İKTİSADİ Maliye Zıraı gelırler vergisi : Yaz aylarında Malıye günlerde yeni bütçenin gider ve gelir- lerinin hiç olmazsa kaba taslak halkın bilgisine arzedilmesi ilim adamlarımızın bazı aze er- i vergilendiril- yazmış olm ası, ünümüzün mese- lesi haline getirmiştir. Vergilendirilme- lidir diyenler başlıca şu noktalara isti- nad etmektedirler. Gelir vergisi kanu- numuz hazırlandığı zamanlarda hakim fıkır zirat gelirlerin de vergılendırılmesı . Önce tatbiki nisbelen daha kolay bir sahada denenmek istendi. Gelir Ver- gisi kanunumuzun kabul olundugu 1949 girdiği 1959-1951 mali vakte kadar geçen zaman bize gösterdiki mükellefe en iyi vergi gelir vergisidir. İçinde bulundu- ğumuz mali yılda gelir vergisi tahmin- leri 109 milyonluk bu fazlalıkla gerçek- leşecektir. Öyle ise mükellefe bu dere- maddesi kanun karşısında vatandaşların eşitliğinden bahsetmektedir. Bir yandan Maliye ilminin asırlardır tatbik edilen kaideleri diğer yandan hukuki mevzuat milli gelirin 8 601na yakın bir kısmını teşkil eden zirai sektörün vergilendiril- mesini emrederken zirai gelirlerin ver- gilendirilmemeği ilk bakışta sebebi an- laşılmaz bir mesele gibi görünmektedir. Fakat dâva o kadar basit değildir. Zira gelir vergisi mükellefe sadece mali kül- fet yüklemez, manevi külfetler de tah- mil eder. Saniyen gelirin hesaplanması zirait sahada diğer sahalardan daha güç- tür hele safi gelirin hesaplanması im- kânsız gibidir. Çünkü iktisadi faaliyet- lerin ziraatle ilgili olanı tabiatın sinesin- de cereyan eder. İnsan emeği, sermaye tabiatla kucak kucağadırlar. faaliyet sahasında ise, ata düşen hısselerı takdır etmek cıdden tahmini çok g işkül bir mesele- dir. Kaldı ki zirat sektorun büyük bir AKİS, 25 ARALIK 1954 VE MALİ SAHADA Köylü ve tütünü Artık vergisi kısmı gelir vergısı uygulansa bile gelir vergisinin asgari geçim haddi altında kalacaktır. Geriye kalan mükellefler ise, zirai gelirlerin vergiye tabi — tutulması dolayısiyle hazinenin — yapacağı masrafı karşılayacak mıdır. salisen acaba son dört beş sene zarfındakı zıraı istihsalin a yuzy 11 rilmeleri kadar makül ve o nisbette de adil değilmidir? Keza bir de meseleyi mali gaye bakımından ele almak icabet- mez mi? Yani böyle bir vergi zirat saha- ya tatbik edilse mükelleflerin bu vergi- ye karşı, gösterecekleri tepki nedir? Bir vergi kaçakçılıgıyla karşılaşmayacak mı- istihsalimizin yılda 1942-1943 senele- rinde 2 milyon tona düşmüş olduğuna hükmetmek gerekir. Eger elde edilen neticenin doğruluğunu kabul etmek ica- betse Türkiye'de kıtlıktan msanların öl- müş olmaları gerekirdi. Meselenin bu derece çetrefil olma- sına mukabil zirat kalkınma neticesi A- dana civarında, Ege Bölgesinde ziraat- le uğraşan vatandaşlar arasında öyleleri vardır ki bunların yıllık gelirleri yüzbin- leri aşmakta ve bunlarda toplanan sa- de olacak tınalma güçleri doğrudan doğruya talip olacak piyasada tecelli ettiğinden emtia fiatlarının yükselmesini — intaç etmekte yani enflâsyonu körüklemektedir. Hal- buki aylık geliri 200 bin olan bir me- mur senede iki maaş tutarı bir meblağı hazineye vergi olarak ödemektedir. doğrusunu söylemek lâzım ge- d evlete varıdat temın ra sahip olmuş olan ürra vatandaş- larımızın aklı başında her insan gibi defter t ağa larını — sağla bundan evvelki bir yazımızda da savun- duk. Ama mali iktidarın hududu nere- de başlıyacaktır? tandaşl rımız, zirat — kredi luğu ve traktör modası dolayısiyle — borçlanmış durumdadırlar. Mükellefin şahsi duru- göz önün- de tutar ve orta halli Türk çıftçısının geçim seviyesine bazı amortis pay- ları da ilâve etmek suretiyle uzlaştırıcı bir şekilde meseleyi halleder. , gün son vermek icabedecektir. zaman da bugünkü müşkül muz noktalar tekrar müşkül görünmek- te devam edecektir. Fransızlar kuzey Afrikaya yerleştıklerı vakit bir Fra kumandam Fransız birliklerini teftışe gelmış orada agaç namına hiçbirşey gö- 11