MUSİKİ mekti. Büyük taleple karşılanacağı muhakkak olan ur arzdı bu. Temsili tertipleyen Devlet Tıyatrosu Yardım Ve Tesanüt Dernegi'ne gelir Bağlıya- cağı şuphesızdı Nitekim oldu. Salı gecesi salon baştan aşağı doluy— du. Fakat, adı geçen dernek, bilet satma endışesıne öylesine kapılmış ol- malıydı ki - halbuki böyle ur endişe- ye hiç lüzum yoktu; biletler nasıl ol- sa kapışılacaktı - Devlet Tiyatrosu'- nun bazı nizamlarına riayet lüzumu- nu bile hissetmedi. Meselâ, telefonla bilet ayırtanlar, bilinen usul ğince, temsil günü akşamı saat 6 dan önce biletlerini almaya tiyatroya gel- dikleri zaman, ayırtılan yerlerin an- cak Pazar akşamına kadar saklan- mış, sonra satılmış olduğunu ö diler. Neden? Dernek yetkililerinden biri gişeye öyle emir Keyfi ur emir. ha: temsilden sonra otobüs temin e- dilmemişti. Mamafih temsil, bu lâubaliliklerin nahoş tesirini unutturacak kadar başarılıydı. Rigoletto'da Orhan Gü- nek, dünya çapında ur opera sanat- kârı olduğunu, dört senelik ur fa- sıladan sonra, Ankaranın opera me- raklılarına tekrar isbat etti. Dük ro- lünde, operamızın en iyi tenoru ola- bilecek durumda ur şarkıcı, Doğan Onat vardı. Maalesef formunda de- ğildi. Bununla beraber tenor Onat'ın, askerlik hizmeti dolayısiyle, sanatıy— le gerektiği gibi meşgul olma imkâ- nını bulamadığını bilenler, bunu hoş gürdüler. Gilda'da Ferhan Onat, bu sopranodan tabiat vergisi ur sesten başka şimdilik ur şey beklemekten vazgeçmiş olanlar için, tatmin ediciy- di. Diğer başlıca rollerde Selim Üno- kur (Spara fucile), Mesude Çağlayan (Maddalena) v Hilmi Girginkoç (Monterone) vardı. İyi ur koro, temsilin başarısını destekledi. Adolfo Camozzo idaresin- deki orkestra yer yer sesleri Örtü- yordu; fakat her zaman mütecaviz değildi. Böylece Devlet Operası da, 1954- 65 mevsimine perdesini kapadı; fa- kat faaliyet sona ermemişti. Sırat — köprüsü Opera binasının sır vermeyen du- varları arkasında, bütün tiyatro ve opera sanatkârlarını imtihan ka- pısında bekliyen öğrenciler gibi sinir- li ve heyecanlı yapan bir faaliyet hü- küm, sürüyorı! Yönetim Kurulu, Devlet Tıyatrosu sanatkârlarının her yıl tazelenen kontratlarının Önümüz- deki yıl için hangi esaslara göre ta- yin edileceğini müzakere etmekteydı Kurulda, Vedat Gürten, Aydın Salih Canar Cüneyt Gokçer Adolfo Camozzo, Hans Hörner - ve tabiatiyle Muhsin Ertugrul - gibi simalar var- dı. Kurula dahil sanatkârlardan her biri, kendi haklarında karar verilece- ği zaman şüphesiz ki müzakereye ka- Orhan Günek Yuvaya dönüş tılmıyorlar ve toplantıdan ayrılıyor- lardı. Şimdiye kadar sanatkârları - 1/A, I/B v.s. gibi - sınıflara ayıran usul bu defa terkedılecektı Şimdi bu sı- nıflama sadece ücret — dereceleriyle yapılacaktı. Yeni kurulmakta olan o- pera orkestrası mensupları da bu sis- teme dahildiler. Kurul, sanatkârla- rın sınıflarını yükseltme ve indirme yetkisini haizdi. Ancak şimdiye ka- dar indirme yetkisini hiç tatbik et- memişti Yeni usuldeki başlıca değişiklik, şimdiye kadar âzami 800 liraya ka- dar çıkan ücretin bu defa 1500 lira- ya yükseltilmesiydi. Ücret derecele- ri 500 ile 1500 arasında değişecekti. Ancak, 1500 liranın hiç ur opera sa- natkârına verilmemesi hususunda ur temayül vardı. Tiyatrocular arasında ise bu ücretin ur veya iki sanatkâra verilmesi düşünülüyordu. Bütün merak ve heyecanlarına. rağmen, sanatkârların içini rahat et- tiren ur düşünce vardı: Kurul üye- lerinin tarafsızlıkla hüküm verecek- lerine güveniyorlardı. Bestekârlar Amerikadabir Türk eseri İlhan Usmanbaş'ın Fromm Musiki Vakfı mükâfatını kazanan (Bk. A- KİS, Sayı: 34) Yaylı Sazlar Kuarte- ti Mayıs ayı zarfında New York'ta ve Los Angeles'de, Amerikanın ünlü oda musikisi topluluklarından biri olan "New Music" kuarteti tarafın- dan çalındı. ilk konser New York'da Metropolitan Sanat Müzesi'nin Grace Rainey Rogers salonunda verildi. Programda Fromm Mükâfatı kazan- mış iki bestekârın daha eserleri var- di: Amerikalı Jerome Rosen'in Yaylı Sazlar Kuarteti ile Wilhelm Killma- yer'in, İspanyol şairi Garcia Lorca'- nın şiirleri üstüne bestelemiş olduğu beş şarkı. Rosen ile Usmanbaş'm kuartetle- ri arasında mukayese yapan New York Times musiki münekkidi şun- ları yazdı "Her iki eserde de benzeyen ta- raflar var. azılış ustaca; epeyce kudretli; her ikisinin de armonik leh- çesi, kozmopolit ur modernizm ve ton temeli üzerine kuvvetli ur diso- nans arzediyor. Usmanbaş'ın kuartetinde biraz da- ha fazla şahsiyet var. Hiç olmazsa i- kinci muvman, uzun 1irik hattıyla, bariz ur şahsi karakter arzediyor. Geri kalan taraflarında, Mr. Rosen'- in kuarteti gibi temiz ve tertipli, me- lodik bakımdan kuru ve kendiliğin- den vücude gelme duygusundan zi- yade ihtisas sahibi ur ustanın eseri olma vasfına malik." İkinci konser, Los Angeles'te ay- nı gurup tarafından verildi ve prog- ramda Usmanbaş ve Rosen'in kuar- tetlerinden başka Bartok'un dördün- cü kuarteti vardı. Los Angeles Ti- mes'ın münekkidi Albert Goldberg eserin en ziyade tesirli kısmının son muvmanı olduğunu beyan etti. Tenkidler - hakkında İlhan Us- manbaş şöyle düşünüyo "Berbat eser demelerını isterdim. Fakat bu kuarteti yazdığım saman (1947 de yazılmıştır) henüz "berbat " besteliyebilecek kadar ilerle- memiştim." AKİS, 11 HAZİRAN 1955