mümin belirmiş olduğunu ispat edı— yordu. Ayni sinirliliğin C.H.P. darında da mevcut olduğunu hatırla— yanlar sert tedbirlerin bu partiyi se- çım erde kaybetmekten kurtaramadı- ğının Demokrat Partili liderler tara- fından nasıl olup da — unutulduğunu bir türlü — anlayamıyorlardı. Sadece Isparta hadisesi umumi efkârın bir kısmını Demokrat Partiden uzaklaş- tırmıştı. Bu, niçin anlaşılmak is sten- hazırlık, polis tarafından kordon al- tına alınan C.H.P, binaları... Bunla- rın her biri kütle kütle vatandaşı İk- tıdar saflarından alıp muhalefet saf- kirdi. Lâf söylemeyi men yolunda a- tılan her adım kuvvet değil, zafiyet gösterisi oluyordu. Mektep Gemisi mevzuu olarak eline almış, Celâl Bayar hükümeti tarafından satın alınan yattan dogrusu ıstenılırse bütün arzusuna rağmen bir misali diye gösterilmiş, halk küt- lelerini kendi tarafına çekmenin vasıtalarından biri yapmıştır. Demokrat Partinin iktidara geçmesinin akabinde hakikaten yat iz kuvv ilmiş bu hareket takdırle karşılanmıştır Savarona Mektep Gemisi haline ge- tırılmış, genç denızcılenmızın hiz- tine konmuştur. Bu arada Cum- hurbaşkanı Celâl Bayar memle- ket dışına yaptığı hemen bütün se- yahatlerde Mektep Gemisini kul- lanmış, yattan faydalanmıştır. C içi ziyaretlerde de istifade etmiş, onunla Karadeniz, Akdeniz ve Mar- marada dola: şmıştır Gerçı bu seya- hatler tenkidlere ruz kalmıştır. Savaronayla yapılan seyahatlerin pahalıya mal olduğa belirtilmiş, hükümetin Cumhurbaşkanına daha az masraflı vasıtalar tahsis etmesi istenilmiştir. Meselâ Pakistana gi- diş ve geliş yatla degıl uçakla ya- pılmış bulunsaydı l) tçemız hıç şüphesiz daha az ezici bir yük t şırdı. Aynı ş kılde yurt dahılınde ve yurt dışındakı öteki seyahatle- rin de pahalıya mal olduğu hatırla- tılmış, hukumetm israftan kaçın- ması lüzumu belirtilmiştir. Fakat israf veya degıl Devlet başkanının resmi seyahatlerini bu Mektep Ge- misiyle yapmasına kanunen bır şey söylenem: Halbuki şımdı görüyoruz ki De- niz Kuvvetlerimize mensup Sava- rona memleketimizdeki ikametinin hiç bir resmi tarafı kalmayan Irak Kralı İkinci Faysalın emrın ah— sis edilmiştir. Bu mesele üzerinde Türkiye Buyuk Millet Mechsının AKİS, 30 TEMMUZ 1955 Kalkınma Parlak levhalar meydanı dolduran büyük ka- labalıktan biri, nutkun sonunda arkadaşının kulagına eğildi ve sordu: er, madem ki vazıyetı— miz hu kadar mukemm | evvela garaya, sonra kaput bezine, son a vapur fiyatlarına, şimdi de şekere ne diye zam yaptılar" Bir türlü an- hyamadım gitti.. Biten nutuk, Başbakan Adnan Menderesin nutkuydu. Hadise Adapa- zarında, bu haftanın başında cereyan ediyordu Cumhurbaşkanı Celâl e Başbakan Adnan Menderi refakatlerınde bazı bakanlar oldugu halde Ankaradan hareket etmişler, evvelâ Kütahyaya giderek azot sa- ehemmiyetle durmasını istiyoruz. irakınız yabancı bir devlet baş- kanını bizim bir — başkanımız dahi hususı seyahatlerini, zevk do- laşmalaı'ı 1 şahsı ziyaretlerini de- z kuvvetlerimize bağlı bir ge- mıyle yapm k hakkına sahip de- ğildir. Cumhurbaşkanlığının vası- talaı'ını elbette ki istediği gibi kul- lanabılıı', mısafırlerının - şahsi mi- safirleri - emrine verebilir. Ama sıfatı nıhayet bır turist olan en mtaz ziyaretçiye bıle donanma- ıza mensup bir geminin kuvvetlerince tahsis edilmesindeki uygunsuzluğu görmemek imkânsız- dır. O zam Yavuzla filân zatı gezdirmek, <<Jet uçaklariyle falan hanımı uçurmak mümkün ha le ge- lir, şu çocuk eğlensin diye d altıyla daldırılır, öteki de avlanmak için Ur tank ıster Kral İkinci Fay- salın tamamiyle hususi gezıntıle - ne Savarona Mektep Gemisini tah- sis etmenin munasebetsızlıklen a- şikâr yukarıdaki reketlerden zerrece farkı yoktur. 