DÜNYADA OLUP BİTENLER. inektedir. Aksi takdirde, meçhuller içinde kalan Türk halk efkarının me- selenin çözülme günü gelince göste- receği tepki şiddetli olacaktır. İngiltere Sıra Başbakanda mı? Kabinede — yapılan son değişiklikler- den sonra biraz yatışmış görünen İngiliz iç siyaset havası, geçen hafta- lar içinde tekrar hararetlenmış bulu- nuyor. Kabine — değişikliğinden önce eski Maliye Bakam Sir Richard But- ler'e yüklenen hayat pahalılığı ile es- ki Dışişleri Bakanı Harold Mac Mil- lan'a yüklenen dış siyaset başarısız- lıkları, kabine değişikliğinden sonra Eden'in omuzlarına yıkılmıştır. İn- giliz halk efkarı ve basını kadar Mu- hafazakâr Parti çevreleri de, şimdi, Başbakana karşı cephe almış bulu- nuyorlar. Sir Anthony Eden'e yöneltilen hü- cumlar son günlerde o kadar şiddet- lenmişti ki, geçen haftanın ortaları- na doğru, Londra sokaklarında, E- den'in istifasının bir gün meselesi ol- duğu söylentileri dolaşıyordu. Bazan kaynağını bizzat asından alan bu söylentiler gazete sütunlarına kadar geçiyor, muhalif ve muvafık bütün basın yeni Başbakanın kim olacağım tartışacak kadar ılerı gidiyordu. Haf- gazetesine göre Başbakanın çekilmesini en fazla is- teyenler başkanlığını yapmakta oldu- uhafazakâr Parti milletvekilleri- nin büyük çogunluguydu Başbakana, muhalefetin en ağırı, kendı partısın— den geliyordu. Observer, "bu muha- lefet böyle devam edıp gittiği takdir- de, diyordu, Sir Anthony Eden'i yeri- ni sıhhi sebeplerle Rıchard Butler ve- ya Harold Macmillan'a bırakarak, Lordlar kamarasına çekilmiş görece- Biz" Ingılız siyasi çevrelerının de kay dettikleri gibi, geçen aftalar ıçınde Eden'e yöneltilen hücumlar, n Z. mandanberi bir İngiliz partı liderine yöneltilmiş hücumların en şiddetlisiy- di. Neden herkes Eden'e yükleniyor- du? Neden-henüz yapmış olduğu ka- bine değişikliğinin neticelerini elde etme fırsatım bulamayan İngiliz Baş- bakanından idareyi başkasına devret- mesi isteniyordu? Doğrusunu söyle- mek gerekirse Muhafazakâr Parti i- leri gelenlerinin de bu konuda vardık- ları bir fikir birliği yoktu. Bu sualle- re verilen cevaplar o kadar çeşitli, o kadar değişikti ki Eden'in bunlara bakarak yeni bir yol çizmesi bekle- nemezdi. Herkes Eden'in idaresinden memnun olmadığım söylüyordu. An- cak "Niçin?" diye sorulunca her ka- fadan ayrı bir ses çıkıyordu. İç güçlükler İngiltere, son aylarda, İkinci Cihan i sonrasının en güç ve çetin günlerini yaşıyordu. Yeni bütçede ha- yat pahalılığının önüne geçmek için ciddi hiçbir tedbirin mevcut olmadı- ğı iddia ediliyordu. Bazılarına göre 16 yeni bütçede devlet masrafları kısıla- cağına arttırılmış, böylece İngilte- re'de esasen mevcut enflâsyon tema- yülleri körüklenmişti. Bazılarına göre ise devlet masrafları arttırılmamıştı. Bu, devletin elinden enflâsyona karşı müessir bir politika takip etmek im- kânlarım alacak, bugünkü durumun daha da kötüye gitmesine yol açabi- lecekti. Bütçe tenkitleri Eden'i ger- çekten hırpalıyordu. evlet masraf- larını arttırsa bir tarafın, arttırma- sa diğer tarafın hücumlarına hedef - oluyordu. Ancak bütçe tartışmaları- nın hemen arkasından patlak veren bir skandal, eski tanklar skandali, bu skandalin yankıları devam eder- ken de Liverpool limanında ele geçi- rilen harp malzemesi Eden'in duru- munu büsbütün guçleştırmıştır Eski tanklar skandalı Bütün — dünyaya "eski tanklar skan- dali" adı altında ve süratle yayı- lan hâdisenin özeti şudur : Bir İngi- liz firması, bir Belçika firmasına, hur- da adı altında 30 tonluk 415 Sherman Anthony Eden Gensorudan korkmuyor