yükseğinde iüeriye inanla bakan gözlerle insan gövdelerinin ça- lışkan karıncalar gibi kendilerine yeni yurdu yaptıklarını gör- mek yıkılanın harşısında doğanın bizler olduğunu öyle su gö- türmez bir surette iabat ediyor ki, hâdiseler yağmaru altında memlekete dönerken, insan büyük Şefin büyük yurdu yarattığı devirde gelmiş olduğuna sevinerek, vazifesine, bıraktığı nokta- da sevarak hoşuluayor. Yabancı memleketlerin manevi hasveti, onların maddi umranı üzerine ıssız bir gece gibi iniyar. Halbuki bozkırımızın bağrın- dan fışkıran ilk filizler, tatlı ve bahtiyar bir gebeliğin yarıltmaz müşdelerini veriyor.