Futbol Milli maç hazırlıkları Bilindiği — gibi Şubatın ilk haftasın- da İstanbul'da Macar Milk Takı- mı ile, biri milli, dıgerı temsılı olmak üzere iki karşılaşma yapılacaktır. Bu sebeple Futbol Federasyonu bir müd- dettenberi faaliyet göstermekte ve maç hazırlıklarını tamamlamaya ça- lışmaktadır. Ama şu anda çıkacak takımın şekli ve dünya futbolünün alemdarlığını yapan bir rakip karşı- sında ne şekilde oynuyacağımız he- nüz alakalılarca kestirilmiş, karara bağlanmış değildir. Tapılan müsbet işler içersinde Mithatpaşa — stadına 36 bin kişiyi sığıdırabilme imkânının bulunması gösterilebilir. Geride bırak- tığımız haftanın Pazar akşamı tam kadro Fenerbahçelilerin Sıraselviler- de açtığı cemiyete giden federasyon- cular bu mevzuda uzun boylu konuş- maktan kaçınmışlar, yalnız takımın ayın 20 sinden sonra kampa alınm. sı ihtimali olduğunu belırtmışlerdır Bu, federasyonun ancak şu satırları yazdığımız sıralarda mühim kar: lar alacağı mânasına da gelebılır Hususi organizasyonlar Geride bıraktığımız haftanın Cu- martesi-Pazar günleri lig maçla- rının bir aylık tehirinden faydalanan büyük kulüpler haftayı boş geçirme- mek için hususi organizasyonlara gi- riştiler. Fenerbahçe Ankaraya, Be- şiktaşın İzmire yaptığı seyahatler ya- nında Galatasaray ve Adalet, Yugos- lav lig üçüncüsü Radniçki takımı ile İstanbulda karşılaştılar. Cumartesi günü gayet canlı bir oyun çıkaran Yugoslavlar Adaleti 2-0 mağlüp et- meye muvaffak oldular. Umumiyet- le vasad bir defansa fakat çok kuv- vetli ve şütör hücum hattına sahip misafirlerin ertesi günü Galatasara- yı da yenecekleri kanaati umumi idi. Ama Galatasaray beklenmiyen bir oyunla kuvvetli rakibini 2-1 mağlüp S P O R etmeye muvaffak oldu. Doğrusu bu netice tahmin edilmemişti. Aynı gün İzmirde Beşıktaş Altaya 3-2 mağlüp olmuştu. Bir gün evvel ise İzmirsporu 6-1 gıbı farklı bir netice ile yendi. Haftanın hususi karşılaşmalarında en iyi dereceyi Yugoslavlar karşısın- daki galibiyetiyle Sarı-Kırmızılı ta- kım almış oldu. Fener'in maçları Geçen aylardan — birisinde — 19* ayıs Stadyomunun gazetecılere ayrılan bolumunde iskemlenin üzeri- ne çıkmış, kır saçlı, orta yaşlı Birisi sesinin bütün gücü ile bağırıyordu: “Vurun, ayaklarına vurun, kırarcası- na vurun". Etraf, bu kır saçlı, orta yaşlı ınsana dıkkatle bakıyordu. Sa- hada İstanbulun Fenerbahçesinin bir maçı vardı. Fenerliler rakiplerine na- zaran daha iyi oynuyorlardı Bu kır saçlı, orta yaşlı insanın Fenerbahçe- den bir ıstedığı olmalı idi ki, sesinin ütün gücü ile "ayaklarını kırın on- ların" diye bağırabiliyordu. Etrafın- da bulunanlar hayret etmekten ken- dilerini alamadılar, çünkü bu zat mil- l“ hakemlerımızden Muzaffer Ertuğ idi ve bir milli teşekkül — aleyhinde bagırabılıyordu Taraf tuttuğu anla- şılıyordu. Geçen pazar, Fenerbahçe gene An- karada bir maç yapıyordu, — rakibi Hacettepe ıdı Hacettepe, Ankaranın Fakat maç bir hengâme haline geldı, kör döğüşüne dönecekken, oyuncula- rın basireti sayesinde daha fazla ber- batlaşmadı. Meselenın en mühim ta- rafı hakemin durumu idi. Hakemin ismi Muüuzaffer Ertug idi ve maçın bu hale gelmesinde yüzde yüz mües- sir idi. Muzaffer Ertuğ'un milli ha- kemlikten başka hasletleri de vardı. Geçen sene, maçını idare ettiği Ha- cettepe'nin antrenörlüğünü yapmıştı, yaşlı Galatasaraylıların maçl nda daima yerını almıştı. Dem zaffer Ertuğ'un milli hakemlıkten o- teye bu maçı idare etmesine imkân olmıyan bazı hususiyetleri de vardı. Nasıl olur da, bunlar birer hakikat halinde bılınırken, Muzaffer Ertuğ'u bir maç ıdaresı - hem de bir Fe- ner-Hacettepe için angaje et- mek yolu tutulabilirdi? Zihinlere bu suali yerleştirmek lazımdı. Hareket noktamız bu olmalıdır. Bu noktadan işe başlanıldığı zaman sahada bir kör döğüşü seyretmiyeceğimiz tabiidir. Fener, Ankarada tatminkâr maç- lar yapmadı. Birinci maçını Anka- ragücüne karşı 2-1 kazandı, fakat Hacettepe ile 1-1 berabere kaldı. Kad- rosundaki bir kaç oyuncuya herhan- gi bir şey olsa, bilinmez Fenerbahçe- nin gollerini kim atacak, pasları kim tevzi edecek? Fenerbahçe buhrandan kendisini sıyıramamıştır ve bu gidiş- e bu mevsim Feneri iyi oyunlar gös- teren bir kadro olmaktan mahrum addetmek icap edecektir. Boş lâflar Tri bunun meşhur simalarından bi- rhalde gazeteci olduğunu u- nutarak yanındakı şahsa: "Biliyor musun, Işın sonunda iki puvan olma- yınca futbol insana heyecan vermi- yor . Bu soz arkadaşı tarafından tas- vip g e beraberce mensup ol- dukları kulubun ilk devredeki duru- munu kısaca gözden geçirdiler. Ara- larında l'ıkıı' ıhtılafı yoktu. Biri söy- lüyor, öbürü %sallamasıyla mu- kabele edıyordu stat eğer futbol On dokuzuncu asrın spo orudur, O Za- man icad edilmiş ve o günün insan- larına heyecan vermektedir. Bugün ise bir buçuk saatlik zaman içinde he- le gol olmazsa maç bir eziyet oluyor deseydi, herhalde daha isabetli ko- nuşmuş u. Gazetecilikle kulüp- çülüğü bir arada bağdaştırmak hele efkârıumumiyenin temsilciliğini yap- tığım unutup renk müdafıliğine kalk- mak doğrusu biraz garipti.' Gönül is- terdi ki, spor yazarlığa yapanlar Yir- minci asır insanlarının sporda ara- dıkları heyecanı kavrayabilsinler ve ona göre hareket etsinler. AKİS, 21 OCAK 1956 Galatasaray - Radniçki maçı İsfendiyar vardı 33