Nuri Said Paşa - Adnan Menderes . ve anlaştılar gerek Mısın gerek İhtilal komite- sini, gere şahsen — Abdülnasırı şiddetle metheden iktidar sözcüsü ümtaz Faik Fenik bunların topu- nu birden aynı şiddetle kötülemeye başlamıştır. Hadiseler, hatadan zamanında dönüldüğünü göstermekte ve bun- dan dolayı hükümete hak verdir- mektedir. Hem de muhalif gazete- lerin; dış politikadaki bu gediği ele almaya cesaret edememiş olmaları- na rağmen... Tatbikatın tek tenkidi sadece İsmet Inonuden gelmıştır O da, ihtiyatlı bir uslu hararetle övmek fırsatını kaçırma- mıştır. Yalnız, gazetenin gece sek- reteri bir kuçuk hata yapmış, Tür- kiyedeki gergin — havanın yumuşa- dığına dair meşhur Welles Hangen tarafından yazılan ve New - k Times'da çıkan makalenin son satı- rını da sütunlarına almak gafletini göstermiştir. New - York Times bu makalesımn sonunda şöyle demek- ydı "HAL KÇI — Başyazarı 80 - yaşın- Hüseyin Cahit Yalçın, Men- i hakarettin dü (. iler umu- mt bir af kabul edıldıgı takdirde AKİS,12 ŞUBAT 1955 serbest — bırakılacağı — tahmin edil- mektedir. Bu hareketlerın Başbakan — ta- rafından Orta Doğu'da tatbik edi- len ve şimdi onun başlıca meşgale- teşkil eden yeni politikayı destekleyişine kismen ele olduğ ÜŞÜ Mutasavver anlaşmasına vafakatini elde etmekte Mi in karşılaştığı — başarısızlığı ardan — muhalefet — kaçınmıştır. Ama bu sefer de Suriye... A ncak hükümet, Mısıra karşı tatbik edip muvaffak olamadı- ğı politikanın bir eşini şimdi Suri- yeye karşı tatbik eder görünmekte- Üstelik bu politikanın tezahür- leri son derece garip ve şarkkâri ol- maktadır. Suriye bir şark memle- keti olabilir, ama biz artık öyle ka- lamayız. Zafer gazetesinin, haftanın başındaki — bir sayısını görenler bu şekilde düşünmekten kendilerini alamadılar. O gün gazetede, o ka- dar acaip başlıklar, manasız satır- lar vardı ki en basit insaf kaidesi bunların, hükümetin resmi organın- da yer almasına maniydi. Bakınız Zafer ne diyo Suriye hükümetinin, hattı hareketi, YURTTA OLUP BİTENLER Bu sözler "bir hükümet sözcü- sü" tarafından — Anadolu Ajansına söylenmiştir. Bir hükümet sözcüsü, mensup bulunduğu memleketin u- mumi efkârı ancak bu kadar alay edebilir. "Suriyelilerin memle- lerin daha geçenlerde kaç saat kalan başvekil A; deresi nasıl karşıladıkları unutul- mamıştır. Ordu takımımız ise saha- ya süngülü muhafızlar arasında çık- mış, — oyuncularımızın seyahatleri bile hadise olmuştur. İki hafta ev- vel bunlar cereyan ettiği halde, sa- yın hükümet sözcüsü Zafer okuyu— cularını ve onlarla beraber butun Türk umumi efkârını o derece gafil mi sanıyor ki bu şekilde beyanatta bulunuyor? Hükümet sözcüsünün, idare etmektedir - bu taktikte sayın başvekille mutabakat halinde bulunmaya imkân olmadığı aşikârdır Ne iç politikada, ne dış politi- kada umumi efkârımızın hiç mi hiç kaale Aalınmadığı her gün görülü- yor. FFakat devlet adamları için, pasif dahi olsa efkârı umumiyelerle böylesine — fütursuzca oynamanın - bir kuvvet denemesi sayılsa bile - sonda hayırlı neticeler doğurmaya- cağı malüm uğundan iktidarı ikaz vazifedir. Zafer gazetesinde çıkan ve Suriyeyi de, Suriyelileri de yerin dibine sokan yazıların hatı- raları henüz silinmemiştir. Bunların hepsinin birer cevap mahiyetinde bulunduğu da hatırlardadır. Bil- Abdülnasır Cemal Çöl Aslanı