TİYATRO Şehir Tiyatrosu Bir seyyar müze Siyahlı kırmızılı afişler sokaklara asıldı: Geliyor... diye gelenin her ne kadar adı. tıyatro 1d1 ise de, müze olarak kabul etmemiz daha dogru olurdu Zira, İstanbul Şe- hir Tiyatrosunun komedı kısmı tur- nesi olarak bildirilen bu gelişin lıs— i: Behzat Butak, Vasfi e Repertuvarı i- se: Yelpaze, Melek Hanımın Kıskanç- lığı, Lokmanzade, Onu Çok Seviyo- rum, Ceza Kanunu, Geçti Borun Pa- zarı, Hissel Şayia... Şimdi gelın de 1955 yılının tiyat- rosunda bu mlerin gençliğinden, ileri tiyatro fıkırlılıklerınden hamle - düklerinden, modern tiyatroculukla— rından bahsedilen ve gelin de, 1955 senesinde Ceza Kanunu ile Hissei Şa- yia oynamakta devam eden ve kırk seneden beri aynı oyunu oynayan ur teşekkülü müze farzetmeyin. Bununla beraber İstanbul Şehir Tiyatrosunun tarihi kıymetini kü- çümsemek kimsenin ahundan geç- u gün dahi, Türkiyede ılk derli toplu tiyatronun bütün hu- susiyetini muhafaza eden oyun tar- zı ile meşrutiyet repertuvarından ur kademe olsun yukarı çıkmaması, ta- rihi kıymetini artırmaktadır. Tanrı hepsine uzun öÖömürler versin,. Türk tiyatrosunun bu ilk meşalecılerının bugün halâ sahneye çıkmakta gös- terdıklerı azim ve gayret her türlü takdirin üstündedir. Onlar tiyatromu- zun ilk devrinin mümessilleridir ve en büyük hususiyetleri de budur. İstanbul Şehir Tiyatrosunun bil- assa bu emekdar kadrosunu bugün ur sanat tiyatrosu olarak görmek gayesiyle değil, tiyatromuzun — canlı müzesini müşahede — edebilmek için seyretmelidir. ur Behzat Butak, ur Bedia Muvahhit ve diğerleri... devir- lerin ender yetiştirdikleri orijinal sa- natkarlardır. Bu günkü tiyatro gö- rüşü içinde, onlar tiyatro olarak pek ur şey ifade etmezler ama, dediğimiz gibi, canlı — tiyatro tarihimizdirler. Öyle görülmeli, öylece kabul edilme- lidirler. Repertuvarlarına gelince: İbnirre- fik Ahmet Nuri merhumun büyük ur cesaret ve maharetle tiyatromuza kazandırdığı adaptasyonlar ve onu taklit ederek ortaya konan diğer vodvil adaptasyonları da bugünün ti- yatro seyircisine hafif görünmekte- dir. Bunun böyle olması tabiidir, zi- ra seyirciler de sanatın temposu ile ilerlemekte, zevk bakımından tekâ- mül etmektedir. Şehir Ti- yatrolarında hâlâ, sanatın iptidasın- daki alıştırmalar sahneye konuyorsa bu, evvelâ o tiyatronun ananelerden ayrılamadıgını gösterir, sonra da da- ha mütekâmil eserlere uzanmaya ce- saretını olmadığı" kanaatini kuvvet- len: AKİS, 11 HAZİRAN 1955 Gönül isterdi ki, İstanbul Şehir Tiyatrosu ilk tiyatro temsillerimizin tarihe malolan. tiplerinden bir öÖr- nek vermekle beraber, zamanın hare- keti ile ilerlediğini ispat etsin ve bi- ze bugünün modern eserlerinden de ornekler versin. Ankarada temsil edecekleri eskimiş vodvillerin dahi rağbet göreceğinden eminiz. Alkışlanacaklar, hem de can- dan alkışlanacaklar ama inansınlar ki tarihi değerlerini — alkışlıyacağız. Fedakârlıklarını takdir edeceğiz. Ka- biliyetlerini beğeneceğiz, fakat asla manımızın tiyatrosunu temsil et- tiklerine inanmıyacağız. Sanatkârların şehrimizdeki temsil- lerinde repertuvarlarında eski eserle- rin bulunması ur müze hüviyetini vermektedir. AKİS'e Yıllardan beri çerden çöpten ur raya getirmeye çalışıp tiyatro dıye sizlere sunduğumuz oyunları- mıza gösterdiğiniz anlayış ve mü- samaha ile alâkanız bize bugün, i- çinde şükran hisleriyle meşbu ola- rak çalıştığımız bir tiyatro bah- tti. Şimdi İstanbul'da mevsimlerin en amansız günlerinde bile soğuk ve sıcak hava tertibatı ile, devam- l1 ur bahar iklimi yaşatan yepyeni ur tiyatroya sahip — bulunuyoruz. Daha hevesimizi bile almış deği- liz -ama bizi bu saadete kavuşturan se yircilerimize karşı — da — vazi- femizi, ihmal edemeyiz. Bu sebeple, kısa ur müddet 1- çin de olsa, bu defalık sadece An- kara'va bile münhasır kalsa, gene Çığır sahnede Hep Çocuk Kalacağız "Bellibaşlı — tiyatrolarımızın İstanbul ve Ankarada, kış ayları müddetin- ce verdikleri devamlı temsiller Ma- yıs sonunda nihayet buluyor. Bu ta rihten sonra tatile girdikleri bıldırı— liyorsa da hemen bütün tiyatrolar yaz tatilinden faydalanarak turneye çıkmak suretiyle faaliyetlerini devam ettiriyorlar. Bu şüphesiz, sanatkârlar için çok yorucu olmakla beraber, ur kazanç ümidiyle yapıldığı ekseriyetle de ümitler boşa çıkmadıgı için, göze alman ur külfet oluy Bu sene Ankaranın ılk misafir ti- yatrosu İstanbul Opereti oldu. 12 Ma- yısta şehrimize gelen bu tiyatro ha- Mektup Muammer KABACA şükran borcumuzu — ödiyebilmek maksadı ile 7 Temmuz Perşembe günü akşamı saat 9,30 da Küçük Tiyatro sahnesinden Ankaralı se- yircilerimize inşallah borçlu oldu- ğumuz teşekkürü edâ etmeye im- kân bulabileceğiz. Yalnı beş gün müddetle temsil edecegımız bu "Etn defaki oyunumuz; an Bey Duyması-" isimli eserdır Bildiği- niz gibi, yeni tiyatromuzda ilk o- larak başladığımız bu eser İstan- bulda, seyircilerimizin rağbetine mazhar oldu. Bu gidişle "Cibali Karakolu" nun yedi yüz elli defa oynanmış olmasını gözönünde tu- ân muhterem seyırcımız bu oyu- numuzu da ondan aşağı ur rakam- da bırakmıyacağa enzıyor Alâka sizden, gayretle — çalış- mak bizden sevgili Ankaralılar!