YURTTA OLUP BİTENLER Ancak ortada bir sebep daha vardı: Kurultay zamanı yaklaşmıştı Genel Merkezde resmi toplantılar da sıklaşmıştı. Bunların en mühimi, yeni yıl bütçesiyle alâkalı çahşma— lardı. Partinin görüşünü mütehassıs iktisatçılardan mürekkep bir komis- yon hazırlıyacak, Mecliste Nüvit Yet- kin müdafaa edecekti. Komisyona İs- mail Rüştü Aksal, Cahit Zamangil, Namık Zeki Aral da dahildi. Onların dışında eski bakanlar veya eski mil- letvekilleri istişare maksadiyle çağ- rılıyorlardı. Nihayet Genel Merkez heyeti mutad çalışmalarını yapıyor- du. İsmet İnönünün de bu çalışmala- ra katıldığı vakiydi. Gerçi hiç kimse asıl hazırlığın Kurultay için olduğu- nu açıklamıyordu ama, havası yapı- lan toplantı o toplantıydı. Bu arada eski C.H.P. liler aralarında Şemsed- din Günaltay da dahil olduğu halde İstanbulda bir araya geliyor, müda- velei efkârda bulunuyorlardı. Faali- yet dehşetti. Son tehir Kurultayı — tesbit etmek yetkisi Par- i Meclisinindi. Parti Meclisi se- çen ayın başında yaptığı toplantıda Kurultayı bahis mevzuu etmemişti. O zamanki temayül bunun Örfi İdare kalktıktan sonra yapılması merkezin- deydi. Hakikaten Örfi İdare bir çok meselenin konuşulmasını men ede- cekti. Doğrusu istenilirse Örfi İdare, Partinin bugün sevk ve idaresini de- ruhte edenler için bir mazeret yeri- ne geçmişti. Zira Genel Merkez He- yeti hazırlıklarını tamamlıyamamış- tı. Bazı kongreler yapılamamış, bazı delegelik seçimleri olmamıştı. Hal- buki C.H.P. nin mühim bir hususi- yeti vardı: Kurultayı zamanında ya- pılırdı. Bu yüzdendir ki iktidar par- tisinin kendi kongresini geç topla- ması rahat rahat tenkid edilebilmiş- ti. Şimdi ise CHP. D.P. nin vaziye- tine düşmüştü. Parti Meclisinin önü- müzdeki ilk toplantısı Şubat başında yapılacaktı. O toplantıda Kurultay tarihini mutlaka ve mutlaka tesbit etmek lüzumu vardı. Memleketin ha- va durumu göz önünde tutularak bu tarihin Mart sonlarına düşürüleceği anlaşılıyordu. Mart sonuna kadar teknik hazırlıklar da ikmal edilecek- ti. Örfi İdare de kaldırıldığına göre "tehir taraftarları" nın mazeretleri kalmıyordu. "Prensipler Kurultayı" Kurultay hakkında bir fikir tebel- etmek üzereydi. Hemen her- kes bu toplantının bir "prensipler toplantısı" olması lüzumuna inan- maya başlıyordu. Elbette ki her ku- rultayda olduğu gibi bu sefer de kü- çük meseleler ele alınacak, şahıs mücadeleleri cereyan edecek, seçim- ler dolayısiyle kulis faaliyeti olacak- Bunları önlemek imkânsızdı. Ama ıstenılen bunların yanında C.H.P. nin kendisine bir takım ana prensıpler kabul etmesi ve 1958 seçimlerine öy- le gitmesiydi. Prensipler, Faik Ah- 6 met Barutçunun tabiriyle "İkinci Cumhuriyet" in prensipleri olacaktı. Bu prensipler üzerinde öteki muhalif partilerle işbirliği de sağlanabilirse H.P. hakikaten hayırlı bir iş yap- mak fırsatını bulacaktı. İktidara tekrar geçtiği takdirde . . ne yapacaktır? Kurultayda bu sualin cevabının kat'i tesbitine çalışılmalıydı. Zira eski partinin D .P. liderlerinin muazzam hataları yüzün- den iktidara çok yaklaşmış bulunduğu