DÜNYADA OLUP BİTENLER Bazı Komünistlerin rolü K omunıstler ise meseleye bir ayaklan- nzarası, vermek 1ç1n ellerin- den geleru yapıyol ardı. Bilhassa Kıbrıs dâvasının alemdarlıgını le aldıkların— dan beri kuvvetlenmişler, hattâ beledi- . Atina da- hil bir çok büyük şehirde mahalli ida- reyi ellerinde tuttuklarından nümayiş- lerı hazırlamaları daha kolay oluyordu. nist belediye reıslerı Amrıka lereve Türkiye aleyhin deki numayışlerı bizzat hazırlıyorlardı. Başvekâlet bu — gibilerine de işten e çektirileceğini açıkladı. Buna rağmen toplantılar kesilmedi. Bu sırada Yunan basını da inanıl- maz bir hafiflikle — komünistlerin âleti oluyor ve — müttefiklerinin — aleyhinde edepsizce yazılar neşrettiği gibi halkın heyecanını da durmadan tahrik ediyor- du. Hareketlerin basında daha ziyade Üniversite gençliği bulunduğundan hü- kümet üniversiteyi muvakkaten kapadı. Kıbrısta ise durum daha da vahim- di. Komünist Rumlar Türk ve İngiliz dükkânlarını yağmaya başlamışlardı. Bu suretle hakikaten çapulculuk maksadile hareket ettiklerini bir defa daha göster- miş oluyorlardı. Vali Sir Robert Armi- tage askeri kuvvetlere — hazırol emrini |“vermekte tereddüt etmedi ve Türk ile İngiliz ailelerine sokağa çıkmamalarını tavsiye etti. Halen adada bir örfi idare havası esmektedir. Nümayişcilerin mak- sadının. Bırleşmış Milletlerde Yunan tezinin reddi üzerine Kıbrısta karışıklık çıkacagı yolundaki tehditlerin doğrulu- ğunu ispat etmek ve bir tazyik yapmak- tan başka şey değildir. Fakat adadaki İngiliz kuvvetleri bu çapulculara kolay- lıkla hâkim olmuşlardır. 16 Yunanlılar azdılar Yola çabuk gelirler Yugoslavya da şikâyetçi 1br1s meselesınden dolayı Yunanis- ın Üç esaslı müttefiki Amerika, Ingıltere Ve Turkıye şikâyetlerim bıldı— rirken ve a karşı Mareşal Papa- gos Özür dilerken Atinadaki — Yugoslav Büyük Elçiliği de Yunan hükümetinin bir hususta dikkat nazarım çekiyordu. Yunan gazeteleri ve bilhassa hükümet taraftan basın son zamanlarda Yugos- lav Makedonyası hakkında tatsız neşri- yata başlamıştı. Neşriyat, Yugoslav Ma- kedonyas ndan ikinci bir Kıbrıs mesele- n çıkarılmak 1stendıgı manâsını taşı- nistana verilme: açıkça taya atıyorlardı. Neşrıya o hale gelmıştı ki Yugoslav Büyük — Elçiliği, müttefiki- i i Za ekmek lüzumunu me- bu şekilde yazılar — yazdıkları anlaşılı- yordu. nistan, bir türlü mak bılmemektedr ve hâlâ fütuhata emeller, gütmektedir. Başına gelen bun- ca felaket müttefikimizi 1slah etmemiş- tir. Aynı gulunç emellerle — Anadoluya yolladıkları ordular İzmirde denize dö- kuldukten sonra akıllarını başlarına al- salar Hayır. Mütemadi yen sesleri- ni yukseltırler şımardıkça şımarırlar. Aradaki bir Balkan ittifakı bulunu— yor. Bu ittifak Doğu Akdenizde kuvvet- li bir emniyet unsurudur. Yunanlılar ev- velâ Kıbrıs meselesiyle bu sistemi iğ- nelemışl erdir. Şimdi de — Yugoslavyaya t bir takım topraklarda hak iddia ede- rek sistemi yeni başi zayıf düşürecek manevralara gırışmektedırler Öyle gö rünüyor arımızı idare edenler kendilerini umumi efkâra öylesine kap- tırmaktadırlar ki en sonda kızıllar tara- kabına sığ- fından tahrik edilen bu efkârın oyunca- ğı haline gelmektedirl Yur; oslavyanın boyle bir teşebbuse üzum görmüş olması da — Yunanistanı şimdiden ikinci bir Kıbrıs belasına düş- mekten kurtarmak gayesine atfedilebi- lir. Bari dostlarımız bu sefer ayaklarını denk alabilseler. Batı Avrupa Atom bombası ve veto B elçika Hariciye — Vekili Spaak son derece heyecanlıydı. Avru; en meşhur ve en muteber devlet adamla— rı arasında yer alan bu şişman, gözlük- lü, babayani tavırlı. adam konuşmala- rında daima — heyecanlıdır ve sözleri arasına bazı parlak - cümleler sokmayı sever. Fakat bahsettiği mevzu, hakika- ten alâka uyandırıcı bir mevzu idi ve butun insanlık âleminin istikbali bahis vzuu bulunuyordu. Atlantık Paktı teşkılatının Bakan- lar Konseyinde atom silâhının tetiğinin askerlerın degıl sıvıllerın elinde bulun- ması kararma — varılmıştı. Yani Rusya tecavüz ettiği takdirde Batılıların atom silâhim kullanıp kullanmayacakları hu- susunda selâhiyet Bakanlar Konseyinde olacaktı. Bakanlar Konseyinde ise, her devlete veto ha anınmıştı. Meselâ Islanda Veya Luksemburg delegesı atom silâhını kullanılmamasını tedi mi, atom sılahı kullanılmayacaktı Zıra Kon— seyin bir tek azası aleyhte rey verse, teklif kabul edilmiyordu. İşte Be lçıka Hariciye Vekili bu tehhkeyı belirtmek için söz almıştı. Atom harbinin kontrolünü sivillere Buna hiç kimsenin itira- vermek iyiydi. Spaak Vetoyu istemedi AKİS, 25 ARALIK 1954