1945 ile 1960 arasında Savarona hakkında bunca SÖZ soyleyen Demokrat Parti İkti- darı için bu gibi hareketlere mü- samaha göstermemek bir şeref bor- ur. Meselenin Türkiye Büyük Mıllet Meclisinde ele alınmasını ve gerekirse bir Meclis tahkikatı açıl- masını işte en çok b , İs- tiyoruz. Demokrat Partının Genel İdare Kurulu da ışı rti bakımın- dan ele almalıdır. Muhalefete pek çok kabahat bulunduğu şu günlerde Demokrat Partinin halkın sevgisini niçin kay- bettıgım ve kaybetmekte olduğunu görüp anlamak ısteyenler Savaro- na meselesi üzerinde biraz dikkat- le dursalar partilerine hakıkaten büyük fayda sağlarlar. Demokrat Parti bu gıbı hareketlerle mücade- le etmesi için bir halk iktidarı ola- rak işbaşına getirilmişti. Halbuki o zamanlar şiddetle tenkid edilen YURTTA OLUP BİTENLER nayii tesıslerının temel atma törenin- de hazır bulunmuşlar, oradan Ada- pazarma geçerek şeker istihsal bay- iştirak etmişler, müteakiben ıstırahat etmek üzere İstanbula git- kan Kütahyada konuşmamışlar, sözü İşletmeler Bakanı Samed Ağaoğluya bırakmışlardı Samed Ağaoğlu Ad- n Menderesi hararetle Öven bir nu- tuk soylemış, Başbakanı "sevgili baş- vekilimiz" diye selamlamış, onun ba- şarılarını hatıralar naklederek anlat- mış, bu arada rakkamlar da sayıp dökmüştü. Bakanın bu parlak ko- nuşmasından sonra evvı Cumhur- başkanı, sonra Başbakan, muteakıben de diğer bakanlar temele ilk harcı atmışlardı. Kütahyada azot sanayiinin kurul- ması gerçekten büyük bir hadiseydi. israf, lüks, şatafat ve debdebe es- kisiyle kıyas dahi edilemiyecek ka- dar artmıştır ve bu hal bilmezsiniz milleti nasıl rencide etmektedir. Bunlar elbette ki küçük şeylerdir, ama bir iktidarın devrilmesinde en mühim rolleri onlar oynarlar. Bu gibi israf hareketlerinin bilhassa ve bilhassa iktisadi' sıkıntıların mevcut bulunduğu anlara tesadüf etmesi infialin artmasına yol aç- maktadır. Her şeye zam yapıldığı- her şeyin günbegün pahalılan- dığını gören bir vatandaşın hususi surette memleketimizde bulunan bir hükümdarın Deniz kuvvetleri- mize ait bir Mektep Gemisine bü- yük bir debdebe içinde girip çıkma- sını zevkle seyretmesine,evine döndüğünde "ne yapalım, mademki hükiımet istiyor, kemerimizi sıka- cağız" diye düşünmesine imkân ol- madığı gün gibi aşikârdır. Samimiyetsizlik bir demokrasi için en büyük tehlikedir. Eğer Sa- varonayı Devlet Başkanlarımızın hususi yatı olarak kullanmak isti- yorsak, onu istenilen kimseye tah- sis etmeyi münasip görüyorsak bu- nun son derece kolay bir yolu var- dır: Savarona Cumhurbaşkanlıgına iade edilir, mesele O za- man o mevzuda soylenılecek olan- lar tavsiye veya demagoji hududu- nun içinde kalır. Fakat bir Mektep Gemisinin aynı şekilde kullanılma- sı kanuni dahi değildir, bunun de- niz kuvvetlerımız için bır mesuli- yeti olmak gerekir. Yok, vasıtalarımızı turist celbi için kullanmak niyetindeysek, sa- dece Kral İkinci Faysala mahsus olmak üzere değil, bir turizm a- centesi vasıtasiyle "Savarona tur- ları" tertip ettirelim, dünyaya öy- le ilânlar yapalım ve seyyah bek- Tiyelim. Bu turların çok ragb et gö- recegmd hiç kimsenin şüphesi ol- ması Ama yaptığımızı samimiyet i- çinde yapalım.