3 Mart 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

3 Mart 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kam 12 dir. Üstelik AKİS'in geçen sayısında belirttiği gibi dış ticaret borçlarının transfer edilememesi do- layısıyla gelecek yıl içinde yabancı film görmemiz çok müşkül olacak- tır. Bu bakımdan İtalyan — filmcileri Türkiyeyi kuvvetli bir pazar addet- memekte ve propaganda için kendile- rini pek sıkıntılara sokmamaktadır- lar. Ünitalia Filmin böyle bir hafta tertip ederek sadece üç film göster- mesinin asıl sebebi budur. Ocak başlarında Istanbula gelip "Justice est faite - ul- du" filminin gösterilişinde hazır bu- lunan ünlü rejisör Andre Cayatts'in ziyaret sebebi Fransız filmlerinin Türkiyede daha fazla gösterilebilme- si için propaganda yapmaktı. Cayat- te'ın gelişi hem daha az masraflı hem daha ciddi olmuştu Sinema hak kında söz sahibi bir rejisör, beğene- ni de beğenmeyeni bir film alâkalılarda iyi tesir yarat- mıştı. İtalyan film haftası Cayatte'ın ziyaretinden daha geniş cepheli ol- makla beraber, getırılen t'ılmlerden "La Strada - Yol" ha ariç — diğerleri Leo Padovani Gelenlerden Sonrası İtalyan Sineması lerde bütün seyircileri teshir etti Roberto Rossellini 'Roma Citta A- perta" ile bütün — yokluklara rağ- n mükemmel bir film çevrilebile cegını ispat etmıştı Açılan yoldan ikinci olarak yürüyen — 'Sciuscia - Şuşa" filmıyle Vittorio De Sica ol- du. Onları "II Bandito - Haydut", Yaşamak" gıbı filmlerde Lattuada ve Luigi Zampa takip ettiler. Rossellini de boş durmuyor, altı hikayeden meydana gelen ikin- ci büyük eseri "Paisa" da müttefik- ler ile İtalyanların münasebetlerini acı bir hiciv ile ele alıyordu. Rus- sellini sadece teşebbüsünde muvaf- fak olmakla kalmamış ayni zaman- da İtalyanın ve aynı şartlarla kar- şı karşıya olan Avrupanın diğer rejisörlerine de tesir etmişti. Film amilleri iyi film çevirmek için mut- aka muazzam stüdyolara, tanın- mış yıldız isimlerine ihtiyaç olma- dığına artık inanıyorlardı. Görüş, zevk ve sinematografi bilgisine sa- hip olmak birçok diğer kusurları örtüyordu. - Bizimkilerin kulakları çınlasın -. İtalya sineması birbiri üstüne güzel eserler veriyordu. — Alberto Lattuada'nın 'Senza Pieta - Acıma- dan", Renato Castellani'nin 'Sotto il sole idi Roma - Roma güneşi al- tında", Luchino Visconti'nin "La Terra Trema - Topra Tıtrıyor 5 Luigi Zam cilli - Müşkül Yıllar isimli lîlmlen bun: ların arasındadır. Ama asıl şahese- ri senaryosunu Cesare Zavattini'nin hazırladığı "Ladri di Biciclette - Bisiklet Hırsızları" ile Vittorio De Sica yaratı. Acık havada çalışmak, dokü- AKİS, 3 MART 1956 man ter sahnelere ehemmiyet ver- mek, yıldız kullanmamak, konuyu daima günlük gerçekten çıkarmak ve nihayet filmi ucuza maledebil- mek İtalyan sinemasının — başlıca hususiyetleri olarak kendini göste- riyordu. Cereyanı Zavattini vaftiz etti. Bu devir sinema tarihine Neo- Realizm devri olarak geçecekti. 