Yazan: W. Somerset Maugham Cannes’deki gazinosunda o akşam yine gala vardı. Muaz- zam tarasanın sol tarafında bulunan havuzun arka kenarında semaya doğru incecik bir merdiven uzanı- yor ve merdivenin ucunda da ir atlama yerı goruluyordu Bır projek- tor havuza doğru tutulmuştu. Bu sı- rada havuzun kenarında fraklı genç bir adam ortaya çıktı. "Bayanlar, baylar. Şimdi asrımı- zın en büyük sanat temsilini seyre- deceksiniz. Dünyanın en iyi atlayı- cısı olan Madam Stella yirmi metre yükseklikten atlayıp, ancak bir bu- çuk metre derinliğinde bulunan bir alev havuzuna dalacakt ır. Bu sanat gosterısını asla mıyacağmıza Şimdi sızlere Mad Stella- yı takdım etmekle — şeref duyu- rum. Fraklı genç adam sözlerini bitir- diği zaman yine havuzun kenarında bir kadın peyda oldu ve kendisini alkışlayan seyircileri mladı. Üzerinde ipekten bir sabah- lık başında da kauçuk yüzme baş- lıgı vardı. Çehresı sahneye çıkıyor- muş gibi bi idi. Stella sabahlıgını çıkarıp fraklı genç adama verdi ve erkek bunu alır almaz ortadan kayboldu. Kadın bir an 1çın kalabalıgı süzdü. İnc u- zun u vardı ve bılhassa ba- cakları fevkalade güzeldi. Merdiveni tırmanmaya başladı. Projektör onu takip ediyordu. Basamakları çıktık- ça sanki semada kaybolaçakmış gibi görünüyordu Bu sırada bir garson havuzun yuna benzin döktü. Fraklı genç adam elınde bir meşale olduğu halde tek eydana çık- . Yukarıda atlamaya hazırlanan mıştı Stella'ya bakıyordu. Nihayet "Ta- mam mı 1?" diye bağırdı, kadın yukarı dan “evet" cevabını verdi. Bunun üzerine erkek elindeki meşaleyi ha- vuza uzattı ve sular derhale alev aldı. Hakikaten insanı ürküten bir man- tella yukarıdan atladı hızı ile havuzun a. lev yanan suyuna daldı, bir kaç sa- niye suyun içinde kaldıktan sonra yine alevlerin arasından geçip kena- ra çıktı. Müthiş bir alkış topladı. Fraklı geç adam elinde tuttuğu sa- bahlığı tekrar kadının üzerine sar- dı, ikisi de daima eğilerek. selâm verip tarasadan ayrıldılar. Müzik devam ediyordu. Havuzdaki alevler söndü, —garsonlar acele adımlarla servislerine başladılar Stella'nın kocası olan fraklı genç adam, Amerikan barın önünde karı- sını durdurd "Şu bıramı bitirivereyim, sonra BİR HİKAYE Ekmek beni çağıran manejerin yanına gide- ceğim. Beni burada — bekler misin sevgilim?" Stella cevap vermedi. Erkek onun yüzüne baktığı zaman karısının ağ- ladığının farkına vardı. Göz yaşla- rı, genç kadının sararmış çehresin- den aşağıya doğru akıyordu. "Neyin var sevgilim?" "Syd bu akşam artık tekrar ede- miyeceğim." "Neden Allahaşkına"" "Korkuyorum Syı d. Kocası onun elin tuttu, "Seni senden ıyı tamrım Sen dunyanın en cesur kadınısın Bir yudum konyak iç, hepsi geçer. Hayır konyak beni daha fena yap 'Fakat seyircileri hayal sukutu- Somerset Maugham Bir meşhur edib na uğratmamalısın." "Bu sefil seyircileri değil mi? Hiç bir gayret göstermeden bol para kazanan bu bayağı, aptal yığını, de- ğil mi? Onların suratlarını artık gör- mek istemiyorum. enim ha- yatımla ilgileniyorlar mı?" "Eğer kıncı defa atlamazsan ya- rınımızı düş "Bir daha atlarsam mahvolurum. Hemen şimdi manejerin yanına git ve Ona artık atlayamıyacagımı soyle. Sinirlerimin ta adı. * O seni asla anlayamaz Zaten bütün gece senin bu numarana bağ Parası Çev.: Orhan Remzi Yüregir h. Bu kadar insan sırf seni görmek ıçm geliyor.' Hep 1nın Allah belâsını versın üyorum, yapamıyacağım," ) ları kadının sararmış çehresinden aşağıya doğru yuvarlanıyordu. "Peki ben şimdi manej erle ko- nuşurum, sonra senin odana geli- rTim." n dakika sonra karısının soyun. ma odasında yenı haberlerım var, sev- gilim ded nejer gelecek aydan itibaren bizi 1k1 misli ücretle anga- je ediyor." Karısının kolunu tutmak istedi. Fakat o geri çekildi. "Fakat bu akşam bir defa daha atlamalısın," "Korkuyorum, çok korkuyorum Atlarken olecegımı zannedıyoru Içkırarak - iskemlenin üzerine çöktü Yapamıyacagım Syd, yapamıya- cağım. Kendimi öldüreceğim" dedi. E e onun yanına oturdu, hu bütün vücudu titreyen kadım kolla— rının arasına aldı. sonra başını tu- i. sevgilim. — Bunu yapacaksın ve sana hiçbir şey olma yacak. Göreceksin ki, biz daha pek uzun muddet tasasız ve sıkıntısız ya- şayacağız "Hayır, hayır hayır!. — Korkuyo- rum, olmek istemiyorum Syd, seni seviyorum Erkek 1ç1ni çekti. Onun da leri yaşarmıştı. Çunku karısını ha— kikaten seviyor. "Buru pmamanın bizim için ne mâna ifade ettiğini bilir misin? di- ye sordu. Tekrar eski hayata dönüş ve mütemadiyen ama mütemadiyen dansetme.. İşte yine bu olacak.." E ski hayat... İkisi de bu anda es- ki hayatlarını — hatırladılar. Syd onsekiz yaşında iken dansor olmuştu. in can ıyorlardı. — İngiltereden Fransaya geçtiği zama önceleri Pariste yerleşmiş, daha son- lüks sayfiye otellerinin — bu- lunduğu semtlere inmişti. Kazancı fena değildi. Otellerdeki yaşlı, zen- gin kadınlar böyle bir kavalye bul- duklarından dolayı her zaman me n kalıyorlar Ve ona plâtin yuzuk— ler altın sigara tabakaları hediye ediyorlardı. — Fakat sonradan enflâs- yon gelip çatmış ve bu zengin, ihti- yar kadınlar otellerden çekilivermiş- AKİS. 17 TEMMUZ 1954