YURTTA Demokrasi Gaye ve vasıtaları T emmuz ayının çok sıcak bir cumar- tesi gunu vakti, Ankarada daima "siyasi buluşmalar a sahne masiyle şöhret yapmış Çiftlik lokanta- sının iç tarafında Demokrat Partinin bir takım "basın ve yayın işlerini ted- vir" e memur Devlet ekili, Ahmed min — Yalm "Hükümet nerelere doğru gidiyor?" sualını cevaplandırdı- ğı zaman Vatan gazetesinin başmuhar- riri pek tatmin olmadı. Ahmed Emin Yalman, Meclis ka- panmadan evvel hükümetin başvurdu- ğu bazı tedbirleri üzüntüyle karşıla- mış, bunları demokrasimiz 1ç1n tehli- keli buldugunu yazmıştı i bun- lardan dolayı bütün kabahatin "İkti- dara kan kusturan Muhalefet" te ol- duğunu, Muhalefetin iktidar ileri ge- lenlerininasabınıbozduğunu, demok- rasimize bir şey olursa bunun "öldü- rende değil ölende" sayılacağını satır- ları arasına sokmuştu ama, gene de en- dişe duyduğunu bildirmişti. O Turizm Bankası hakkında verılen izahat kendisini tatmin ettiyse de, — rejimle ılgıl son — kanunların ğ sb bar mucibesi" pek zayıf kaldı. Ertesi gün Başvekil Adnan Mende- res Ankara civarında bir tetkik gezisi- ne çıkıyordu. Vekiller ve mebuslarla beraber yanına Vatan gatezesinin Baş- muharririni de aldı. Bu. Ahmed Emini Yalmanın pek hoşuna gitti. Zira in- san oğlu — zayıftır ve Ahmı Emin Yalmanın zaafı da memleketı idare e- derleri idare ettiğine inanmaktır. Pazar günkü —gezinti — esnasında, günün meseleleri etrafında hükümetin OLUP BİTENLER Ahmed Emin Yalman Dünyayı idare eden adam! reisiyle de temas fırsatım buldu ve 2- Seçim Kanunu AÇ sıyaset adamlarımızın en ma n Menderes, Vatan gazetesı başmu- harririnin bahis mevzu inancını tak- viye edecek şekilde bir vaziyet takın- dı anların ne istediğini, neden hoş- landıgını bildikten sonra, oları mem- nun etmekten kolay bır şey yoktur. Ertesi gün Ahmed Emin Yalman, Ankara Palastaki odasında umumi ef- kâra (Vatan gazetesinin okuyucuları- na) gönül rahatlığı dağıtacak makale- sini hazırlıyordu. Bu yazı, gazetenin salı günkü nüs- hasında çıktı. E ükümet, bunca endişe uyandıran kanunları niçin hazırlamıştır" Ah- med Emin Yalmanın "anladığına gö- ' işte sebepleri: I . Kirşehir kanunu : Çünkü — Kır- şehir seçim- lerde — irtica ruhuna — apa- çık yuva - ol- - Radyo meselesi - Memur meselesi e - Adalet mekanizması: muştur. Çünkü seçim Zerde mert- lige yakışmı- yan hile ve Jfesat — yolları açık kalmış- tır. Çünkü memlekette lTere mânasile nor Mi d - rüst — bir halfet cıha- zı yoktur. ü n ü memleketi ü bir halde tut- mak istidadı- nı — gösteren kırtasiyecilik rı adalete pu ta tapar gibi Bakalım ne çare bulacaklar Cemil Sait Barlas ugünkü iktidar devlet idaresinin B hakiki müşküllerini şimdi anla- maya başladı. Bir taraftan ziraat sahasında bü- yük — güçlüklerle karşı — karşıyadır. Çünkü köylü büyük sıkıntı içindedir. Çukurova havalisi müstesna - olma üzere, ektigının yarısını bile ala- mamisti Madencılık te buhran içindedir. En büyük döviz aynaklarımızdan olan kromlarımız taş yığını halinde beklemektedir. Fiyatlar düştüğü i- çin, talep edilen fiyatlarla satış yap- tıkları takdirde madenciler perişan olacaktır. Geçen sene kendisini duyuran dö- viz kıtlığı, zıraattakı istihsalimizin azlığı ve ihraç edilecek malımızın olmaması neticesi büsbü- tün kendini duyurmaktadır. Bu yüz- den bir taraftan bazı mallar hakika- ten istihlâk neticesi piyasada — kal- mamış, bir kısım malzeme ise stok- çular tarafından saklanmıştır. Ha- ricten gelen malzemenin pıyasadan eksilmesi, gıda maddelerine de sira- yet etmiştir. Herkesin bildiği gibi şeker bulunmamakta, bir çok mad- delerin de yanına f'ıyat yüksekli- ğinden yaklaşılmamaktadır. ükü müstahsille karşı kar- Ona kredi bulmak ve geçimini sağlamak zorundadır. Bu sefer bu- lacnğı — kredi, bir kaç metre kare torbayı ekmek için traktör almaya değil, hakiki ihtiyacını gidermek i- cindir Döviz durumu hakikaten güçtür. Ithalattan fazla ihracat yapılmazsa döviz sağlanamaz. Memlekete lü- zumlu madde, malzeme ve eşya ge- lemez. Halbuki hergün artan nüfu- sun ihtiyacı da artmaktadır. Hasta- lık, nasihat değil, rontgen filmi ile i- laç ister. Barınmak için yapılacak evlere çeşitli. malzeme lâzımdır, Hükümet yatırımlarından bahsedecek değiliz. Bütün bunlar döviz bekle- mektedir. Döviz içinse, satacak fazla malımız olmadığı muhakkaktı Karaborsanın mücadele yolu da. ha ziyade iktisadidir. Bol mal ve re- kabetle bu derde çare bulunur, Hü- kümet ise — tamamiyle ters bir yol tutmuş, Milii Korunma Kanununun fevkalâde hallere mahsus tedbirle- riyle işi halle kalkışmıştır. Döviz ve kredi meselesi için de Bakanlar Kurulunda konuşmalar olduğunu duymaktayız. Ancak, hususta ne gibi tedbirler alacaklar- dır merakla bekliyoruz. Çünkü . ik- tisadi vaziyetin kötü gittiğini söy- liyenlere "bozguncu" diyen bir ruh haletinden — kolay kolay kurtulmak ve hastalığın doğru teşhisini koyup doğru tedbirini almak o kadar kolay değildir. AKİS. 17 TEMMUZ 1954