ren ve bunu tatbik çarelerini de bulan becerikli idarelerde arâa- raalıdır. Daha bir kaç sene evvel memleketimizdeki mühendisler mec- muunun ancak 250 kişi olduğunu ve bu elemarnı ile memleketi- mizi nasıl imar edebileceğimizi soran bir yabarıcı profesör bu- gün memleketimize gelirse kısa bir zamanda bunların 1.000 e€ yaklaştığını görerek hayret eder. Yalnız 120 maden mühendisi- miz bulunduğunu duyduğum zaman ben bile hayret ettim. Fakat şomajdan kaçmış bir çok amelenin, iş yapamadığı için kapağı memleketimize atmış bir çok yabancının «Mütehassıs» diye ge- çindiği memleketimizde bunlardan bir kısmı tüccar yanında kâ- tiplik yapmaya mecbur kalırsa iyi elemandan bir çok zaman mah- rum kalacağımız tabiidir. Bu söylediklerimizden bizim hakiki yabancı mütehassısa düş- man olduğumuz anlaşılmamalıdır, bilâkis biz bugünkü vaziyet- te yabancı mütehassıstan çok istifade edeceğimize, onun teknik bilgi, görüş ve hattâ tanzim ediş işinde daha hayli zamanlar bi- ze örnek olacağına kani olanlardanız, O halde eleman meselesinde ilk iş her şeyden evvel burların ye- tişeceği muhiti, ihzar etmek, yani bizzat sanayii korumaktır. Kuruş ve ilk işlediş esnasında ecnebi mütehassısların organiza- tör ve teknisyen olarak çalıştırılması icap edebilir. Fakat daha kurulmaya başlamadan evvel mevcut Türk elemanlarının araş- tırılması, takip edilmesi ve vazifelendirilmesi de o kadar kat'i bir zarurettir. Meselâ dokuma veya demir sanayiinde hâlâ elimizdeki mühen- disler, kimyagerler, ustalar ve mütehassıs işçiler ve saire mev- cudu nedir? Bunlar ne dereceye kadar işe vefa edebilirler, ve bugünkü kabiliyetleri ne derecededir? Bunu bugündn tesbit et- mek lâzımdır ki yarınki yetiştirme ihtiyacı kendiliğinden teba- rüz ebtsin. Yarınki ihtiyaç taayün etlikten sonra bunun yetiştirme plânmı tasbit te kolaylaşmış olur. Sanayiin istediği eleman aşağıdan başlamak üzere şu kategorilere ayrılabilir: Mütehassıs amele, Ustalar (Techniker)