MUSİKİ layacağı anda, bir yerden "hazırol!" emri almış gıbı bir hareket yaptı Partisini çalmağa başladı. ça- lışmış olduğu belliydi. Kemanından biraz hafif, fakat şok tatlı bir ses <<karıyordu Sağ eli tellerin üstün- de süratle ışlı%(ordu Musikiyi iyi hıssedıyordu fadeli bir çalışı var- a entonasyonu hiç de emin değildi Son muvmanda bir ara şefin yanına gitti; bir şeyler söyledi O ana kadar bütün engelleri atlamış, fakat bir engelin istemeden yanı dan geçmişti. Şef antre vermeği u nuttuğu için gireceği yeri tayin e- dememiş, bir pasajı çalmamıştı. Ö- nünde nota olsaydı, bu hatayı yap- mazdı. Mamafih maneviyatı bozul- madı. Ton duşukluklerını önleye- memekle raber, eseri daha par- lak bir alışla bitirdi. Bol bol da alkışlandı. Antraktta bir dınleyıcı "kendinden çok emin" diyor. İkinci kısımda orkestra, Ri- chard Strauss'un Don Juan'ını ve Wagner'in Nürenberg' lı Usta Şar- kıcılar Prelüdünü dinleyicileri üz- meden çaldı. Bu defa salonun he- men yarısı boştu. Anlaîılan birçok musiki meraklısı, onserin de diğerleri gibi olacagını tahmin edip elmemişlerdi. Ama orkestra ve şef u defa nasılsa fena olmayan bir icra dinletebilmişlerdi. Alaturkayla başlangıç F ethi Kopuz, —alaturka — musiki ustalarından Fahri Kopuz'un oğludur. İlk keman derslerini 7 ya- şında babasından almağa başlamış— tı: tabii alaturka olara Ama o "alafranga" ikiye de alıştıran gene babasıdır. Fahrı bey Almanya- 28 Fethi Kopuz Yeniye meraklı dan dönerken beraberinde birçok plâk getirmişti. Bunların arasında meşhur viyolonist Hubermann'ın da plakları vardı. Fethi'de batı mu- sikisine karşı bir sevginin uyanma- sı Üzerine ona viyolonist Tahir bey- den ders aldırdı. Bu ara Fethi, bir- çok mektep değiştirerek mutad tah- siline devam ediyordu. (Gedikpaşa Amerikan Liseşi, İstanbul Lisesi, Vefa Lisesi). Üniversite' ye evam ederken İstanbul Konservatuarına da itti. Fakat Üniversite daha ön- itti. Ankara'ya, Yedek Subay Okulu na geldi. Orada bir piyanistle tanıştı. Bu piyanistin ismi Mithat Fenmen idi. Beraberce radîloda çal- dılar. Sonra, Mesut Cemil'in teşvı- kiyle orkestraya girdi. Dört müddetle Gilbert Back'la 1?Ialıştı 1949 yılında Ingılız Kültür Heyeti onu İngiltere'ye gönderecekti Fa- kat Maarif Vekâleti teşebbüsü ele aldı. İngiltere'de Guildhall Musiki Okulu'nda Max Rostal ile çalıştı. Memlekete döndüğünde çalışında büyük bir ilerleme vardı. iteki kendi de "İngiltere'ye %ıdıp Max Rostal ile çalışmağa başladığım za- an bir hiç olduğumu anladım" di- or Muhakkak olan bugün Fethi uz'un "bir hiç” den çok daha fazla birşey olduğudur. umhur- reisliği Orkestrası'nın ikinci keman grup şefidir. Kısa ömürlü Kopuz Kuarteti'nin kurucusudur. Radyoda Mithat Fenmen ve Enver. Kakıcı ile beraber bir programı vardır. Bazı- ları başarılı olan konserler verir. Filarmoni Konserlerinin program broîurunde eser izahlarım yazar ve böylece en azından programlar- da yalan yanlış ilân edilen eserlerin gerçek isimleri ve gerçek mahiyet- leriyle tanınmasını sağlar. Günde altı yedi saat keman çalışır ve ça- lışırken bir ses alma cihazından faydalanır. Böylece daimi olarak î(alışını kontrol altında bulundurur. endini dinlediği zaman da çalışı, na hayran kalmaz. Daha iyisini yap. maya gayret gösterir. Opera Menfaate Temsil V erdi'nin bol aryalı operası İl Trovatore'nin Turkıye deki ilk temsili geçeri Pazar akşam Tiyatro'da verildi. İlk gecenın bilet fıyatları mutadın birkaç misliydi. ep: ece salonun Kör, Sağır ve Dılsızler erneği'ne tahsis e ilmiş olması. Dernek, biletleri çok yük- sek fiyatla - 25 lira gibi - satışa Çı- karmış ve - balkon dahil -kıyafet mecburiyeti koymuştu. Fakat sonra bunun çıkar yol olmadıgı anlaşıldı. Balkondaki kıyafet — mecburiyeti kaldırıldı. Gazetelere de şu mealde bir ilân verildi: "Balkonda az sayı- da yerimiz kalmıştır; bıletler 5 lira fiyatla satışa arzedilmiştir." Opera temsıllerınden bazıları— nın hasılatım dernekler menfaatine tahsis etmek esas itibariyle itiraza mahal bırakacak bir iş değildir. cak bu cömertliğin opera gala- ları gibi mühim müzikal hadiseler- de gösterilmesinin, bütçesi dar mu- sikiseverlerin istifadesine mani ol- ması bakımından, yerınde olmadığı kanaatindeyiz. Ânkara'da operaya rağbet çok artmış olduğuna göre, ilerdeki temsıller en biri - hattâ iki, üç - Körler Derneği menfaatine - fiyatları normal hudutlar dışında yükseltmemek şartiyle - verılebılır ve böylece hem halk mahrum kal- maz, hem de Dernek daha fazlı maddî menfaat sağlardı. kim ilk gece salonda pek- Şok boş koltuk vardı. Mamafih din- yiciler, rol alan sanatkârları bol bol alkışladılar. Bilhassa Leonora rolündeki Belkıs Aran'ı.. Diğer baş- lıca rollerde Necdet Demır (Azuce— na), Özcan Sevgen (Manric Rıf- kı Ar (Kont), Hilmi Gırgınkog (ku- mandan) vardı. Trovatore Devlet Operasında Vedat Gürten tarafın- dan sahneye konmuş olarak ve A- dolfo Camozzo'nun idaresinde tem- sil ediliyor. AKİS'E Abone olunuz Posta Kutusu 582 AKİS, 12 ŞUBAT 1955