YURTTA OLUP BİTENLER | Dağistan Binerbay “Zoraki — ihtilas iddiasiyle — mahkemeye vermeye yeminlidirler ama, bunda mu vaffak olup olamıyacakları pek belli değildir. Fuad Köprülünün aynı kon- grede soyledıgı sert nutuk da, daha zıyade bir göz dağı verme mahıyetın— edir. Buna rağmen Demokrat Partinin kaynayan bir kazan manzarası göster- diği, fakat Parti iktidarda bulunduğu içi birbirine tutturmanın Halk Partisine nazaran daha kolay olduğu bir hakikattir. Bu— nu bertaraf etmenin içindeki — hizipleri, kaldırmaktır. Fakat genel idare kurulundan çok nüfuzlu bir zatın bize söylediği gibi ' nedir?” Kahraman” yolu da — Par hizipçiliği ortadan Demokrat Partımn programına ga- yelerine, ruh halefet eden- ler, yoksa genel 1dare kurulundaki veya hükümetteki bazı şahıslar mı? Harekete geçmeden evvel bu hu- susim aydınlanmasını beklemek ge- rekmektedir ve muhakkak ki çok bek- lenilecektir. Politika "Seçim zarureti!" S eçimlerin arefesinde Demokrat Par ti hükümeti bir "kâr hadleri ka- rarnamesi" çıkarıyordu. Bu, bir ihti- 10 yacın neticesiydi. Karaborsa, hortlamak üzereydi. Bir yandan artan ihtiyaçlar, diğer taraf- tan enflâsyonu hatırlatan para bollu- ğu istifçiliğe yol açmış, tîyatların her n e ü göstermesi allah- sız tüccarı harp yıllarından tadım u- nutmadığı yollara sürüklemeye başla- mıştı. Elde bu gibi hareketlere karşı kullanılacak — silâhlar mevcuttu. Kâr hadleri kararnamesi bunlardan birisi teşkıl edecekti. ararname üç gün yürürlükte ka ldı ve anide kaldırıldı Bu, seçim zaruret inin bir netıc d kile, bir araba anbuldan dolusu telgraf çekılmışt_ı Bunlar, tabit decek, imkânsız hale koyacaktı. Kâr hadlerinin tesbitiyle — alabildiğine kâr etme imkânı elinden alınan zengin ta- cirler, nüfuzlu dostlarının "değerli" yardımlarını temin etmekte de ge- cikmediler. Bunlar da Başvekile tel- graf yağdırdılar. Bu tesirli itiraz şu olabilirdi: Bu bize İstanbulda seçimi kaybet- tirebilir. Bilindiği gibi sadece Adnan Men- deres değil, Celâl Bayar, Fuad Köp- rülü de İstanbuldan adaydılar ve İs- tanbul listesi otuz kişilikti. Derhal İstanbula telefon edılıp, o sırada İstanbulda bulunan Ticaret ve Ekonomi Vekilinin mutabakatı alındı ve hükümet, kararnameyi ilân edişin- den üç gun sonra kaldırdı. Ertesi gün, Demokrat Partiyi tutan müstakil gazeteler dahil birçok gazete hükümeti, attıgı anlış adımda mesini bildiği için" bir defa daha ve hararetle tebrık ettiler! S eçimler geldi ve geçti. Kararname tekrar konmadı. Eğer "politik za- ruret" ortadan kalktığına göre tedbir konsaydı ihtimal ki piyasada son ay içinde görülen büyük keşme- keş görülmez, tüccar "demokrası var!" u. bunu geciktirmek, unutturmak için el- lerinden geleni yaptılar, hiçbir — gay- reti esirgemediler. Ancak her şey or- tadan kalktıktan, müthiş bir sıkıntı başladıktan ve mallar "kaçmaya" ko- yulduktan sonra akıllar başlara — gel. di, mantıgın ve kıtapların ıcap ettirdi- ği "iktisadi zaruret", "seçim Zaruret" inin yerini aldı. Hükümet, uzun kabine toplantıla— rından sonra yeni Dış ticaret rejimi- nin de, kâr hadleri kararnamesini de ilân etmi bulunuyor. Bu kararname, teferruat kabilinden bir kaç nokta ha- riç, sadece prensıp degıl tatbikat ba- kımından da eskisinin hemen hemen tamamiyle aynıdır. Kabahat — demokraside görülebilir. Halbuki — demokrasinin bir muayyen tatbikatındadır Savunma meselelerinin müzake- re mevzuu olmasına doğ T urkıye Buyuk Millet Meclisi son- baharda açıldığı zaman hemen ilk gunl_erde göru ülecek bir sözlü soru, ğı için yemlıgın cazibesini taşıyacak- ruya vesıle olan hâdise iş sayılacaktır hattâ bir "ıhtıyatsızlık" varsa o da taraf edilmiş bulunacaktır ama sual ve cevap bir yeni — zihniyetin ifadesi yerine geçecektir, Tekirdağ Milletvekili İsmail Hakkı Akyüz, hükümetten, nel Kur Başkanı Orgeneral Nureddm Baranse— lin, bu mevkie tayininin hemen aka- binde orduya yaptığı ve bir kısmı ga- zetelere akseden tamimi hakkında ne düşünüldüğünü sormaktadır. Orgene- ral Baransal bu tamiminde "kendisi- ne ayak uyduramayacakların ordudan ayrılmasını" talep edıyor subayların terfinde endamın mühim nayacağını bildiriyor, Genel Kurmay Başkanından ziyade Mili — Müdafaa Vekilinin sahası dahiline giren — bazı hususlarda fikir beyan ediyordu. Te- kirdağ Milletvekili İsmail Hakkı Ak- yüzün bilhassa. Genel Kurmay Baş- kanma ayak uydurma zaruretinin de nereden çıktığının — şaşırttığı anlaşıl- maktadır. Ordunun şahıslara değil, memleketin mili müdafaa polıtıkasına ayak uydurmakla mükellef bulundu- ğu aşikârdır. Orgeneral Baransel Her şeyden evvel endam AKİS. 17 TEMMUZ 1954