İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Başvekil İstanbul barajında Halkın iştira kuvveti gene arttı kanun olduğundan prensipleri ve hükümleri tam manasiyle vergide adalet kaidesini tahakkuk ettirecek mahiyette değildir. Meselâ-mezkür anunun esnaf muaflığı hükmüne göre yıllık muamele hacimleri alt- mış bin lirayı geçmiyen perakende- cilerden pek az esnaf vergisi alın- maktadır. Halbuki zamanımızda alt- nin perakendeciye safi irad en aşağı senede 12 bin lira civarındadır. Gelir vergisinin şümul sahasında olan ticari kazanç, ücret, serbest meslek gelir sahibi, menkul ve gayrı menkul sermaye iratları ile diğer kazanç sahibi vatandaşlar bu nisbetteki bir irad için senede 2500 lira civarında bir vergi ödemekte- dirler. Onun için vergide adalet kai- desi eğer az kazanç, sahibi vatan- daşların küçük ölçülerde devlet gi- derlerine iştiraki, çok kazanç, sahibi vatandaşların gitti îe büyüyen öl- çüler de bu iştirake katılması demek ise herkese gelirine göre bir mükel- lefiyet tahmil etmek mecburiyetin- deyiz. urada, zirat kazanç sahibi vatandaşların gelir vergisinden da- ha uzun müddet muaf tutulmaları- na lüzum olmadığına da işaret et- mek isteriz. Çünkü zirai sahada ça- lışan vatandaşlara bir mükellefiyet tahmil etmek zarureti duyulmuş, arazi ve bina vergileri on kata ya- kın bir nisbette artırılarak muva- zenei umumiyeye alınmıştır. Bu 16 vergiler, bundan önce bir defa da- ha temas etmiş olduğumuz gibi, spe- sifik bazı esaslara göre tahakkuk ettirilirler. Halbuki gelir vergisi hakiki bir kişinin gerçek iradı üze- rinden hesaplanır. Demek ki ger- çek kişiler safi irad sahibi oldukla- rı vakit vergi ödiyeceklerdir. Üste- lik mükellefler kendiliğinden kon- jonktüre göre değişen bir verginin borçlusu olacak, yani külfete kat- lanma imkânları da kolaylaşacak- tır. Bu arada şu noktaya da temas etmek zorundayız: O da asgari ge- im indirim hadlerini tesbit eden 2 nci maddenin 1955 umumi fiat seviyesine göre yeniden tesbit edil- mesidir. Vatandaşları iktisadi kal- kınmamız için fedakârlığa — davet ederken onların hususi durumlarıy- a yakından alâkadar olmamız ge- rekir. Zaten gelir vergisinin pren- siplerinden biri ongun- şahsiliği, yani her mükellefi hususi durumuna dgö- re nazarı itibara alması değil midir? İstanbul Sıra suda mıydı? İ stanbulda insan artık suya sar- f ederken de hesaplı olmak mec- buriyetindedir. Su fiatına yüzde el- liden daha fazla bir zam şehir mec- lisince kabul edilmiş bulunuyor. Ar- tık bundan sonra bolca suyla yıka- nırken birkaç gün sonra gayet ne- zaketsizce bir ifadeyle kapınızdan içeri fırlatılmış falanca filanca ay- lara mahsus su bedelini ödemediği- niz taktirde suyunuz kesilecektir dıîlen makbuzu düşüneceksiniz. Me- sele bu kadarla da bitmiyor, apartı- man sahipleri zavallı kiracıların ba- şında, fiat farkını onlara inikas et- tirmek istiyorlar, a tarifelerin tadili için müracaatı ge- reken yere yapmışlar. İstanbulda bir belediye vardır. Bu belediye belki Türkiyenin en eski belediyesidir, bunun azaları öyle zanne %oruz ki hep tahsil sa- hibidir, İstanbulda bir belediye reisi vardır, bu belediye reisi profesör- dür, tıp profesörü, hem de ordinar- yüs. İşte böyle muhterem bir zatın vali ve belediye reisliğini ifa ettâğı Türkiyenin en büyük vilâyetinde bir toplantıda su fiatına bir çırpıda yüzde elli zam yapılmaktadır. Bi- zim bildiğimiz belediyenin birinci vazifesi halkın sıhhatini korumak, vatandaşların âmme hizmeti mahi- yetindeki ihtiyaçlarını tez elden gi- dermektir. Suyun bol ve ucuza te- dariki belediyece âmme hizmeti mahiyetinde telakki edilmesi lâzım gelen bir hizmettir. Fakat talihin îu cilvesine bakın ki "Wasser ist eben — Su Hayattır" diyen Alman atalar sözünü bizden daha iyi bilen İstanbul valisi hala suya zam yşılpıılmasına karşı cephe almış de- ildir; sayın şehir meclisi üyeleri e öyle! İngiltere Değerli bir para İ ngiltere mahreçli haberler İn- giltere Bankasının ıskonto had- dini yüzde ü%ten yüzde üç buçuğa çıkardığım ildirmektedir. sebep bir hayli zamandır çeşitli enflâsyon emrarelerinin İngiliz mali çevrelerini radikal tedbirler alma- ğa sevketmesidir. Filhakika son bir yıl zarfında İngilterede umumi fiat seviyesi yüzde dört yükselme kay- detmiştir. Bu meyanda da ücretler- de yüzde dört buçuk bir artış hu- sule gelmiştir. Fakat fiatların umu- mi yükselme temayülünü bir türlü enlemek mümkün olmamıştır. Fiat- ların yeniden yükselmesi her an beklenebilir. Demiryollarında çalı- îan işçilerin grev yapmalarım ön- emek için ücretlerine zam yapıl- mıştır. Diğer faaliyet sahalarında çalışan işçiler de ücretlerinin artı- Tılmalarını talep etmektedirler. Enf - lâsyon, bilindiği üzere, daimi olarak fiatların yükselme temayülünü ar- seniği bir devredir. Fiatların umu- mi seviyesinin daimi olarak yüksel- mesi ise paranın satınalma gücünün düşmesi demektir. İşte İngilterede son yıl zarfında İngiliz İirasının (sterlin%) satınalma gücünde bir tenezzül vukubulmuştu. Bazı ikti- satçılar dolar sahasından yapılan mübayaatın bu tenezzülü meydana AKİS, 12 ŞUBAT 1955