him nokta, çok sade giyinmek ve şiş- manlatıcı teferruattan sakınmaktır. Beli ince gösteren biçimler, "V" şek- linde dekolteler tercih edilmelidir. Şişmanların da, tıpkı çok kısa boylular gibi, 1 numaralı düşmanı fazla uzun topuklardır. Bu topuklar bir tezat meydana getirerek, şişman bacakları, kısa bir boyu derhal mey- dana çıkarırlar. Fazla zayıflar Açık Trenk elbiseler, kareli, ekose kumaşlar kalın ve tüylü kumaş- lar, trois-guarto kollar yüksek yaka- lar, işli ve teferruatlı bedenler zayıf- lığı kolaylıkla örtebilir. Moda Defileler devam ediyor Lanvin — için modeller çizen Antonio Castillo, renkli ve tahrik edici bir moda defilesi ile bütün nazarları üs- tüne çekti. Castillo moda mütahas- sıslarının bugüne kadar hiç el at- madıkları bir kaynak keşfetmiş ve bu bulusundan istifade etmesini be- cermişti. Bu yeni kaynak, Arap iş- gali sırasındaki İspanya ile ressam Goya'nın eserleri ıdı Tabii bu ilham- la meydana getirilen elbiseler de şimdiye kadar görülmemiş bir şekil- de kışkırtıcı ve göz alıcı oluyordu. ma bu hava daha ziyade gece el- biselerinde kuvvetle * hissediliyordu. Gündüz elbiseleri nispeten daha sa- de idi. Bunların hususiyetini de geo- metrik şekiller ile şimdiye — kadar görülmemiş Trenkler teşkil ediyordu. Meselâ fıstık içi, ceviz ve kum renk- leri, tuz ile biberin karıştırılmasın- dan çıkan renk, Fransız francalası, kızarmış ekmek rengi elbiseler ilk bakışta yadırganmakla beraber dınların yüreğini oynatıy maşlar da renkler gibi, ka— ordu. degışıktı Me— Lanvin'in defilesinden « Ye kürküm, ye..» AKİS, 3 MART 1956 Gece için saç Castillo icadı sela yünlü ile karışık ipekliler, şan- tuglar çokça kullanılmıştı Lanvin defilesinde en çok dar el- biselere yer vermişti. Öyle anlaşılı- yor ki, 1956 modasının ana hattını bellerin, kemer ve kuşaklarla değil de elbiselerde tabii olarak inen dra- pelerle gösterilmesi teşkil edecektir. Lanvin'in diğer büyük — modacılarla müşterek tek noktası da bu idi. Dar elbiselerin üzerinde ya düz hatlı ce- ketler, yahut küçük ve vucuda yapı- şık bolerolar tercih edilmişt Sihirli tayyör Dar bir etek, aynı kumaştan küçük bir tayyör ceketi, gene aynı ku- maştan çok açık yuvarlak yakalı, kol sus müstakil bir beden, yünlü veya poplin emprime bir bluz aynı empri- me ile astarlanmış muazzam bir etol. Işte bu 5 parça ilkbaharın sihirli tay- yörünü meydana getirmiş ye kadın- ları giyim derdinden kurtarmıştır. Bu kıyafeti yaptıran — kadın, birkaç mevsim, hiç elbisesizlikten etmeden her vere gidebilecektir. Sokak kıyafeti Tayyör ceketi, etek ve soğuk ha- valarda etol sokak için biçilmiş kaftandır. Tayyörün yakasından emprime bluzun eşarplı yakası gö- rünmekte ve etol aynı emprime ile astarlandığı için durmakta- bir şapka ile fevkalâde kıvrak ve ha- fiftir. Akşam ve gece Tayyör eteği ve dekolte küçük be- den, uzun bir kolye ve uzun eldi- venlerle gayet ağır ve zarif bir gece kıyafeti olmaktadır. Her zaman 17 tek ve emprime bluz evde, büro- da, heryerde pratik, rahat ve ko- KADIN lay giyilen bir kıyafet olup kıştan yaza çıkan kadına bir neş'e ve çiçek havası vermektedir Afrika Acayip bir defile İlkbahar, moda defilelerinin mevsi- midir.. Pariste, büyük terziler son modellerini teşl'ıır ede dursunlar, E- dinburgh dükü ile Afrika seyahatıne çıkan Kraliçe Elizabeth de, Nigerya- da böyle bir defileye şal'ııt oluyor- du. Şu farkla ki, mankenler zarif genç kızlar değil, Nigerya parlamen- tosunun kıymetli şahsiyetleri idi. Kraliçe uzun, beyaz saten elbise- Si kaşındaki pırlanta tacı ile bu merasimin en sade giyinen insanı Parlamentonun azaları gayet tu- haf ve süslü elbiselerle önünde res- mi geçit yapmaya başlayınca, krali- çe hayretle Edinburgh düküne baktı. Fakat hayretini hiçbir surette ifade etmedi. Kraliçelik öyle bir meslek- ti ki insana ilk önce hislerini gizle- meyi öğretiyordu. Çalışma bakam gayet güzel, turuncuya çalan pembe bir ipekli entari giyinmiş» başına u- zun tavuskuşu tüyleri takmıştı. arım bakanı mor ve altın sarısı bir eteklik giyinmişti. — Bu etekliğin çok uzun bir kuyruğu vardı ve ço şirin bir oğlan çocuğu bu kuyruğun ucunu tutuyor, Bır başka bakan gümüşle - işlen- çok ağır bir kap giyinmişti. Ba- zı şahsıyetler Avrupalılar gibi giyin- meyi tercih etmişler, fakat ellerinde tüylü sopalar taşımaktan kendilerini alakoyamamışlardı. defileyi seyreden halk çılgınca alkışlıyor ve hayranlıklarım belirtiyorlardı. Yegane ihtilaf, hangi bakanın en şık olduğu meselesinden çıkıyordu. Şık bir Nigeryah Kraliçesi şerefine! 23