diye bakıp temsil ettiği okula gene- tik meselelerinde mutlak söz hakkı vermek doğru değildir." Sonra ikti- darı endişeye düşürmemek için ya- zılmış bir kısım geliyor: "Bazı ihti- yatlı kimseler farklı ilmi cereyan- ların ortaya çıkmasından çekiniyor, böylelikle Markçı ve Leninci dokt- rinlerin sarsılacagından korkuyor- lar. ş bir vehimdir. Onlara şunu hatırlatalım ki Marksçı ve Le- ninci metotların şuurlu bir şekilde tatbik edilmesiyle Sovyet ilmi baş- ka yerlerde rastlanmıyan bir ufuk genişliği kazanır; Sovyet ideolojisi- nin çerçevesinden çok çeşitli geliş- me yolları fışkırır". Her halde ken- dilerinin de inanmadığı bu avutucu sözlerden sonra asıl düşüncelerini söylüyorlar: "Ancak muhtelif fikir- lerin serbestçe tartışıldığı, karşılıklı olarak tenkit edildiği yerlerde yeni bir şey yaratılabilir, deneylerle el- de edilen sonuçlar doğru bir şekil- de manalandırılabilir ye ilmi ılerı götüren — yeni teoriler doğabilir." Knunyants ile Zubkov son olarak da yabancı ilim adamlarının çalış- malarım uluorta kötülemenin yan- lış olduğunu, batının değerli araştı- rıcılarıyla iş birliği yapmaktan Sov- yetlerin de istifade edeceklerini ile- ti sürüyorlar. Bu yazıda serbest araştırma zihniyetinin Marksçı ideoloji çerçe- vesi içinde müdafaa edilmesi insa- na yeni çağların başında cereyan etmiş olan ilim - din mücadelesini ve bu mücadelede müsbet ilim tem- silcilerinin takındığı tavrı hatırla- tıyor. O zaman da kilise, Aristonun temsil ettiği eski çağ ilmini doğru kabul etmiş ve dinin felsefesini de- ğişmez sandığı 'bu ilmin esaslarına dayandırmıştı. —Eski çağ ilmindeki her değişikliğin dinin — esaslarını sarsacağından korkuyordu. — Bu se- beple Kopernik, Galile, Descartes gibi müsbet ilmin kurucuları kendi buluşları veya metotlarıyla dini a- kideler arasında bir aykırılık olma- dığım belirtmiye daima gayret e- derler; gayelerinin bilâkis dini da- ha sağlam temellere oturtmak ol- duğunu sık sık tekrar ederlerdi. So- nunda. ilmi buluşların değeri, elde edilen pratik sonuçların önemi, il- mi araştırmanın faydasını herkese anlattı. Artık batı dünyasında bir araştırma yapılırken çeşitli özürler, bahaneler ileri sürülmüyor; araş- tırmanın gayesinin doğrudan doğ- ruya tabiatı öğrenmek ve bu bilgi- den istifade etmek olduğu açıkça kabul ediliyor. Şimdi Rusyada be- liren temayülün bu tabii tekâmül sırasını ne dereceye kadar takip e- debileceğini zamanla göreceğiz. F kat şimdilik izin verildiği anlaşılan mutedil hürriyetten de Sovyet ilmi- nin büyük kazançlar sağlıyacağına şüphe yoktur.. N etice olarak söylenebilir ki, Sovyet ilmi bütün bu anlayış- lar içinde derin gelişme göstermek- tedir. "Büyük kazançlar" serisinin neler olduğu pek tabii yakında or- taya çıkacaktır, 26 BUNLAR HEP HAKİKATTİR Tay ve Panter Hayvanlararası R esmen açıklandığına göre Paris'de 1954 senesi içinde 1200 İngiliz si- nemasında Fransız filmleri, gösterilmiş- tir. Bilhassa Fernandel'in filmleri İn- gilterede — fazla rağbet görmektedir. (A. P.) N ew-York Belediye Meclisi, — şehir dahilinde oyuncak tabancaların satışının yasak edilmesine dair bir ta- sarı hazırlamaktadır. Sebep olarak hakiki tabancalara benzeyen bu oy cakların yol kesmelerde kullanıldıgı ileri sürülmektedir. (New-York Times) A Tjantin Cumhur Reisliği makamı tarafından neşredilen Tesmi bir rapordan anlaşıldıgına göre, bir sene içinde Cumhur reisi Peron 14.549 ga- zeteciye mulakat vermiştir. Senede 235 çalışma günü hesaplanmak sureti ile Peron günde 61,9 kişi ile — görüş- müştür. Peron aynı zamanda H kü- met binasının haricinde 121 resmi ka- bule iştirak etmiş ve ekserısınde bıre beyanat vermiştir. (New York Times) R esmi makamların söylediklerine göre Batı Almanya'da beş kişide bir kişi Hükümetten mali yardım gör- mektedir. Yapılan istatistiklere nazaran 10.400.000 Alman bir ay içinde 72 mil- yon 500 bin İngiliz lirası tutarında ma- lül ,dul veya sakatlık maaşı almıştır. New York Times) münasebet iyi A merikanın Wellington şehrinde Prim Re ynold isimli bir demiryolu iş- çisine yıldırım çarpmış, fakat mucize kabilinden işçiye bir şey olmamıştır. Fırtına çıkınca bir arkadaşı ile birlikte bir ağacın altına sığınmış bu- lunan Reynolds'a çarpan yıldırım, el- bisesini ve ayakkabılarım parçalamış- Ağ; tır. aç tamamiyle yanm Yaralanmayan Reynolds korkudan bayılmış ve inir buhranı — geçirdiği için hastahaneye kaldırılmışt (Reuter) B u senenin Nobel barış mükâfatına namzet gösterilen Ingıltere Harici- ye Vekili Eden'e en büyük rakip Bir- leşmiş Milletler Genel Sekreteri Dag Hammarskjold'dür. Daha evvelden ise Eden'e rakip olarak Hindistan Başve- kili Nehru'nun ismi zikredilmişti. (Daily Telegraph) A merikalı bir firma, gözlük çerçeve- si içine ufacık bir makine yerleş- tirerek bir dinleme âleti çalıştırmağa muvaffak olmuştur. — Gözlük atkısın- dan kulağa kadar uzanan renksiz ve ufak bir radyo lâmbası 180 saat çalış— makta ve mikrofon yerine de kullanı- larak kalagın işitme kabılıyetım art- tırmaktadır (Newsweek) H enry Celıa isminde 68 yaşında bir adam elektrik sigortasının atmas yüzünden olmuş ür. Mister Henry şimdiye kadar altı mühim ameliyat ge- çirmiştir. Amelıyatlarından birinden sonra bir ciğeri alınarak yerine çelik ciğer konulmuştu. (A. P.) AKİS, 12 ŞUBAT 1955