ortadaydı. Ancak millette mevcut bir takım — şüphelerin zail — edilmesine, C.H.P. nin itimat telkin etmesine şid- detle lüzum vardı. Tâ ki seçmen, re- yim yeniden C.H.P. ye vermekte bir gönül ferahlığı bulsun, bunu niçin yaptığım, ne bekleyerek yaptığım bil- sin. Delegeler her şeyden ziyade o sus üzerinde durmalıydılar. Boylece seçim beyannamesi hazırlanır ve par- ti çalışmaları ciddi istikamet alırdı. Prensipler, Demokrasi rejımının ğişlkllği gibi meseleler hakkında da C.H.P. nin bu Kurultayında esaslı ka- rarlar almasının gerektiği ortadaydı. Şimdiye kadar parti, rakibinin hata- larından faydalanarak prestijim dü- zeltmiş, tabir caizse iade-i itibar et- mişti. Ama bundan sonraki yolu, bız— zat alması gerekiyordu. Evet C.H.P. yi, Adnan Menderes ise Ismet İnönüyü mumla aratmıştı. Ancak se- çimleri kazanmak için bu kadarı kâ- fi gelmezdı Şımdı eskı partinin "en az kötü" değil, "en iyi" olduğunu is- pat etmek zamanıydı. Zira 1958 se- çimleri 1950 seçimlerinden farklı ola- caktı. 1950 de "bir de bunu deniye- lim" dıye rey verilmişti. 1958 de da- ha başka faktörler seçmen nezdınde rol oynıyacaktı Bunların başında 'i- timad etme" faktörü gelecekti. Bahçelikli sarı evde, bu hakikat anlaşılmıştı ve Kurultayın seviyeli bir kurultay olması için hazırlıklar yapılıyordu. Gülek - Barutçu - Aksal bulutlu parti yerleşmesı ıçın nelerin yapılması ge- rektiğim —gösterecek ve umdeler belkı de bütün Muhalefet için "slo- gan" yerine geçecekti. Bunların ba- şında muhalif vatandaşlara farkh muamelenin gösterilmesini önlemek gelecekti. Halledilmesi gereken ilk iş buydu. Farklı muamele, bütün muha- lif partılerın katılacakları bir kam- panyayla ayıp hale getirildikten son- ra Muhalefetin çalışmaları son de- rece kolaylaşacaktı. Bu gayeyi baş- ka şekilde de anlatmak kabildir: Par- tizan idarenin kalkması! Kurultayın bu mevzuda alacağı bir karar, mem- leketin dört bir tarafında buyuk a- kisler uyandırabilirdi. Gelecek dele- gelerin partizan idareden çok çe miş vatandaşlar oldukları duşunulur— se kararın kuvveti hakkında bir fi- kir edinilebilir Bundan başka Anayasa tadilâtı, antidemokratik kanunların kaldırıl- ması, seçim kanununda prensip de- Şahıs meseleleri toplantılar parti merkezinde yapılırken partili şahsiyetlerin ev- leri ve bilhassa yazıhaneleri kesif Ur faaliyete sahne oluyordu CHP. de- yince hatıra gelen "temsili kabiliyet" leri çok, memlekette iyi isim yapmış kimselerin Kurultayda mutlaka faal vazifelere getirilmeleri lâzımdı. Ka- sım Gülek iyiydi, hoştu, çok da fay- dalıydı. Ama kâfi değildi. Onun ya- nında başka simaların Partinin ba- şında bulunmalarına şiddetle lüzum vardı. Öyle simalar ki tesbit edilen prensıplerın mutlaka gerçekleştirile- ceğinin garantisi olsunlar.. Kasım Gü- leğin münevverleri tatmin etmediği hakikatti. Buna mukabil kütle üzerin- de cazibesi vardı. Fakat partinin hem münevverlere, hem de kütleye ihtiya- cı bulundugundan bir koalisyon gere- kiyordu. Kasım Gülek ile diğerleri arasında daha ziyade şahsi ve hususi AKİS, 21 OCAK 1956 Resmi