YURTTA OLUP BİTENLER Ni ihayet "Ulus"! Bunun, büyük gü- rültülere yol açacagmdan şüphe yoktur. Şimdiyle kadar "Ulus"un çıka- rılması hep tasavvur halinde kalmış, feryatlara "Ulus'un çıkmamasından en ziyade kâr eden Nihad Erim de ka- rışmış, kendi hattâ gazetesinde bir ta- kım muhayyel projeler de yayınlamış, fakat faaliyete — geçmek sırası gelince çarkın arasına çubuk sokulmak ihmal edilmemiştir. Şimdi, "Ulus'u çıkaracak şırket kurulmuş bulunuyor. Tescil için Tic ret ve Ekonomi Vekaletine muracaat edilmiştir. Bu, bir Anonim Şırkettır ve serma- yesi şımdıhk 100 bin radır. senetlerinin beherının fîyatı 25 lira- dır. Hisselerin uZ pılm. i sebep partılıyı şirkete hissedar yapmaktır. 1 bin lira, bir gazete çıkartmak için elbette kâfi değildir. Buna mut- laka bir sıfır ilâve etmek, hattâ ikiyle çarpmak lâzımdır. Gazetecilik, daha doğrusu gazete çıkarmak bugün bir endüstri haline — gelmiştir ve büyük sermaye istemektedir. Hisse senetle- rinin satışı arttıkça, bu sermaye top- lanacaktır. İyi idare edilen gazetelerin çok kâr bıraktıkları - bilinmektedir. Halk Partisi erkânı İngiliz işçi partisi- nin, bir takım masraflarını gazetelerı nin (2 milyon satan Daily H rald) getırdıgr para ıle karşıladığını gozo— nünden u maktadır. ak tutm Anca şebbus Parti hukumetınm yetlerin dışında tanımadıgı yet Halk Partisine bir gazete çıkara- bilmek için gerekli tesisi kurmasını sağlayacak döviz müsaadesini — verdiği takdirde gerçekleşebilecektir. Böyle bir "kanuni mecburiyet" ise yoktur. Bu, olsa olsa "demokratik bir mecburiyettir. Islahat komisyonunda, durum bu hakiki cephesi ile bilinmektedir. Nite- kim bu komisyondan biri bize: — Genel İdare Kurulundan, mü- zakereler için iki âza çağırdık. Fakat bunlardan birinin Nihad Erim olma- masına da itina ettik. Gerçi. Genel İdare Kurulu âzası sıfatiyle goruşme— leri gelip takip edebilirdi, buna mâni olamazdık. Allahtan, kendisi hakkın- da beslenilen hisleri anladı ve infial içinde Ankaradan ayrılıp gitti. u komisyon azasının bilmediği, N had Erimin Ankaradan ayrılıp git- evvel Halk Partisinin bütün çamaşır" larını şahıs be şahıs "foya" lar ifşa ederek bir makale şek- tabıı Demokrat " linde ortaya koydugu fakat bu ma- kalenin, Halkçıdaki iz'ana malik ka- lem erbabı ve mesul makam sahibi kimseler tarafından "mevsimsiz" bulu- narak Önlendiğidir. Nihad Erimin tüzük tadilâtı kabul edilirse Parti Meclisinde, — edilmezse kurultayda hemen hiç bir şansı bulun- madiği göz önünde tutulursa, infial tezahürlerine ilerde intizar etmek ge- rektiği aşikârdır. Genç profesorun boyle bir hareke- tin eşine, a yoklamaları sırasında tevessül ettıgı unutulmamış— tır. F ikir, şahıs, mevki, prensip, kanaat mücadelesi boylece devam edip gi- derken — Cemal Reşıt Eyüboğlu'nun söylediği — "bir t kül ki reaksiyon verir, O teşe kkul hayatıyetını kaybet- emiştir" sözü ne kadar doğru olur- sa olsun tarihi partının bir büyük krizle