ve tiyatronun her bakımdan daha ehlıyetlı () kadrosu var. Sırf radyo temsilleri için bir kadro besle- mektense bu işi, Devlet tiyatrosu sa- natkârlanna yaptırırız. Bu suretle on- lar da açıktan, bir kaç kuruş fazla alırlar... * Hd Gerçekten geniş bir kadro ile kurul- olan Devlet tiyatrosu, gerek e- serlerın intihabı ve gerekse radyoya — monte etine işini dörtbaşı mamur bir tarzda ifa edebilirdi. İşin nazar! ve mantıki tarafı bu idi O halde buyurun, radyomuzu aça- lım ve Devlet tiyatrosu sanatkarları— nın temsıl etmekte oldukları bir piye- si dinliyı Evvela oynanan eseri ele alalım: Hangı olçulere göre seçılmış Maksa- d p ediyo or? Dünya klasıkler nden birisi mi, yoksa milli, tarihi veya ıçtımaı hayatım zdan, An, doludan, Orta asyadan bir menkıbe mi? maalesef, hayır' Sadece, bir dostun bir kaç kuruş alabilmesini temin için se- çilmiş bir karalama. in oynanışına gelelim: Mikro- fona koyan falan, efekt filân ve teknik asisten feşmekân beyler... Eseri alıcı gözle okumamış, yardım- cı seslerin nerelerde tesirli olabılece— ğini, hattâ erelerde hangi müziğin ve hangi ses lerın belırmesı 1cap ettıgı— ni ayırmamış, sesleri tesir ve mâna ba- kımından planlamamış olan b f lan Mân ve feşmekan beylerin bu ıştekı rolü nedır o halde? Şimdi biraz da temsilde rol alan Devlet tiyatrosu sanatkârlarına baka lım: Radyo temsillerin deki rollerine e- hemmiyet vererek çalışan bir iki sa- natkânmızı tenzih ederiz. Fakat umu- miyetle söylenen bir cümlede, rolün baleti ruhiyesine uyulm sından vazge- celim de menin, hattâ bir hecenın hassas mıkr fon huzurunda kafasının, gözünün nasıl varıldığına dikkat edelım Sanatkarlar eserı oku- mak veya p Va yapıp, mını din- Temek şoyle ursun; eks a kendi rollerini ancak eser ne şredılırken veya plâğa alınırken — okuyor hem de birbirlerinin kem küm edışlerıne gü- rek... bir temsil sanatkarının güzel konuşması esastır. Güzel Türk- çe konuşmak, ifadelerde durgu ve vur- gu yanlışları yapmamak ancak mikro- fon mümaresesiyle yani prova ile ka- bildir. Bir radyofonik eser eser olup din- leyiciye hitap — edebilmek için, esaslı bir istihale devresi geçırmeldr emsilde vazife alanların eseri ta- nıyıp tahlil etmeleri için okuma pro- sonra yazılıştaki düzeltmek Intıbak dıger rol sahipleriyle akort olmasını; teknik provalar, yar- dımcı seslerle sanatkârların ses ayar- AKİS. 17 TEMMUZ 1954 lamalarım nihayet umumi provalar da ruhuna uygun ahenkle edilmesini temin için yapılır. Halbuki Devlet tiyatrosu sanatkârları- nın verdikleri radyo temsillerinde, ro- lünü bile yazmamış ve hemen o an- da, piyesi elıne alıp, mikrofon başına geçmiş ve bir cüretle temsile iştirak etmış sanatkar () lara tesadüf edilmiştir Bütün bunları açıklamakla, Devlet tiyatrosu sanatkârlarımızın hepsini bir töhmet altına sokmak maksadını güt- tüğümüz zannedilmesin. Katiyen! Fa- kat aynı zamanda yazdıklarımız birer hakikattir, vakıadır. İnanmak için de; radyo — diskoteğinden bir kaç temsil plagı alıp dinlemek kafidir. ün bu arızaların sanatkârlarımı- zın kabılıyetıyle bir alâkası olmadığı- nı da belirtmeliyiz. Kanaatımızca bu, maddi ve ruhi sebeplerden ileri gelı— yor: Radyo temsilleri için Basın . Yayı- nın ayırdıgı muayyen para, sanatkâr- lar arasında taksim edılmektedır ve bazı sanatkarlar 'testiyi kıran da bir. ötüren de" diyorlar; bazıları ıse hakıkaten tıyatroda yüklü rollerin yo- çalışmasını — başara bilmek için radyoyu ihmal etmek zorunda kalıyor- "Mikrofon'a koyan, etiketi ise tam- amıyle bır formalite icabı bordro icabı oluy e bir çok sanatkar radyodakı temsili ken d sinin mo nte etmiş oldugunu evinde radyosunu din- lerken öğreniyor. * ** bir dakika- B ugün hakikat şudur ki, alo an radyo sı yüzlerce liraya yayınlarımızda, temsil saati gelınce SANAT DÜNYASINDA dinleyiciler ya radyolarını yahutta düğmeyi çevırıy orlar Hazır radyolarımızın neşriyat proğ- ramları ıslah edilmek üzere ele alın- mişken iyi organize edildiği taktirde em mükemmel bir propaganda, hem de müessir bır eğitim vasıtası olan Ra- dyo tiyatrosu neşriyatının da repert- uvar ve temsil bakımlarından gözden geçirilmesi çok isabetli olur kanaatin- dayız—T.D. kapatıyor, başka bir istasyona Tiyatro Üniversite Tiyatrosu T ürk tiyatrosunun kötü talihi var; Shakespeare in dediği gibi: "mayası zaman ve nerede halisane ni- yetlerle bır teşebbu ruhu uyansa, ya dün: ü açmadan boj; gulur ve- ya k e "mayası bozuk" tam Meşrutıyetten beri; yun temsil heyetındenberı tıyatrosu ndan, Ahmet Vefi beri hep, hep böyle dır. Bursada, Adanada, Trabzo teaddit defalar Istanbulda gırışılen tı yatro üsleri; — en iyi niyetlere ranmen bır turlu maya tutturamamış- lardır Çünkü günün birinde mutla muhakkak bır komplonun tuzağına duşmuşl erdir. Meşrutıyette nda Meşrutıyetten sonraki teşebbüsler de bu akıbet yolcusu olmuşlardı Otuz senedenberi bu memlekette sa- Şehir Tiyatrosundan — gayri hangisi hayattadır? Kaldı ki yasıyan- Üniversite Tiyatrosu Gençler kendilerini sanata verdiler 29