MUSİKİ İstanbul Pierre Fourn G eçen hafta Istanbul müzikseverle- ri Pierre Fournier'yi tekrar din- lemek fırsatım — buldular. Bilindiği gibi Fournıer, sanat aleminde devri- mizin - o Casals'dan sonra en büyük vıyolonselıstı addedilmektedir. Gerçi bu sazın da - Pıatıgorsky, Tor- telier, Cassado veya Mainardi gibi - kıymetli virtüozları yok değildir. An- cak, teknik ustunlugu yanında ken- dine has yumuşak tonu, olgun musi- ki anlayışı ve ifade kudreti ile Pierre Fournier, bütün Avrupanın ve rikanın sevgisini kazanıvermiş, bu i- simlerin başında yer almıştır. Pierre Fournier' nin konserlerinde, turnelerinde veya plâklarında kendi- sine daima büyük orkestralar, büyük solistler refakat etmekteydi. Meselâ, konserto icralarını umumiyetle Ra- fael Kubelik veya Walter Susskind idaresindeki orkestralar refakatinde plağa doldururdu. Keza, "His Mas- ter's Voice" plakları üzerindeki Be- ethoven sonatlarında kendisine, bir kaç yıl evvel hayattan ayrılan büyük Beethoven icracısı Artur Schnabel refakat etmıştı izde ise bu refakat, konserlerde İstanbul Şehır Orkestrası, resitaller- de de mal Reşit Rey tarafından deruhte edilmekteydı cak, ister Şehir Orkestrası veya Cemal Reşit Rey, isterse Viyana Filarmoni Or- kestrası veya Artur Schnabel refa- kat etsin: bu kabil icralarda solistin ehemmiyeti ön planda yer alacağı yani refakat edenin sanat değeri ne olursa olsun, soliste nazaran tali du- rumda addedileceği - ilk nazarda ha- tırlanması gereken bir esastı. Garip afişler Halbuki — bu sefer resital, afişlerde bir "Pierre Fournier - Cemal Re- it Rey" resitali olarak ilân edilmek- teydi. Her iki isim de aynı puntular- a, yan yana yazılmıştı. Öyle ki, du- rumu bilmiyenlerin, Cemal Reşıtın de vırtuozlugunu gosterecegını bu ara- da "piyano dünyasında" gezınecegını zannetmelerı mümkündü. Zira, piya- nistin ismi "refakat eden şeklinde değil, solistle aynı ehemmiyette, di- ğer bir solist gibi tasrih olunmuştu. Orkestra ile verılecek konserde i- se orkestra şe l Reşit Rey'in adı gene huyuk punto ve ta- mamen majüskül harflerle, — "Pierre Fournier" ismi ise kuçuk harflerle yazılı idi. Bereket, Fournier'nin Ce- mal Reşit'e refakat etmek üzere gel- diği zannını uyandıracak şekilde bir ilan yapılmamıştı. Yabancı dil merakı Gene orkestra konserinin, hem a- fişlerinde, hem de amında diğer bir gariplik nazarı dikkati çek- ti: Program, bir Türk bestekârının Fransızca isim taşıyan bir eserini ih AKİS,3 MARTI1956 Pierre Fournier Punto ve çap meselesi "Pieces Concertantes"ı icra olunacak- tı. Musiki dilinde, karşılığı mev- cut olmayan yabancı terimlerin kul- lanılması pek tabii idi. Ancak, sebep- siz yere bir -bestekarın, eserini ya- bancı dilde verilmiş bir isimle kendi memleketinde çaldırmasının izahı kabil değildi. Gerçi "Pieces Concer- tantes" ilk defa Fransa'da icra olun- muştu. Lâkin bu da eserin Fransızca isim taşıması için kafi sebep teşkil edemezdi. Nitekim, bu yabancı isim bir çok müzikseverler tarafından - haklı olarak - tenkid edildi. Zira hiç değilse "pieces" kelimesinin dilimiz- de karşılığı vardı ve esere meselâ - "Konsertant Parçalar" gibi bir isim verilmiş olsaydı ihtimal böyle bir husus nazarı - dikkati çekmeyecekti. mafih, İstanbul Konserlerinde aşırı bır Fransızca merakı daima gö- ze çarpıyordu. Programlar âdeta yal- nız Fransızca bilen müzikseverlere hitap edecek mahiyette hazırlanmak taydı. Bunun yakın bir misali de La- zare Levy'nin konser afişlerinde gö- rülmüştü: Solistin — çalacağı eserler "Sechumann'ın Konsertosu ve Varia- tions de Franck" şeklinde ilan olunu- yordu. İkinci isimle kastedilen eser Cesar Franck'ın "Senfonik Varyas- yonları" idi, "Franck'ın" yerine "de Franck" yazılması acaba nasıl bir sebeple izah edilebilirdi? Bu kabil hareketlerin dinleyiciler üzerinde na hoş tesirler husule getırılecegı naza- ra alınmıyor, hattâ b e böyle- likle memleketimizi ziyaret eden ya- bancı sanatkârlara bir cemilede bu- lunulduğu zannediliyordu. Konser Nitekim bu "cemile" merakı konser programında alenen tasrih olun- muş, orkestranın yer alması "Şehir orkestrası sanatkarlarının cemilekar ıştırakıle şeklinde ilan edilmişti. Halbuki Şehir Orkestrası burada en tabii mesaisini yapıyordu ve üste- lık ıştırakı dinleyiciler için hiç de "cemile" degıldı Kötü bir refakat - ne kadar "cemilekar" addedilirse ad- dedilsin - dinleyicilerin çoğunu — ra- hatsız ediyordu. Orkestra ise bu re- fakat vazifesini nadiren başarabılı- yordu ki böyle bir durum "cemile" glegıl olsa olsa bir eziyet teşkil eder- Son konserde — orkestra Cemal Reşit Rey idaresindeydi. Fournier ta rafından çalınacak iki eserden maa- da programa Mozart'ın "Don Juan" Uvertürü ve Gabriel Faure'nin "Pel- leas ve Melisande — süiti ilave edil- mişti. Uvertürün devamı — boyunca or- kestrada bir isteksizlik göze çarptı Bir evvelki ko nserde pek fazla tak- dir edilen yaylı sazlar eseri gelişi güzel okumakla ıktıfa ettiler. Kontr- basların çatırtıları tabii ki eksik de- ğildi. Fransız bestecilerinde ise Cemal e bu netice gene değişmedi. teferruatı oldukça belırlı idi. olçulerde muvazene, tempoda İstikrar müşahade — edildi. Nefesli sazlar nisbeten temiz çaldılar. ., Fournier, Haydn'ın Re Majör Vi- yolonsel Konsertosunu kendi kadanz- ları ile icra etti. Duygulu olduğu ka- dar berrak üslubu ve azami mükem- meliyete erişmiş tekniği karşısında hayrani lk duymamak imkân: , programın en fazla dik kati çeken kısmı Cemal Reşıt Rey'in Fransızca isim taşıyan eseri * Vi- yolonsel ve — orkestra için "Pieces Concertantes" - oldu. Dört müstakil, kısımdan - parçadan - müteşekkildi: Di n Yolu Onbeş Günlük Dini ve içtimai Dergi Çıkaranlar: Profesör İsmaill Hakkı Baltacıoğlu'nun idaresinde din mütefekkirleri ve içtimaiyatçılar 15 MARTTA Çıkıyor 29