tankı satmıştır. Basına göre, bu tank- lar hurda olarak satılmalarına rağ- men sağlam tanklardır ve Belçika'- dan, Kuzey Afrika'da çarpışmakta olan milliyetçi kuvvetlere satılacak- lardır. Böyle bir danışıklı doğuş, Hü- kümetin haberi olmadan yapılamaz. İşçi Partısıne göre, butanklar Ku- zey Afrika'ya değil Orta — Doğu'ya sevkedılmek uzeredır Hurda üzerin- e iş yapan nüfuzlu İngiliz firmaları Hükümete baskı yapmışlar ve büyük karlarla, dünyanın bu en nazik böl- gesinin sulhunü tehlikeye atmak ba- hasına, İngiltere dışına çıkar çıkmaz döğüşe hazır bir hale sokulabilen es- ki tankları Orta Doğu devletlerine satmak imkânını elde etmişlerdir. Bütün Ingiliz âmme efkârı ve ba- m bu mesele ile uğraşırken ortaya çıkan 1kınc1 bır skandal, işçilere, E- den hükümetine hücum etmek için gerekli fırsatların en — bulunmazım vermiştir. Bu skandalde bahis konusu olan hurda tanklar değil, döğüşe ha- zır sağlam silâhlardır. İngiliz basım her iki skandal arasında bir bağ bu- lunduğu hususunda israrla birleşmek- tedir. Bir Liverpool — milletvekiline meçhul bir şahıs tarafından telefonla yapılan ihbardan sonra, Lıverpool li- manında, Mısıra gonderılmek üzere olduğu anlaşılan on iki vagon dolusu harp malzemesi bulunmuştur Bilin- diği gibi, Orta Doğu gerginliğinin başlıca kaynağı İsrail - Arap anlaş- mazlığı sırasında yayınlanan müşte- rek Amerikan - İngiliz - Fransız dek- lârasyonunda, İsrail ve Arap devlet- lerine silâh satış ve sevki tahdit edil- mişti. İngiliz Dışişleri Bakanlığı söz- cülerinden birinin, Liverpool limanın- da ele geçirilen silâhların bu deklâ- rasyonda konulan esaslar dahilinde Mısıra gönderildiği yolunda bir açık- lamada bulunmasına rağmen, muha- lefet, meselenin Avam Kamarasına getırılmesınde israr etmiştir. Yanında Dışişleri Bakam Selvyn Lioyd olduğu üzere bu ayın sonlarına doğru Birleşik Amerika'ya bir se- yahat yapacak olan Sir Anthony E- den, başlangıçta meseleyi Avam Ka- marasına getirmek istememiş ve mu- halefet lideri Geitskell ile yaptığı ö- zel bir görüşmede, bu konu üzerinde bir Beyaz Kitap yayınlamayı vadet- mişti. Ancak, işçi partisi meselenin Avam Kamarasında görüşülmesi üze- rinde israr etmiş ve Eden'in böyle bir görüşmeyi reddetmesi halinde, A- vam Kamarasına bir gensoru takriri vermek tehdidinde bulunmuştur. İn- giliz parlamento ananeleri gereğince, şimdiye kadar verilen hiçbir gensoru takririnin reddedilmediğini bilen Baş- bakan, ister istemez, görüşmelerin a- çılmasına razı olmak zorunda kalmış- tır.. Başbakanın bu görüşmelerden eskisi kadar kuvvetli çıkacağım söy- lemek çok güçtür. Dış meseleler İç işlerde büyük sarsıntı ve skan- dallerle uğraşmak zorunda kalan İngilterenin dış işleri de pek parlak bir manzara arzetmemektedir. İngil- terenin başındaki dış gailelerden en büyüğü Kıbrıs'tır. Muhalefet, Eden'i, Kıbrıs'a kendi mukadderatım kendi landınrken, Muhafazakârlar da Baş- tayin etme hakkını tanımamakla suç- bakanı Kıbrıs meselesinde çok yumu- şak bir siyaset takip etmiş olmakla itham etmektedirler. Avam Kamara- sında bu konuda yapılan müzakere- lerden, Başbakan, her gün biraz daha zayıflamış olarak çıkmaktadır. İngiltereyi son günlerde en fazla meşgul eden dış gailelerden biri de Orta Doğunun durumudur. Başlangıç- ta öncülüğünü yaptıgı Bagdat Pak- tına Amerikanın girmemesi, Paktı eksik ve pakt uyelerını hoşnutsuz bırakmıştır. Orta Doğu'nun bütü yükü, şimdi, İngilterenin sırtındadır, Geçen hafta içinde verdiği bir demeç- te, Amerikan Dışişleri Bakanı Fos- ter Dulles, Amerikanın Bağdat Pak- AKİS, 21 OCAK 1956