DÜNYADA OLUP BİTENLER Yunanistan Mareşal Papagos Elini verdi, kolunu alamadı Bir millet azdı B ir Robert asıl bir İngilizin soğuk- kanlılığına ne derece sahip bulu- nursa bulu n ai konağına döndü- gunde sapsarıydı İdare etmekle mükel- lef olduğu bir halkın ortasında hem de kendisinden ziyade temsil etmekle şe- reflerin en büyüğünü duyduğu kraliçeye ve İngiltereyeydi. Sir Robert Armitage, Kıbrıs valisidir. miş — Milletlerde Yunan tezi reddedildikten sonra bütün Yunanistan- da ve Kıbrı ta nümayişler oluyordu. r Robert adada gerekli emniyet tedbırlerını almıştı ama gene de komü- nistler ve onların kışkırttığı Rumlar ora- da burada gürültü, patırdı çıkarıyorlar- dı. Onun için, son derece ihtiyatlı dav- ranmak gerekiyordu. O gece Lefkoşa- daki Royal sinemasında bir Rus trupu Hamlet'i temsil edecekti. Vali de davet- liler arasında bulunuyordu. Sir Robert gidip gitmemek hususunda uzun müd- det düşünmüştü. Heyecan içinde bulu- nan bir takım kimselerin bir hâdise çı- kartmasından endişe ediyordu. Buna mukabil gitmese, «korktu» diyeceklerdi ve otoritesi sarsılacaktı. Nihayet, dave- te icabet kararma vardı. Fakat nahoş bir halin vuku bulacağından ela emin- di. ema, daha erken saatlerden iti- baren dolmuştu ve kalabalığın büyük AKİS, 25 ARALIK 1954 maksatla gelmiş azgın Davetliler de kısmını hususi bir gurultu koptu. Halk birini heyecanla alkışlıyordu. Ge- len, Yunan başkonsolosu idi. Başkonsolos hususi surette davet edilmişti ve doğru- su istenilirse hazırlananlardan tamamile habersiz değildi. Birleşmiş Milletlerde- ki Yunan delegesi Kiru, eğer Yunan te- zi reddedilirse Kıbrısta vakim karışık- lıkların çıkacagı yolunda bir tehdit ile- ri sürmüştü. Yunan başkonsolu bu tehdi- din tahakkukundan dolayı elbette ki se- vinecekti. Orkestra yunan marşına baş- ladı. Marsı herkes ayakta dinliyordu Bu sırada salondan Enosis..> seslerı yükseliyordu. Yunan ba konsolo— gene alkışlar ve kuvvetli tezahürat arasında yerini aldı. Sir Robert en son geldi. Fakat az- gin Rumlar onu bekliyorlardı. Orkestra «Allah Kraliçeyi korusun» marşına da- ha başlarken ıslık — sesleri işitildi. Yu- nanlılar valiyi ve marşı yuhalıyorlardı. Sir Robert'in sapsarı kesildiği görüldü. Fakat hiç aldırmadı ve — marşı dimdik dinledi. Bu sırada taşkınlık son haddini bulmuştu ve halk yeniden «Enosis.. Enosis..» diye bağırıyordu. Pek çok kimse valinin kulağı dibinde Kraliçeye ve İngiltereye en galiz şekilde küfürler «Kahrolsun — İngilizler! Kahrolsun İngiliz vali! — Biz başımıza Yunanlı vali istiyoruz! Yaşasın Yunanis- tan.. Enosis.. Enosis..» diye naralar atı- yorlardı. Fakat tezahürat burada bitme- di. Biraz sonra doğrudan doğruya Sür Robert'e tecavüz başladı. bır gurup «Defol.. Seni aramızda iste- oruz.. Çık git bu salondan» — diye bağırıyordu. Polis vaziyete müdahale etti ve en ziyade gürültü çıkaranlardan üç kişiyi tevkif etti. Fakat taşkınlık dinmedi. Halk valiye hitaben «Defol!» diye hay- kırmakta devam ediyordu. Sir Robert Armitage salonda daha fazla kalamaya- cağını anladı ve yuha sesleri arasında sinemayı terketti. tesi gün polis, gene Lefkoşada nümayişe kalkan azgın rumların üzeri- ne göz yaşartıcı bombalar atıyor ve kur- mak, runda kalıyordu. Emri, bızzat vali Sır Robert Armitage vermiş- Yunanistan — yerinden — oynuyor N ümayişler yalnız Kıbrısta olmuyor— du. İ pulcu alayları Türkiye aleyhinde bayraklar yırtıyor, Emniyet kuvvetleri ekseriya pasif kalı- yorlar ve bu hal çapulcuların cüretini arttırıyordu. Nitekim Selanik bu nüma- yişlerden vahim birine sahne oldu ve Türkiye başkonsoloslugu ile Atatürk'ün doğduğu tecav uğradı. İşin acı Atina olmak üzere diğer şehirlerde de işsiz güçsüz takımından bir sürü kimse ellerinde levhalar taşıyarak sokaklarda dolaşıyor, Amerika, İngiltere veya Tür- kiye elçiliklerinin önüne gidip bağlıyor- lardı. Hükümet hakikaten müşkül vazi- yetteydi ve ne yapacağını bilmiyordu. Kıbrıs meselesini uzun üddetten beri öylesine körüklemişti ki şimdi nümayiş leri önlemeye yüzü kalmamıştı. Halbuki iş gittikçe çığırından çıkıyordu ve Ma- reşal Papagos — vaziyete hâkim olmak için zecri tedbirlerin alınmasına lüzum olduğunu anlamıştı. Nitekim evvelâ Se- lanik valisini ve polis müdürünü bir telgrafla azletti. Ondan sonra Amerika büyük elçisi Cavendish Cannon ile Tür- kiye Büyük elçisi Settar İksel'i maka- mına davet etti ve kendilerine yunan hükümeti adına resmen tarziye verdi. Bununla da kalmadı, Selanik hâdiseleri gibi hâdiselerin bir daha tekerrür etme- mesi için bütün tedbirlerin alınacağını bildirdi. Hakikaten bu sırada Selâniğin yeni polis müdürü nümayişin tahrikçile- rini tevkif ediyor ve her türlü toplantı- yı şiddet kullanarak dağıtacağını haber veriyordu. Selanik Üniversitesi de ders- li Kıbrıs meselesini — istismar ederek gençliğe bu gibi taşkmlıklara» sürük- lemişlerdi Fakat bundan le emni- başvekil Mareşal taşkınlık- ları takbih ettiği bildiriliyordu. Hakika- ten sür'atle zecri tedbirler alındı. Papaz Makarios Sönen bir balon