YURTTA OLUP BİTENLER Turgut Göle C. H. P. nin 3 numarası Partinin elinde güvenilir bir gazete olmadığından, mücadeleyi Meclisin de dışına çıkarmaya im- kân yoktu. Ama gazeteler - tarafsız gazeteler - elbette olup bitenlerden bahsedecekler, Cumhuriyet Halk Partisinin tutumunu aksettirecekler- kendilerine pek çok De- mokrat mebusun da katılacağından şüphe yoktu. Daha fazla para al- mak iyiydi ama, bunun mahzurları, bilhassa politik mahzurları gözden uzak tutulamazdı. Halk, vekilleri- nin kendi maaşlarına zam yapması- nı iyi karşılamayacak, — "efendimiz seçmen hareketten memnun kal- mayacaktı. "Efendimiz seçmen" ise paradan da, puldan da mühimdi. Kanun buna rağmen geçerse, ne yapılacaktı? Kanuna uym mecburiyeti vardı. Halk partili me- uslar - onlarla beraber Cumhu yetçi Millet Partili mebuslar da mü- cadele edeceklerdi - tahsisatın faz- lasını almamazlık edemezlerdi ki.. Kanunen alacaklardı. Bu bakım- dan, Cumhuriyet Halk Partisi guru- bundaki müzakereler paraların alı- nıp alınmaması mevzuunda cereyan etmedi. Alman fazla tahsisat ne ya- pılacaktı? Yani, mebuslar bunu şah- Si ıhtıyaçları için mi kullanacaklar- dı, yoksa bir yere mi vereceklerdi? İkinci tez galebe çaldı. Zaten birin- ci tezi müdafaa eden hemen hemen hiç çıkmadı. O zaman, başka bir mesele be- lırıyordu Pekı paralar nereye ve- rilmeliydi? Akla bir tek cevap gel- di: Partiye.. Hakikaten Cumhuriyet Halk Partisi, elinden malları alın- dığından beri müşkil bir mevkidey- di ve paraya şiddetle ihtiyacı var- Madem ki devlet, mebuslara zor- bir yandan verir 10 Prensibi hemen herkes kabul etti. Başka fikirler ileri sürenler de çıkmadı değil ama, öyle anlaşılıyor i Cumhuriyet Halk Partili mebus- lar facia paraları, olduğu gibi partı- lerinin emrine verece erdır Başka fikirler de Zaten, parti tarafından bunun nasıl kullanılması gerektiği hususundadır. Yani, esas fikre bir itiraz mevcut değıldır Ulus gazete- sinin mart içinde hazırlanması dü- şünüldüğünden — ödeneklerin gaze- teye bir fon teşkil etmesi hatıra geldi. Bunun taraftarları çoktu. Ga- zeteye ihtiyaç, gurupta şiddetle his- sediliyordu. İşin başlarında bazı me- buslar, safiyetle Halkçı gazetesine başvurmu lardı. — Zannetmişlerdi ki fikirlerini bu gazeteyle yayabılırler Halkçı gazetesi, ancak işine gelen fikirleri neşretmış, ötekileri hasır altı etmekte büyük meharet göster- mişti. Hattâ gazetenin muhabirleri- ne beyanat verildiğinde bile beya- natı görenler sözlerinin ancak bir kısmının yayınlandığım görüyorlar- dı. Tabit, sadece Halkçının politika- sına uygun olanlar veya onu des- tekler görülenler. Bu hadise daha bir kaç gün evvel C. H. P eclis guruhunun reis vekili Nüvit Yetki- nin başına gelmişti. Partinin Genel Sekreter yardımcısı Turgut Göle- nin de aynı sebepten başı derde girmişti. Halkçıya, hele bu son za- manlarda, Halk partili mebuslar ta- rafından güvenilemeyeceği anlaşıl- mıştı. Ulus, mutlaka çıkmalıydı. Bu- nun için hazırlık yapılıyordu. Ü- mid, Kasım Güleğin dönüşündeydi. Genel Serketer, giderken, Amerika- a bu meseleyi halletmek vaadinde bulunmuştu. Şimdi, ödeneklerin faz- laları pek âla Ulus'un işini kolay- laştırabilirdi. Verilen karar şudur : — Mebus tahsisatlarının arttırılmasına şid- detle muhalefet edilecektir. Hayat pahalılandıysa, sadece mebuslar için pahalılanmamıştır. Herkes sı- kıntıdadır. Böyle bir durumda, is- tedikleri zammı yapmak yetkisini ellerinde tuttuklarından dolayı me- busların hususi bir duruma tabi ol— maları doğru değildir. rağmen kanun geçerse, Halk partılı lerinin emrine bırakacaklar, onları istediği gibi tasarruf edecek- tir. Gurupta, bu karara itiraz eden kimse çıkmadı. Genel Başkan İnönü de, aynı kanaatteydi. A lahın aldığını geri vermesi" ile, Cumhuriyet Halk Partisi hem içindeki miktarı cılız olan kasasın- da para görecek, hem de çıkarılması düşünülen Ulus için - kâfi olmasa dahi - sermaye bulacaktır. Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi milletve- killeri -hemen hepsi yenidir Mayıstan bu yana partılerıne fıılı bir yardım yapabilme imkânına vuşacaktır. Son Dakika Malenkof Düştü mecmuanın hatırlanması sırasında, Rusyanın 1 n ralı idarecisi Malenkof ıstıfası- nı vermiş bulunu İstifa, ama hakıkı manasile istifa ancak demokrasi memle- ketlerine has bir teamüldür. Bu bakımdan komünist liderin va- zifesini sıhhi sebeplerle veya politik bir görüş farkı dolayıslie bıraktıgı elbette ki — düşünüle- mez. “Dünyada Olup Bitenler" sayfalarımızda Rusyada başgös- teren huzursuzluk hakkında dik- kate şayan malümat bulacaksı- nız. Aynı sütunlarda, Mikoya- nın değiştirilmen hadisesi üze- rinde de durulmaktadır. Şimdi, Malenkofun yerine Mareşal Bul- ganin gelmiştir. Doğrusu istenilirse, gelen o kadar mühim değildir. Hadise, Malenkofun gitmesidir. Bu, dik- tatörlüklerin neye dayandığını mükemmel şekilde göstermek- tedir. Lenin'den sonra gelen Stalin, ihtilalin mühim »imala- rından biri olarak siyet” e sahipti. Onun bile ikti- dara yerleşmesi, müşkil olmuş, Troçki ve taraftarları ile uzun yıllar mücadele zorunda kalmış- tır. Malenkof, büsbütün şahsi- yetsiz ve maziniz bir adam ola- rak iktidarı devralmıştır. Diktatörlükler, şahısların i- zerinde durur. İşte, dünyanın en iyi bina edilmiş diktatörlüğü, bütün gayretlere rağmen, de kudretti, ve dirayetli ellerden kayıp gidiyor. Malenkof, Stalin- in yerini dolduramadığı için yu- varlanmıştır. Yerine gelen reşal Bulganin de dıktatoryayı idare edemeyecektir. Değişiklik hakkında, pek çok teftir ortamı çıkmıştır. Bunlar- dan hangisine itimad edilebile- la işbirliği — taraftarlarını — yen- miştir, diğerlerime göre yumu- şaklar sertler üzerinde galebe çalmışlardı. — Hakikat, tam ola- rak elbette anlaşılamayacaktır. Belki tarih, hadiselerin üzerine ışık serper. Rusyada, değişiktik ile beraber bir ihtilalin çıkması- nı da beklemek emiz değildir. AKİS, 12 ŞUBAT 1955