1949 senesinde "Riso Amaro - Acı Pirinç" isimli bir film İtalyan sinemacılığında — başka bir dönüm noktası oluyordu. Carlo Ponti ve o de Laurentis hesabına Gıusep- pe de Santis'in çevirdiği filmin dise yaratmasına — sebep herlıangı bir sanat değerine sahip olması de- ğgildi, İtalya güzellik kraliçeliğin- den perdeye geçen Silvana Manga- no her fırsatta teşhir edilen biçim- lı vucuduyla seyırcılerı büyülemiş- i. eo- m'in ticari saha- ya tatbıkı ıçın atılan ilk adımdı. Lucia Bose, Gina Louobrigida, Sil- vana Pampanını, Yvonne Sanson gibi güzellerin — akınına Roberto Rossellini "Germania Anno Zero - Sıfır Senesınde Almanya", "Amore e Sica — Zavattini çifti "Mıracolo dı Mılano e Milano Muci- zesi", " Renato Cas- tellani 'Speranza di Due Centesimi- iki paralık Ümit" gibi filmlerle karşı koymak istediler. Fakat neti- cede sanat ve fikir müdafileri ka- dın cinsiyeti önünde başlarını eğdi- . Neo-Realizmin en kuvvetli ka- lesı Vittorio de Sica 1953 te "Stazi- rmini - Son İstasyon" gibi Neo-Realizmle taban - tabana zıt bir film çevirdi, sonra da eski mes- leği olan aktörlüğe döndü. Roberto Rossellini ise ingrid Bergmanla ev- lendikten sonra gititkçe nev'i sah- ama münhasır bir rejisör haline gel SİNEMA böyle bir haftanın zihinlerde yarat- tığı soruyu tatmin edici değildir. Asıl üzücü nokta Silvana Mangano, Sil- vana Pampanini, Sofia Loren veya Gina Lollobrigida — yerine, Giulietta Masina, Valentina Cortese, Lea Pa- dovani ve Raff Vallone'yi aramızda görmek değil; seyredilemiyen belki de hiç seyredilemiyecek — bazı güzel filmleri böyle bir fırsatta seyredebil- mek imkanının olmayışıdır. Memleketimizdeki kültür heyetle» ri bu şekilde hayırlı tertipler hazır- larken, tertiplerin şekil bakımından oldu. gu kadar muhteva bakımından da ağır başlı olmalarına dikkat eder- lerse yarattıkları intiba bugünkün- den herhalde çok daha fasla müspet ve tatminkar olur. Filmler İtalyan film haftası gösterilen "Sokakta muhakkak ki bu tert ıbın merkeziydi. Federico Fellini'nin jisörlüğünü yaptığı munasebetıyle - La Strada' ağırlık re- film beş millet- lerarası mükafat kazanmış ve İtal- yanın geçen yıl meydana getirdiği di ve gerek sinema dünyasında ge- rek seyırcıler üzerinde eski tesiri- ni kaybetti. Italyan filmciliği sanat alemin- de yerini Neo-Realizm ile kazan- mışken şimdi güzellik — kraliçeleri vasıtasıyla dünya film — piyasasını elde etmeğe — çalışıyordu. Nitekim Avrupanın en mükemel stüdyosu o- lan Cinecitta İtalyan film amilleri- nin kabaran bütçeleriyle restore e- dilmiş eski haline getirilmişti. Cine- citta 1987 de açılmıştı. Duçe'nin oğ- lu Vittorio Mussolini film prodük- siyonu ile yakından alakadar olu- yordu. Cinecitta harpte müttefikler tarafından bombalandı. — Almanlar çekilirken işe yarar teçhizatı bera- berlerinde götürdüler. Bir müddet esir kampı olarak kullanıldı. Cine- n Avrupanın sinemacılarının malt başarılarının en kuvvetli de- İtalyan sinemacılarının mali im kanlarını genişletmek ıçın başvur- dukları çarelerden e diğer memleketlerin sınemacılarıyla işbir liği yapmaktı. Bu hususta hükümet onlara gereken kolaylığı gösterdi. Fransız - İtalyan işbirliği anlaş- masını, Amerikalılar, İngilizler, Ja- ponlar ve hatta Türkiye ile yapılan anlaşmalar takip etti. Bu anlaşma- kkak ki, piyasaların her iki taraf için de genışlemesıydı 1944 senesinde Rossellini mah- rumıyetler içinde kollarını sıvamış- tı. Bu gün ise Italya Avrupanın en geniş ve en #zengin sinema endüs- trisine maliktir. Bu olay bilhassa bizim filimcilerimiz için epey ibret verici olsa gerek. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: