Ressamlarımızı anlamak için Zamanımızın ressamların! ve bunl rın içnde Türk ressamla- rını anlamak için hiç olmazsa Fransız son seksen sene 'çinde geçirdiği afha ve ifade etmek istediği şeyleri, kısaca olsun bilmek lazımdır. Avrupanın meşk ittihaz ettiği san'at örneklerinin Eski Yunın san'atı o'duğu malumdur. Bu sana'ta resimden çok ziyale heykeltiraşlık yükseldiği için heykel est-tıği ilk plana geçmiş ve bülün Aarupa resmine en mütekâmil bir estet'k menbaı tesirini yapmıştır. “Roma Mek- t bi, yahut “r.smi resim, na- mile KVİİ inçi asırda teessüs eden ve ikinci “R. nessans,, Ja başlayan bu Akademik resim resminin İ gotik ve primitiflerin san'atını, © zamanın zihniyetle, “barbar, br san'at sayarak bunun yerine ta XIX unu asrın ortasına ka dar hüküm süren klasik bir reim omektebi oldu. En kısa bir tabirle “VEkole, namile anılan bu mektep hiris- yan v frank san'atını ivkâr ederek yu an, romalı ve italyan dehalarından geçmiş olan bir san ata “güzel san'.tlar, namını verbi; ve bu an'ane tım üç asır sanatta hakim bir zevk olarak yaşadı, Bu zevke göre güzellik ve güzelin ti vsali, en mükemmel tenasüpleri toplamış olan çıplak insan vücududur. Manzara res- mi bunun yanında hiçtir ve an- cak insan resimleri için itibari bir “fond, yani zemin olarak kabul olunabilir. Mükemmellik tabiatın mahsulü değil, zihnin bir tee idi olduğundan bu mek- İepte san'at eseri atelyede yapı- İmış mücerret bir “komposition,, yani inşa olacak ve açık ha.ada çalışmak akla bile gelmeyecek- ür. Manevi fikir ve mevzuları temsil etmek iç n yunan mi olo- jsnden başka s:nbollar aran- mayacaklı. Elhasıl tabiat'an mülhem olmak yok, yalnız evve- İce dökülmüş bir üsluba göre üsluplaşt rmak, yanı tabiatı “ki- şizadeleştirmek, var. Bı mek- tebe san'at idealinde şu üç esas br bed het givi kabul edilmek lazımdır. Yunaniler güzelliğin ebedi örneklerini yapmışlardır; tenasüp güzelliği yıgâne güze- liktir; san'atın en güzel gayesi insan vücudunu gös ermektir. Bu vücudun. tenasüplerinin teb- dili ancak e atiri senbollura müracaatla olabilir. Realizmi gaye yapmak dalâlettir; tabiatı üslüplaştırmak , asilleştirmek, düzeltmek, bir k lime ile müke- mmelleştirmek lazımdır. Bunun için de herkese talim edilebile- cek ve sistemli bir surette ögre- tilebilecek bir yol vardır. Güze- lis yunanilerin en mükemmel nümunelerle gösterdikleri tena- süpte olduktan sonra san'at: bu tenaşüp kanunlarını bilm-k ve sadakatla tatbik etmekten iba- re br mantık tahsil'dir. Dikkat etmeli ki bu dogmatik iddialar yunan ve ilk Renessans ressim- larının olmayıp bunların ruhsuz ve şahsiyetsiz mukallitlerinin eseridir. beraber tekâmül kabul etmeyip omükemmelim bulutduğuna zship olmak, er geç kuruluk ve yeknasaklığa götürecek bir yoldur; ve vaki olan da budur. Daima atelyede HAYAT,3. çalışmak oOkapanık renklere, zfti siyah gölgelere, ihtizazsız- ığa alışmaktır. Halbuki eşyanın hac m ve renklerini eyice g ş- termesi acık hava ve harekete müteve .kıf ir, Bu mektep mü: kemmel yapmak fikrile çizei- dede karakterlerden o ziyade en küçük teferrüata esirdir, Bu yüsden mevzudaki büyük plan- lar, büyük hareketler teferruat içinde boğulur. İşte bu safha resmin “Eilatuni idealism,, saf- hasıdır ve aldığı son ku u ve yeknasak şekiller onün tabii ve zarur. bir akıbetidir Fransız ress mlarından İngres(1780-1867) u mektebin en son ve mes'ut bir hamlsn temsil etmiştir. XIX uncu asrın ilk nısfında “ bizi Yunan ve Rom-lılardan kim kurtaracak , feryadile baş- layan Romaniim, son klasıkle- rin kapalılık, donmuşluk, kal- dırkotarcılık, havası/lık, i tisaz- sızlık hareke'sizlik bogucu te- ferrutcıl k ve hacımsızlığından kurtu mak için tabiatı, çılgınlar gipi aradı ve bunun tabiatı medeniy te pek bozulmamış memleketlere kadar koştu. Bu itibarla tabiatı, manzarayı sev- dirmek romantism mektebinin yaptığı hizmetlerin en büyüğü oldu. Yalniz bu mektep kla- sikleşı iş bir idealism terbiye sile meşbu olduğundan tabia'ı mübalaga ve tivatrovari jestler- le doldurdu ve Eugene Dela- erovix (1799-1893) bu mete- bin başı oldu. Atık “moder- misme , , yani “Yenicilik , baş- layarak tenasüp güzellisi yerine her şeyin kendine mahsus ka. rakterin güzelliği ve buna mu-