karşı karşıya bulunduğunu sak. lamanın ne lüzumu vardır, ne mâna- Nihad Erim tesbihli inkılâpçı Partinin kendi kendini feshetmesi, yani bizim opportünist adını verdiği- miz kimselerin çektikleri tarafa git- mesi pek beklenilecek şey degıldır Ümit daha ziyade kurultayın mutedil- leri takip etmesi, ""Model kurultay" p canlı ve realist bir topluluk faaliyet göstermesi, "alkış", dan ziyade Partiye bağlılığını anlayış göstererek ispatı ve şahıslar- dan ziyade ruha bağlı kalmasıdır. Bu, daha ilk günden belli olacak, hatıplerın sozlerı ve delegelerın tutu- lacağı istikamette, Başkanın nutku birinci derecede rol oynayacak- tır. O zamana kadar da İsmet İnönünün, Partinin başında bir bayrak halinde fahri başkan — hususi hayatında da memleketi kurtaranlardan bir milli kahraman — olarak kalıp fiil! idareyi bir Genel Sekreterin idaresinde Ge- nel İdare Kuruluna bı rakmasının mı, yoksa polıtıkamn ıçınde kalm de- tmesinin mi millet mlek partı ve şahsı bakımmdan faydalı la— cağı hususunda — bunca istişareden sonra — kesin bir karara varması ge- rekmektedi Y r şey, "eski hamam, eski tas" halınde kalırs sorduk. Bize şu cevabı — O zaman yapılacak, ya Partiden ayrılmak ya Partinin içinde kalıp hiç olmazsa biran evvel yıkılmasına çalış- mak olacaktır. Tâ ki siyasi saha. bu korkuluktan temizlensin ve yeni teşek- küllere meydan açılsın! ütün bu işler olup biterken. Halk- çı gazetesi gayet mühim teşebbüs- lere geçiyor ve 13 temmuz tarihli nüs- hasında bunu şu şekilde ilân ediyor- u: İstı 'stan nbul, İzmir ve Bursadan sonra — Ankarada da bir ka- takımı teşkıl etmek ü- iz teşebbüse geçmek ka- Bu kararı alırken bazı a ruz takımını teşkil okuyucularımızın da tasvip rinden emin bulunuyoruz. etmek üzere kararımızı edecekle- Bu ilân, gazetenin birinci sayfasın- da sağ üst köşede çıkmıştır. D.P. Tasfiyeye doğru eçimler — 1954 genel seçimleri henüz yapılmamıştı. İktidarın ileri gelenleri memleket dahilinde dolaşıyor, propaganda nutukları söy- lüyorlardı. Gittikleri vilâyetlerde çok zaman valilerin evinde misafir oluyor, onlarla ve halkla da temas ediyorlardı. Kendilerine memleketin ihtiyaçları an- latılıyor, yardımları isteniliyordu. Demokrat Partının 2 numaralı ada, mı Prof. Fuad Köprülü de bunlardan biriydi. Ankaradan Karadenız istika- metinde ayrılmış, Kastamonu ve Zon- guldağa — gidiyordu. Valiler — muhtelif muhtelif meseleler arasında, Demokrat Parti içindeki bazı ocak, bucak baş- kanlarından şikâyet ettiler. Bunlar, sanki — imtiyazlı bir sınıfmışlar gibi davranıyor, — ikide "istemezük!" diye başlarım kaldırıyor nahiye mü- dürünü, kaymakama polis müdürünü, hattâ valiyi makam" lara jurnal edip duruyorlardı. Kendilerile başa çıkmanın, kanunları yürütmenin bazan imkânı kalmıyordu. Demokrat Partının 2 numaralı ada. mı valilere hak v cağız hepsmı dedı Bu temiz- lemeyi daha evvel yapacaktık, ama arkadaşlar "seçimler var" diye çekin- AKİS, 17 TEMMUZ 1954