KADIN muvakkat zaman için giden sivil ve asker memurlarımıza, mühendislerimi- ze, doktorlarımıza, münevverlerimize, bilhassa yüksek mevki işgal edenlere düşer!. Meselâ bir vali, sinemada ka- rısını yanına alıp oturursa ve diğer memurlar da onu taklit ederlerse, yer- li halk —ergeç, aynı şeyi yapacaktır Çünkü tecrübe ile görülmüştür ki, Ar nadolu halkı zeki, istidatlı ve telkine müsait insanlardır. Onları cahil hoca- ların telkininden kurtarıp hakiki din adamlarına. iyi şeylere, doğru düşün. meye kavuşturmak, onlara misal ol- mak kafıd üyük şehırlerımızde gayet mede- tti bır hayat yaşıyan bazı münevverle- rimizin kısa bir zaman için Anadoluya gidince, oraya medeni bir hava götü- recekleri yerde, oraların havasına uy- maya çalıştıkları kılık ve kıyafetlerin- de yaptıkları değişikliklerden — başka, zihniyetleri bakımından da oranın yer- li halkına uyar görünmek istedikleri aşikârdır. Böyle olmasa, büyük sayıla— bilen vilâyetlerimizde hanımlar sağa, beyler sola ayrılabilir miydi?.. Tarlada, kadın erkek elele çalışan bir milletin çocuklarıyız. PBBünyemize tamamiyle yabancı olarak, sonradan, din maskesi altında, âdetlerimize giren geri ve iptidai görüşleri silkip atma- nın zamanı çoktan gelmiştir. Anadolu- ya giden har Türk münevveri, bu hu- susta, kendini vazifeli hissetmeli, Ora- da bir misyoner gibi bu gaye uğruna çalışmalı, ve dönerken oradan hatıra olarak getırecegı kilim, gümüş işi, ba- kır veya halı kadar orada bırakacağı bir medeni âdeti, bir yeniliği düşün- meli.. J. C. Ders derdi K ış ortası annelerin babaların ço- cuklariyle, ders mevzuunda en çok derde düştükleri aylardır. Birinci kar- ne bir müddet evvel alınmış, içindeki kırık notlar, zayıflar çocukda olsun an- nelerinde babalarında olsun bir hayli üzüntüye sebep olmuş, fakat ilerdeki aylarda telâfi etmek için vakit olduğu göz önünde tutularak teselhsı çabuk bulunmuştur. Fakat ü bağlanan aylardan biri geçmiş, 1kıncisı yarılan- mış olmasına rağmen çocukta kırık notlarını düzeltmek hususunda her- hangi bir hareket başlamamışlar. Aca- ba çocuğu çalışkan yapmak için han- gi çareye başvurmalı!.. Babasına söy- leyip bir temiz pataklatmak mı?.. Yok- sa sınıfını geçersen bisiklet alırım di- ye vaadlerde mi bulunmalı?.. oksa arkadaşlarının yanında mahcup mu et- meli?.. İşte annelerin, babaların tela- şının asıl sebebi!.. Halbuki çare bulmaya kalkışma- dan evvel çocuğun derslerinde niçin muvaffak olamadığının sebeplerini a- raştırmak daha akıllıca bir iş. olur Derslerde muvaffak olamamanın bir çok sebepleri vardır. Öğret me- todları sert, — öğret menlerın talebey karşı muamelesi haşin, sınıfları kala- balık olan mekteplerde çocukların mu- vafîakıyetsızlık ihtimalleri daha fazla- dır 22 Diğer tarafta çocukların kendile- rinde aranması ıcab eden sebepler de vardır, ve bunlar daha da mühimdir Bu sebeplerm bedenle Ilgılı olanları göz zayıflığı, ağır işitme, yorgunluk ve kronik hastalıktır. — Psikolojik