kullanabilirdi Bunların haricinde kuvvetler, doğrudan doğruya baş- kan Eisenhower'in emrinde kalı- yordu. Bu bakımdan, şahsi mütalâa- lar bir rol oynayamazdı. New - York'ta faaliyet F akat harpler her zaman isteye - rek çıkmaz. Bir aksilik, bir pilo- tun bombalarım yalnış yere salla- ması, bir geminin yanıarak salvo yapması barut fıçısını ateşleyebilir. Onun için en iyi çare, yangını baş- lamadan söndürmektir. Kızıl Çin ile Milliyetçi Çin evvelâ ateş kesmeli, ondan sonra yapılacak işi aklı selim ve soğukkanlılıkla oturup kararlaş- tırmalıdır. Bunun yolu ise Birleş- miş Milletlerden geçer. Amerika reisicumhuru —Eisen- hower Formoza ve Pescadores ada- m Amerikanın mudafaa edece- lanarak meseleyi ele almıştır. Hattâ bir de karar sureti kabul etmiş ve müzakerelerde bulunmak Üzere Kı- zıl Çinden bir temsilci istemiştir. Ancak Mao - Tse - Tung hükümeti buna yanaşmamıştır. Kızıl Çin, se- nelerdir bir tek arzuyla yanmakta- dır: Birleşmiş Milletlerde Çıne ay- vardır ve Güvenlik Konseyinden gelen daveti reddederken Pekin hukumetı bir sebep göstermiştir: Konseyde Çin, Milliyetçi Çin taı'afından temsil edildikçe Kızıl Çin Konsey çalışma- larına iştirak edemez. Zira Pekin hükümetinin kanaatince meşru Çin hükümeti kendisidir. Milliyetçi Çin- in Konseyden ve Birleşmiş Mıllet- lerden ayrılmasını ise Amerika tememekte! Kızıl in Konseyin davetini kabul etmediğine göre, muhtemelen verilecek bir ateş kes emrıne de ta- bif aldırmayacaktır. Milliyetçi Çin de evvelâ işe Birleşmiş Mılletlerın karışmamasını istiyordu doğru- su istenilirse bunda haklıydı Fakat Eisenhower'in, Kongre önünde Amerikanın sadece For- moza ile Pescadores adalarım koru- yacağını beyan etmesi üzerine fik- rini değiştirmiş ve bir ateş kes em- rini kabul edebileceğini ihsas et- miştir. Tabit Milliyetçi Çin, dele- gesi vasıtasile, her hangi bir kara- rı daima veto etmek hakkına sa- hiptir Muharebe devam ediyor S iyasi vazıyet bu iken Uzak Do- uda taraflar birbirine girmek- te devam etmektedır Dünyanın na- zarları hâlâ oraya çevriktir, zira AKİS, 12 ŞUBAT 1955 ateşin sıçraması tehlikesi her an ıçın mevcuttur. Mamafih Kızıl Çin- n buna kasden sebebiyet vermek ıstemeyecegı anlaşılmaktadır Pekin ükümeti, daha ziyade bir kuvvet gösterisi yapmaktadır ve Çin kıta- sı yakınındaki adaları ele geçirmek- le bunda — muvaffak da olmuştur. Şimdilik başka bir adım atmaması kuvvetle muhtemeldir. Zaten baş- ka, bir adımın kendisini harbe sü- rükleyeceğinden emindir. Halbuki Pekındekı idareciler harp isteme- mekte, daha ziyade iç durumlarını kuvvetlendirmek gayesini gütmekte- dirler. Kızıl Çin halen, Sovyet Rusya- nın 1925 seneleri civarındaki du- rumuna pek yakın bir durumda- dır. Pekinde iki tez çarpışmaktadır. Bunlardan biri, fırsat bu fırsatken komünist ihtilâli bütün Uzak Do- uya yaymak istemektedir. Öteki ise, böyle bir harekete girişmeden önce Çinin iç bünyesini kuvvetlen- dirmek, ziraat ve sanayi meselele- rini ele almak, kısaca Troçkinin de- ğil Stalinin yolundan gitmek arzu- sundadır. Müşahitlerin ifadesine gö- re ikinci tez, hâkim vaziyettedir. O dan, idarecilerin bir muay- yen noktada ileriye gitmek isteme- yecekleri anlaşılmaktadır. Zaten sop hadiselerden kazançlı da çık- mışlar, dünyaya Çan-Kay-Şek reji- minin kuvvetsizliğini bir defa daha göstermişlerdir. Yunanistan Ayayorginin hikâyesi B ir gemının, hattâ gemi bile de- ğgil, bir takanın hikâyesi bütün Yunanıstanı meşgul ediyor. Taka, Ege denizinde ıngılız devrıyelerı ta- rafından çevrilmiş ve içinden çıka çıka yunanlı dostlarımızın Kıbrısta- DÜNYADA OLUP BİTENLER ki ırkdaşlarına gönderdikleri silâh ve cephane çıkmıştır. Yunanistan Birleşmiş Milletlerde Kıbrıs davası- nı müdafaa ederken, eğer bir karar alınmaz ve yunanlıların “"hakları" tanınmazsa sükünetin bo- zulacağını ve kargaşalıkların çıka- cağını, halkın ayaklanacağım iddia etmişti. Anlaşıldığına göre şimdi yunanlılar, bu kehanetlerinin doğru çıkması için malzeme teminiyle meşguldürler. Taka ele geçer geçmez yunan hükümeti kendini derhal temize çı- karmak istemiş ve böyle bir hadise- den katiyyen haberdar bulunmadı- ğını söyleyerek takanın dahi tesbit edilemediğini ıfade etmiştir. AKİS. bu sayfadaki fotoğrafla ıyı nıyetlı yunan hükümetine acizane hizmette bulunmak hedefini gütmektedir. Resimde görülen taka ge denizi açıklarında Kıbrıs a sılah ve cepha- e yüklü olarak seyreden Ayayorgi gemısıdır Taka, 100 tonluktur. İçin- de 27 sandık cephane yakalanmış- tır. Bu hadiseyle alakalı olarak Kıbrıstan — 1950 yılında sürülmüş olan Atinalı avukat Sokrat Loizides tevkif olunmuştur. Sokrat, Savvas Loizides'in kardeşidir. Savvas, Kıb- rıs kilisesinin mümtaz sımalarından biridir Öyle ümid ediyoruz ki bu fo- toğraf ve bu malümat yunan hükü- meti sözcüsünün işine yarayabilir. El altından faaliyet K ıbrısta zahiren bir sükünet ha- esmektedir. Ancak bunun, Ingılızler tarafından "alınan tedbirle- rin neticesi olduğu açıktır. Yunanlı komünistler ve yunanlı - bu iki unsurun bir araya gelmesi ne kadar garip bir tecellidir - el al- tından hazırlıklar — yapmaktadırlar. Silâh sevkiyatında kullanılan tek İşte Ayayorgi! Yunan hükümetinin haberi yokmuş