DÜNYADA OLUP BİTENLER. Tito misafirlerini gezdiriyor İyi bir ev sahibi Fakat isler iyi gitti, misafirler merasımle karşılandılar. Sofyanın en meydanına geldıl Ğ yollara dokulen halk kendilerini "coşkun" şe- kilde alkışladı. Zaten Rus heyeti faz- la kalmadan Bükreşe geçti. Krutçef ve Bulganin Bulgar devlet adamları- na talimat vermişlerdi. Aynı talimatı Kumanyada da tekrarladılar. Ortada, Türkiye kenarda bırakılarak kuı'ula- cak bir "Balkan Paktı" rivayeti do- laşıyordu. Yugoslavya'da kim kazandı? Rus lıderlerın Yugoslavya seyahat- lar başarısız geçmemişti. Komi nizm bakımından "müsbet" kararlar alınmıştı. Yug slavyayla barışmak Rusyanın işine yarıyacaktı Neşredi- len müşterek teblıg gerçi pek büyük mânalar taşımıyo: Ama, bazı ba- tı memleketleri basınında çıkan ha- berlerin aksine iki tarafın bir çok meselede fikir birliğine vardığı anla- şılıyordu. Gerçi Mareşal Tito sadece komünist olarak konuşmamış, batılı- ların bazı tezlerini müdafaa etmişti. Buna rağmen, çok sayıda müşterek noktala müşahede olunmuştu. bir hakikat, bütün ötekile- ri bastırıyordu konferansa Mareşal Titonun şahsiyeti hâkim olmuş, gö- rüşmeler onun arzuladığı zemin üze- rinde cereyan etmişti. Yugoslav dev- let adamı daha baştan anlamıştı ki usya, partilerarası bir konuşma arzu etmektedir. Krutçef'in heyete başkanlık etmesinin sebebi de buy- du. O takdirde Yugoslav komünist partisi, tabiatı itibariyle Büyük Rus komünist partisinin hâkimiyeti ve heybeti altında ezılecektı Komünist taktiklerine vâkıf Tito, bu- nu gördü. Israrla belırttı ki konfe rans Yugoslav ve Rus hükümetlerinin temsilcileri arasında cereyan edecek- tir. Yugoslav ve Rus komünist parti- lerinin temsılcılerı arasında — değil... Ruslar buna memn olm: adılar Plan- ları suya düşüyordu. Ama yapacak başka şeyleri de yoktu. Kabul ettıler Nitekim müşterek tebliğin imzasına sıra geldiği zaman, bunu Rusya adı- na Krutçef'in değil, Mareşal Bulga- nin imza etmesi hususunda bir Yu- goslav talebiyle karşı karşıya kaim- . Halbuki heyet başkanları Krutçef ile Mare eşal Titoydu. Normal olarak tebliği onların ımzalaması gerekiyor- du. Mareşal "hayır" dedi. Krutçef ancak partiyi temsil edebilirdi. Hü- kümet başkanı ise Mareşal Bulga- nindi. Titonun dediği oldu. Bu son za- fer, bütün müzakerelerin havasını bellı ediyordu. Balkan paktı meselesi Görüşmelerde Balkan Paktı, ele a- İnmıştı. Ele alınış şekli hakkın- da muhtelif tahminler ileri sürülü- yordu. Rusların bu paktın bugünkü vaziyetinden memnun olmadıkları bi- liniyordu. Acaba, buna Bulgarıstanın Ithalı de mi duşunulmuştu" Yugos- lav dışişleri bakanı Koca Popovic bir basın konferansında kendisine bu su- al sorulduğunda bunu öylesine saçma buldu ki cevap dahi vermedi, ifade ettiğine göre bu ihtimal mevcut de- ğildi. O zaman ikinci tezin şampiyon- luğunu yapanlar Rusların Balkanlar- da yeni bir dostluk ağı kurmak iste- diklerini, bunun için de batıya bağlı memleketlerden sadece Yunanistanı alıp Türkiyeyi dışarda bırakmayı dü- şündüklerini ileri sürdüler. Hakikaten bir müddetten beri Atinadan bazı çatlak sesler gelmiyor değildi. Bil- hassa Fransız basınına akseden ha- berlerde, Atina Hükümetinin Ameri- kalılara kızdığı, onun için Yugoslav- ya vasıtasiyle daha tarafsız bir poli- tikaya gitmek istediğine dair haber- ler yer alıyordu. Bunun ne dereceye kadar doğru olduğu bilinemezdi ama, Yunan Başkentinde bir nın mevcudiyeti aşikârdı. Fakat hiç kim- se Yunanistanın Türkiyeden yrılıp, başka bir Balkan blokuna gireceğine ciddi şekilde ihtimal vermiyordu. Dünya çapında bir barış taarruzu- na geçen Rusyanın gözünü Balkanla- ra diktiği anlaşılıyordu. Yunanistan- a bir şans aradığı da aşikârdı. Fa- kat Türkiye hakkında en ufak bir ümit bile besleyememesi, milletimi- zin azim ve birliğinin deliliydi. Batıya bakış Rus — heyeti Yugoslav topraklarını terkediyordu ki Mareşal Tito, ba- tılı elçilerle görüşmek arzusunu izhar ediyordu. Henüz Rusların ziyareti haberinin sızmadığı günlerde Yugos- lavyaya yapılacak yardım hakkında görüşmek üzere Batılılar Belgrad hu— kümetine teklifte bulunmuşlar, kümet de bunu kabul etmişti. araya Krutçef kafilesi girince, müza- kereler geriye bırakılmıştı. — Şimdi, yol yeniden açılmıştı. Batılı başkent- urumda: haberdar edildiler. Konferans toplanabilirdi. Görüşmelerin sadece yardım işiyle alâkalı olmıyacağı aşikârdır. Yugos- lav'lar. Ruslarla yaptıkları müzakere- ler hakkında da batıldan tenvir ede- ceklerdir. Hakikaten Rusların ziya- retinden evvel Dulles Washington'- daki Yugoslav Elçisini kabul etmiş ve kendisinden Rusların dünya mese- hakkındaki noktai nazarları- nın öğrenilmesini istemişti. Belgrad görüşmeleri böylece Dörtlü konferan- sın ilk hazırlığı mahiyetini alacaktı. Mareşal Tito Ruslara batılıların gö- rüşünü Aanlatmıştı. Şimdi batılılara Rusların düşüncelerini soylıyecektı. Mareşal Titonun idaresindeki bu k çuk memleket dünyanın hakıkaten sözü geçen devletlerinden biri oluyor- du. Ş Doğu - Batı Temmuzun 18 i A merika kararını ılan etmiş bulu- nuyor: Dört büyükler Temmuzun 18 inde, isviçrenin Cenevre şehrinde toplanabılırler Batılı müttefiklere bildirilmiş olan bu teklif yakında Ruslara da yapılacaktır ve muhte- melen kabul edilecektir, işin başında batılılar Lozan şehri, Ruslar ise Vi- yana üzerinde duruyorlardı. Fakat AKİS, I1 HAZİRAN 1955