sebep- ler ise bir çocuğun yaradılış itibariyle kelimeleri zorlukla tanıma illeti, çocu- ğun başka şeylere üzülmesi, asabının bozulması ve hoca veya arkadaşlarıyle geçinememesidir. Ders hususunda zorluk çeken ço- cuğu azarlayıp cezalandırmadan evvel onun derdini anlamağa çalışmak bir anne ve babanın vazifesidir. Çocuğun derdini araştırırken mektep müdürü veya öğretmeni ile konuşmak, çocu- ğun bedeni ve psikolojik muayenesini yaptırmak faydalı olur. Çocuk bedenen sağlamsa, derslere karşı lâkaydisinin sebeplerını başka taraflarda — arama cab eder Butun sıkıntılar, üzüntüler ve aile geçimsizlikleri çocuğun ders çalışması- na tesir eder. Meselâ, kendisinden kü- çük kardeşini kıskanan çocuğun sinir- leri gergin olur,dikkatini hiç bir şey üzerine teksif edemezi durup durur- ken başka çocuklara sataşır, ve mek- tebin tembeli ve yaramaz çocuğu olup çıkar. Çocuk evde herhangi bir kimsenin ağır hastalığına, annesi ile babasının geçimsizlik ve ayrılma — ihtimallerine veya yanlış cins bilgi edinmiş olmasın- dan dolayı üzülür. Bilhassa daha kü- çük sınıflarda bu sıkıntıları, mektebin haşarı çocuğundan, — yolda rastladığı havlayan köpekten, mektebin hademe- sinden, sert çehreli bir öğretmenden, yüz numaraya gitmek için izin iste- mekten ve derse kalkmaktan korkmak şeklinde tezahür edebilir. Bunlar bü- yüklere basit korkular gibi gelir, fa- kat 7 -8 yaşında çekingen bir çocuk için düşünme kabiliyetini felce uğra. tacak kadar derin korkulardır Evinde çalışkan ve terbiyeli olma- sı için çok ihtar duyan, hareketleri çok tenkit edilen ve düzeltilen çocuk oka- dar huzursuz ve gergin olur ki kafa- sını hiç bir şekilde işletemez. Derslerini yapmayan «tembel» ço- cuk aslında hiç de tembel değildir. Zi- ra bütün hayvan cinslerinde olduğu gi- bi insan yavruları da mütecessis ve he- vesli olarak doğarlar. Eğer bu teces- süs ve öğrenme hevesini kaybetmişse mutlak buna sebep olan bir şey var- dır. Zira tabii bır insiyak olan bu öğ- renme hissi ancak anormal hallerde kaybolabilir. ikkat ederseniz çocuklar tembel olmaktan ziyade tembel gibi görün- mektedirler. Ekserı tembel çocukların kendi heves ettiği şeyle uğraşmak için pekâlâ hevesi vardır. Hattâ, «derse ge- lince tembel» şikâyeti çocuklar hak- kında en sık duyulan şikâyetlerden bi- ridir. Bazan çocuklar muvaffak olmaz- sam korkusiyle çalışmağa teşebbüs et— mekten çekinirler. Buna da sebep ailesi onu çok tenkit ediyordur Veya olması için ideal olarak önüne koyduk ları standartlar çocuğun kabılıyetlerı— nin fevkindedir ve çocuk nasıl olsa o ideal gibi olamıyacağını hissetmekte- ir. Güvenlik hissi aşılanamamış, yani çok üzüntüye maruz kalmış az sevil- miş çocuklar, fevkalâde olmak endişe- MÜKELLEF BİR APARTIMAN DAİRESİ e (Erenköy Etemefendi asfaltında) Bir kişiye 5.000 Lira Beş kişiye 1.000 er Lira Beş kişiye 500 er Lira 210 kişiye muhtelif PARA İKRAMİYELERİ Her 100 liraya bir kur'a numarası TÜRKİYE KREDİ AKİS, 12 ŞUBAT 1955