zuyordu. Ahmet Emin Yalmanın mem- lekette bir takım kıvılcımların — başım beklediği, bunların «siyasi — körükçülü- ğünü yaptığı, neşvünema bulmalarına hizmet ettiği bildiriliyor ve zam - man çıktığı seyahatlerden bahsedılerek şöyle deniliyordu: reye gider, niçin gider ve orda hangi - sıfattaki insanlarla ve hangi - sı- Jfatı haiz olarak konuşur, bunu bilmi- yoruz. Başmakalede daha sonra — üstadın oynadığı zararlı rol ortaya — konuluyor ve- İstiklââ mücadelemiz esnasında mil- let Anadoluda kanı ve cam ile sava- şırken kendisinin İstanbuldan Amerikan mandası tavsiye ermesi hâdisesine tel- mihte bulunularak ilâve ediliyordu. Ahmet Emin Yalman, öteden beri, bu — memleketin dışarının hıma e ve sahabeti ile — düzeleceğine bu, her hususta — lâzımdır. ıktısatta hülâsa dışarının etmelidir. Emin hürmetkar lâzım gelmez Gt; ustadın yıllarca evvelki ha- lama kampanyasına, kendisini rı idare eden adam» rolünde gören üs- tadı da dahil etmişti. başvekilden — geliyordu et Emin Emir h man o gece hareket ne diyeceklerdi? Halbuki her zaman, başvekil Adnan Menderese yakınlığı kendisi için bir iftihar vesile- si oluyordu İşte, şimdi, en tesirli tek- meyi iktidarın organından yiyordu. Ü iktidarı müdafaa için sar- yana yakıla anlattı. miş olduğunu iddia etti Kanaatince Zafer öyle bir cerideydi ki ne başı var- lanet etmeliydi- ler. Hayır! İhtimal ki onların haberi bile yoktu ve şüphesiz Menderes bunu asla tasvip etmeyecekti. Oysa ki işaret bizzat Adnan Men- Basından hatıralar YURTTA OLUP BİTENLER Allah gazeteci olursa Gece saat onda Kırıkkale'ye in- dim,.. İlk işim postaneye uğra- Posta müdürü sinema- Lojmanın balkonundan ses veren ogluna tenbih ettim: lus muhabiri gelmiş, der- sin... saat onikide Ankara'ya telefon edecekmı j S mahfele gittim, — savcıyla se şuydu: — onyedi onsekiz yaslarında Mine —adında bir köylü kızı, kendisine sarkıntılık eden yet- mişlik bir ihtiyarı gırtlağını keserek öldürmüş... Jandarma kumandanıyla da gö- rüştükten sonra, hapishaneye gidip Mine ile konuştum, gece vakti şa- hitleri de bulduk buluşturduk, onla- rı da dinledik. Hâdiseyi dört bası mamur bir hale — getirdikten sonra postahaneye geldim... Her taraf zifi- ri karanlık... Ama klanının zilini çal- . Arka tarafı bir kola- i . Helanın pence- resinde bır 1şık gordum tırmandım, tak tak um Eneere açıldı bır baş uzandı Ne istiyorsun lan?. fendim bendeniz Ulus mu- habiri Postanede kimse yok mu? edecektifiğ — Saat 8,23'te daire kapanır... Yarın gel Gazetecıyım berliiterccerim Lâfı uzatmadı, helanın pence- resini suratıma kapattı... Bu sefe ne olursa olsun dedim, lojmanın zi- lini çaldım .... Bir, bir daha... Ni- hayet müdürün oğlu çıktı: glum babana söylemedin mi telefon edeceg endim Ankaraya telefon gazeteme bav p Gü çuvala mı yarın sabah telefon etsin de- girdi, di. » — Gazeteye havadis Kapıyı kapattı... Ümide beş on dakika daha bekledim... Ses çıkma- yınca, bu sefer zile devamlı olarak bastım... Üç ş dakika sonra pen- cereden yaşlı bir baş uzandı; mü- dürmüş: Bana bak gece yansı başka eg]enecek yer bulamadın mı? Efendim ellerınızden öpe- deres'ten gelmişti. Yazı, Ahmed Emin Yalman hakkında beslenilen samimi ka- naati ifade ediyordu. İktidar üstadı, ha- kikaten, başmakalede tarif edilen adam olarak biliyor, öyle tanıyordu. Halkçı, — Zafere — katılıyor z afer'deki makaleyi en ziyade Zzevk ve Jlezzetle okuyanlardan biri Ni- Şinasi N. BERKER rim... gazeteden havadis beklerler... Ulus gazetesi, hükümet gazetesi... Pencere kapandı... Merdivenler- de bir ayak sesı d K Onlar içerde ben dışarda... — Söyle be ne istiyorsun... — Efendim bir hadıseyi tahki- ke geldim... İşim bitti... Gazeteme verecem havadisi.. u saatten sonra olmaz efen- m. Hem havadis kimin isine ya- rar bu saa G anım efendim... şımdı dizilir. basılır.. Olmaz efendım mevzuatımız gazete müsait degıl Sizler gibi olgun adamlar her zaman bize kolaylık gösterirler... Olmaz!.. Ellerinden öperim müdür bey, bizim de geçimimiz bundan.. çoluk çocuk sahibiyiz... — Daha halâ anlamıyor... maz dedik yal!.. Siz de muslumansınız ben de muslumanım Ol- raş dıdın mıza belâ Gazete işi bu efendim.. cesi gunduzu y Olm gece yarısı da sen başı- ol! ge- Saate baktım iki buçuk!. — Müsaade etteydiniz şımdıye kadar işim — bitmişti... Hiç olmazsa bir yıldırım telgraf çekey Posta müdürü daha da hırslan— dı, bindi gibi kabardı: — Bana bak dedi... muhabiri, Allah bile te buradan ne de telgraf çekebilir!.. yallah!... Değil Ulus Hadi bakalım Zaten canıma tek demişti gazeteci zeteci oldu.. rir, ikinize de bir kolaylık gösterir, ondan sonra dilediği yere, dilediği telefon da eder, telgraf da çe- Beş dakika sonra havadisi rahat rahat gazeteme yazdırıyordum... Ö- lüm korkusu!. had Erim oldu. Evvelâ Ahmed Emin Yalman sabık dostu hakkında çok kötü Bu, en mühim sebepti. in yolu ise, bilhassa Başvekil Adnan Menderesin şahsına kurd geçiyordu Bu, ikinci mühim sebepti. Nihayet Va- AKİS, 25 ARALIK 1954