüye fir- ladı. Sabık Tekel Bakanı bundan bir müddet evvel Muhalefeti vatansever olmamakla suçlandırmış, fakat son- radan sözlerini geri almıştı. Bu sefer konuşmasına, sözlerini geri almaya- cağı kaydıyla başladı. 6-7 Eylül ha- diselerini- mütemadiyen — ortaya ge- tirmek, vatanseverlikle kabili telif AKİS, 3 MART 1956 Menderes Lugatçesi Bütün — bütçe müzakereleri bo- yunca Menderes, kürsüye he men her çıkışında oklarını Hür. P. ne tevcih etti ve onun ku- rucularına siyasi ahlâksızlık suçu yükledi. Zira bu kamalı- . P. etiketiyle milletvekili seçılmışler fakat D. den halde mılletvekıllıgı rıldıklar hırkasını iade değil, muhafaza etmişler. İste, Menderese göre siyasi ahlâksızlık!. sonra 26 Şubat tarihli Zafer gazetesinde ne görüyoruz: "Ser ver Somuncuoğlunun siyasi if- feti vardır." Allah!.. Server Somuncuoğlu bu! H P. etiketiyle —milletvekili seçi- lip C. H ayrıldıktan sonra milletvekilliği — hırkasını iade değil, muhafaza eden zat. İktidarın bir hususi lugat— çeye sahip olduğu aşikar Siyasi ahlâksız: Menderesı tenkid eden adam Siyasi — İffetti: metheden adam. Menderesi alamazdı. Hele İsmet Paşa, aman yarabbi hele İsmet Paşa. u, sonradan bir Muhalefet par- tisinin resmi tebliğinde belirtileceği veçhile, taammüd ifade eden başlan- giıç Meclisin içini bir anda karıştır- maya yetti. Muhalefet — şiddetle iti- raz ediyor, kürsüye doğru yürüyen- ler çıkıyor, sabık Tekel bakanına al- kolün şişede durduğu gibi durmadı- ğı hatırlatılıyor, hekim olan muha- lif milletvekilleri Emin Kalafatı mu- ayene edeceklerım söylüyorlar, Dev- let bakam da “çıkın, gidin, bir daha YURTTA OLUP BİTENLER donmeyın diye bağırıyordu. İşte bu sırada Fevzi Lütfi Kara- osmanoğlu Hür. P. mensuplarına Meclis salonunu terk işaretini verdi. Onları gören C. P. ve C. M. P. milletvekilleri de sıralarından ayrıl- dılar. Meclis kürsüsünü işgal eden gah Erozan celseyi tatil etmekten başka çare bulamadı. Zira başkan- lık, her türlü kontrolu kaybetmişti. Büyük - taktik hatası A radaki on dakikada Hür. P. nin grup odasında heyecanlı bir hava hüküm sürüyordu. Sanki mantık ve fikirler yerini — hislere Fevzi Lütfi Karaosmanoğlunun na- sıl romantik bir şahsiyete sahip ol- duğu herkes tarafından bilinir. Bü- yük lâflar edildi ve Meclisin mütea- kip celsesine iştirak etmeme kararı verilerek herkesin evine dönmesi mu vafık görüldü. . nin grup 0— dasında da aynı telaş vardı. derhal İsmet İnönüye telefon edıldı Genel Başkan yatmak üzereydi. Gi- yindi ve Meclise geldi. ür. P. nin celseye katılmayacagı anlaşıldığın- da, kimse alınmasın ama tıpkı meş hur hikâyedeki Panurge'ün koyun- ları gibi - Fransız klasiklerinden Ra- belais'nin bir hikayesi: gemideki ko- yunlardan biri kendini denize atınca bütün koyunlar denize atlarlar. C. H. P. ve C. M. P. de aynı boykot ka- rarına iştirak ettiler. Ertesi sabah muhalefet grupları birer toplantı ya pacaklardı. Nihai karar orada alına- On dakika sonra celse açıldı. Baş kan Agâh Erozan n defa geri almıştım, bu sefer almayacağım" di- ye hususi kasıd dahi ihtiva ederek başlayan sözlerde alınılacak bir ta- raf görmediğini beyan etti, luk alması biraz geçmiş gozuken E- min Kalafat kürsüye gelerek sözle- Muhalefet liderleri Falso yaptılar