T I B Hastalıklar Verem tedavisinde yenilikler Son — on yılda başarılanlar tüberkü- loz tedavisini kökünden değiştir- di. Eskiden özel bir tedavi çaresi al- madığından hastalara hava değişimi tavsiye eder, bir çok ilâçlar yazar nihayet kollaps tedavisi dediğim akciğeri çökertme usullerine (gogus— ten veya karından hava verme, ka- burgaları kesme, diyafrağma siniri- ni kesme veya koparma) baş vurur- duk. Hele bir zamanlar a ampullerinin tonlarla ve vagonlarla kullanıldığını hatırlamadan geçeme- yiz. Hastalar aylarca damarlarından bu iğneleri yerler her şırıngadan son- ra ateş püskürür, baygınlıklar geçi- rirlerdi. Altın ve tüberkülin iğneleri de o sıralarda arsenal medikalde ö nemli yer tutmakta idiler. Bunların hepsinin bir çok da zararlı tesirleri vardı. Faydaları ise ya pek azdı, ya- hut da hiç yoktu. Hastahane koğuş- larının bir köşesinde kendi hallerine terkedilmiş gittikçe eriyen, süzülen, kafes halini alan, zayıf, bitkin, çekık yuzlu fersiz gozlu hastalara bakma- ğa korkar, onların yanından geçer- ken göz göze gelmekten çekinir, âde- ta onları unutur, kaderleriyle başba- şa bırakırdık. Bu zavallıları ayrı ko- ğuşlara toplar, kaplarını, kaçakları- nı ayırır, ziyaretçilerini tahdit etme- ğe çalışırdık. Bu hastalar o devir ro- manlarının ve şiirlerinin de hazin ko- nuları idiler. Antibiyotiklerin — bulunması Antibiyotiklerin bulunması Verem sağıtmasında bir pembe devir aç- mış, fıtızıyolopde bir İhtilâl yaratmış— uhafazakâr tedavi- ler yapmak imkânları sağlandığı gi- bi, kollaps tedavisinde de büyük bir ilerleme olmuş, hele akciğerin bir kıs- mının yahut da hepsinin' çıkarılması pek kolaylaşmıştır. Antibiyotiklerin bulunması mik- ropların ilâçlara mukavemeti konu- sunu da yeniden ortaya çıkarmıştır. Bu olay pek kompleks bir meseledir. Antibiyotiklerle tedavi sırasında mik- ropların artan mukavemeti antibiyo- tiklerin tesirini önlemeğe başlar. Bu durum klinik olarak şifa prosesinin ağırlaşması ve duraklamasiyle kendi- ni gösterir. Laboratuvarda bu muka- vemeti ölçmek mümkündür. Denene- cek antibiyotiği ihtiva eden bir kül- tür ortamında basillerin yaşamasına ve üremesine bakılır. Tüberkülosta- tik maddelere karşı basillerin muka- vemeti tedavinin 40 inci gününde kli- nik olarak belirli bir hal alır, altmı- şına günde ise aşikâr u mik- rop mukavemetini onleyıcı tedbırlere gelince iki yol düşünülebilir: 1) lo- kal tedavi: Antibiyotiği basillerin bu- lunduğu mihraka direkt olarak tesir ettirmek; irkaç tüberkülostatik maddeyi birleştirerek bir arada kul- AKİS, 11 HAZİRAN 1955 lanmak Bu usul mukavemetin iki veya üç misli daha geç teşekkül et- mesını sağlar. Tüberküloz leziyonla- nın bir kısmı sadece antibiyotikler- le şifalandırılamaz. unu önceden sezen bir hekim basillerde antibiyo- tiklere karşı mukavemet başlamadan yardımcı tedavi usullerine (kollaps tedavılerı göğüsten veya karından hava vermek, ekserez metodları, ci- ğerin bır kısmım veya tamamını çı- karmak..) baş vurmalı ve tüberkülos- tatik ilâçlar tesirsiz kalmağa başla- madan hastalığı stabilize etmeğe ça- lışmalıdır. İlk antibiyotik: streptomycine Tüberküloz basilinin göğsüne sap- lanan ilk hançer budur. Strepto- mycine'in elimizde klorür ve sülfat tuşluları ve dihydrostreptomycine şekil vardır. Evvelce dıhydrostrep, Ö- bürlerine tercih edilirdi. Bugün üçü arasında kulaklara tesir ve tehlike bakımından bir fark olmadığı anlaşıl— maktadır. Streptomycine'in kulla lan miktarı da artık standardize e— dilmiştir. Süratli tesir almak geı'ek— tiği zaman adaleden her gün 1-2 g şırınga edilir. Uzun müddet kullanı— lacaksa her üç günde bir, bir gram yapılır. Bu miktarı herhangi bir baş- ka tüberkülostatikle beraber kullan- mak lâzımdır. Tsoniazide Hydrazide de 1'acide isonicotinigue veya kısaca Isoniazide kimyasal adiyle anılan bir takım ilâçlar 1950 de tedavi alanına sürülmüş ve "hari- ka ilâç" diye büyük ilgi uyandırmış- tır. Bunların muhtelif fabrikalar ta- _"Bu rafından hazırlanmış bir çok çeşitle- ri vardır (Rimifon, nydrazide, neote- ben v.s.) Tuberküloz tedavisinde streptomycin ne'den ra en önemli yeri almış olan bu ılaçların en büyük özelliği dokulara yayılma ve nüfuz kabiliyetlerinin pek fazla olmasıdır. İğne yapmakla değil, sadece ağızdan verılmekle bu maddeler bütün orga- nizmaya ve dokulara/sıvılara, hümör- lere, milessir miktarda olmak üzere kolaylıkla ulaşırlar. Bu arada beyin- omur ilik sıvısına da geçerler. Kan dolaşımı iyi olmıyan bölgelere bile giderler. Tesirleri bulundukları yerin asiditesine ve — Ph'y i değildir. Ekstrasellüler Ve intrasellüler basil- lere aynı derecede milessirdirler. Kö- tü tesirleri nadirdir ve önemsizdir. Yaşlılarda kilo başına 5-10 miligr., çocuklarda 7-30 miligr. hesap edile- rek verilir, izoniazide'le streptomy- cine'in birlikte kullanılması en uygun kombinasyondur ve bir nevi "stan- dard tedavi" halini almıştır. Her- gün ağızdan isoniazide verilir. Üç günde bir kaba ete ve bir gram streptomy- cine enjekte edilir. Reazide (Hydra- zide de |'acide cyanacetigue) de mu- vaffakiyet sağlayan bir ilâçtır. iso- niazide'e mukavim basillere karşı bu yeni ilâcın milessir olacağı meselesi henüz ispat edilmiş değildir. P.A.S. (Acide para-amino-salicyligue) ilâç hekimliğe Berheim ve Leh- man tarafından hediye edilmiştir. Günde elli gr. kadar kullanılabilir. Fakat yüksek miktarlar karaciğer i- çin zararlıdır. Damardan, deri altın- dan Ve ağızdan kullanılır. Günde 8-12 ızdan vermekle iyi sonuçlar a- lınmaktadır İlâç her r gün devamlı o- larak.alındığı gibi üç gün devam e- dilerek bir gün ara vermek ve o gün adaleye bir gr. streptomycine yap- mak da mide bozukluklarım önlemek Açık havada hastalar En ucuz ilâç