1 Temmuz 1934 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 29

Sanayi kuruluşunda eleman meselesi. M. Şekvi. En kısa bir zamanda ve bize yetecek kadar bir ilmi sanayi ku- ruluşunun zaruretini duyanlar bile çok defa gu suali sormaktan kendilerini alamıyorlar: — Hepsi iyi güzel amma, bu iş için lâzım olan elemanı nereden bulacağız. Bunları yetiştirmek öyle heman oluvyerecek işlerden değildir. Müterakki, müstekar sanayi karşısında bu bizim ele- mansız vaziyetimiz bocalamamızı mucip olmaz mı... ilh. Filhakika düne kadar makinalı ve ileri teknikli hiç bir sanayia malik olmıyan bir memlekette yeniden sanayi kurulurken hat şekilde bir eleman meszelesi mevcut olacağı gayet tabiidir, Esasen bu eleman yoksuzluğunu yalnız sanayi sahasında gür- mek te doğru değildir. İktisadın her şubesinde, bankacılıkta, ti- carette, moödern nakil vasıtalarında ve hattâ rasyonel devlet ida- re tarzında dahi bu yoksuzluk kendisini göstermiştir ve göster- mekte bulunmuştur. Yalnız şu var ki tekniğin günlük terakkile- rini daha yakından takip zaruretinde bulunan sanayi işinde bu, kendisini biraz daha fazla hissettirmektedir. Sanayii müterakki memleketlerde sanayi elemanı yani müte- hassıs işçiden, usta, mühendis organizatör, kâşif ve prafesöre kadar olan tekmil insanlarm yelişmesi ve üremeleri, bilgileri ve kendilerinden evvelkilerin bıraktıkları tecrübe neticelerinden istifade tıpkı sanayiin inkişaf seyri gibi tedrici oldu. Her buluş ve tatbik ediş sanayii biraz yükseltirken, her yükseliş te daha bir çok kıymetli elemanların yetişmesine hizmet etti ve hâlâ da öy- le devam edip gidiyor. Mademki sanayide bizim böyle tadrici bir seyir takibine ne za- manımız müsaittir ve ne de böyle bir şeyc bugün ihtiyaç vardır. O halde eleman meselesinde de bu kestirme yoldan giderek münhanisi birdenbire yükselen bir eleman yetiştirme siyaseti karsısında bulunduğumuz gayet mantıki bir neticedir.