etmişlerdir. Binaenaleyh bizim de milli gayemiz Avrupa camiasına ka- rışmak ve fakat bu camia içinde milli hususivetlerimizi muhafaya et- mek olmalıdır. Hayır! bu hüküm bu kadar basit verilemez, Evvelâ Avrupa camlası için de milletlerin bars ve muuşoret bahsında temsil etlikleri üşikâr hususi- yet bizi alükadar climez. Bizi! ilâkadar eden Avrupm sikletinin şantil ve müşterek vasfıdır. Bu vasıf isc müsltemlekeciliktir. Bizim hücüm ettiği- miz vasıf ise bu müşterek cephedir. Filvaki bir İngiliz, bir Fransız veya Almanm musiki zevkinde, yahut $arap içişinde farklar vardır amma, bu milletlerin heyeti umumivesi müstemlekee'dir ve bepsi de tahakkümle- rini müstemleke İstismarlarına istinat ettirirler. Zaten bu müslemleke oliliri kaldırın, o kalubulık ve modern Almanyu, derkal Alman ormanın- da kaybolur vc mağrur İn"“l:-rc KLortların ny ermanlarını tarlalara dün- dürerek çiltçileşir. Fransada Be arap ve zenci kanı bu menmileketin da- marlarını beslemezse Bangue de Franse'in allın hazinesi kendilizinden akar gider ve Faris olsa olsa dantelâ veya sun'i çiçekçilikle yaştvan bir se6- siz provens şehri olur. Hayır! Avrupa miülletlerinin milli hususiyellerini uramak bizim niçin va zifemiz olsun? Bizim msırlık istiamurumuz bu milli hususiyetlerden gelmi- yor ki? Biz Avrupunın müşterek cephesinin, müsteralekeci ve sermaye- vi tahakkumuünün cihan mikyasında reaksiyanunu ifade eden bir hare- ketin milletçe mümessiliyiz. Avrupa camdlasında yerimizi alalım sözünün evvelâ bu bakımdan mamnasını fayin ctmek lâzımdır, yan! müstemlekeci mi olalım! Avrupa cihnnşümul tahakkümünün deyamına bir destek mi olalım” Biz Hüseyin Cahit Beyin dediği gibi bousil, iptidai, sathi, aculüne hüküm- Terimizle vuyiyeli büyle Lısnif ediyoruz, Ycalm Hüseyin Vahit Bey mü- rekkep, yüksek, derin ve müteenni hükümlerile işi nasıl mütalea buyu- ruyorlar? Hüstyin Cahit Bey fikir ve metad itiherile Kudro sanıfında bulunmaktlan- sâ Üniversitemize gelen Avrupalı proflesörler smufında bulunmayı tercih ediyorlar, Bitfabi bDuna ne denebilir. Bis ilimde metodun ve tekniğin en son verimlerini getirmelerini temenni ettiğimiz bu muhterem ecnebilere hürmetimizi biz de dilimiz döndük kadar ifade ettik (1). Fakat bu hiç bir zaman bizim cenebi professörler safında bulunmamız demek değil- dir. Bu muhterem müderrislerden iktisat ve içlimmiyat kürsülerinde çu- bşanlurla noktuğ nazar Tarklarımızı kürşi karşıya ve Lam bir ilim müsn- muhası içinde iki uzun içtimada kargılıklı İzaha çalıştık. Bu izah ve mü- nakaşalarım bize verdiği İntibalara göre Hüseyin Cahit Beye balisane yal- nız şukadarımı söylemek isterim ki, kendisinin bu misafirlerimiz sınıfın- da yer almak İstemesi kendi vazivetini müdafaa bakımından hiç te cl- verişil olmayacaktır. Mosclâ bu zevat kendisine derlerse ki: (D Kadro, Sayı 209. Yeni devlefin fonkslyonları. Yasan: Bevket, Süreyya, 38