5 Ağustos 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

5 Ağustos 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER benim. Şurada gördüğünüz arkadaş- lar da parasını öder, burada yatar- lar. Var mı bir diyeceğiniz?" Bu cevaba rağmen, yazı makine- sinin başındaki memur, mukaveleyi görmek istedi. Biraz önce memu- run yazısını yarıda kesen zayıf genç- le odadaki diğer bazı gençler, geti- rilen mukavelenin üzerine dikkat ve merakla eğildiler. Mukavelede ger- çekten de, dairenin Naci Özdemire kiralandığı belirtiliyordu. Fakat he- men altında, "ne için kullanılacağı" şeklindeki bölümde, teslimi istenen teşkilâtın merkezi olarak kullanıla- cağı yazıyordu. Mukavele üzerindeki tartışma uzun sürdü. Karşılıklı suçlamalar yapıldı. Örneğin, lâcivert elbiseli genç, siyan elbiseli zayıf gence, "— Orhan bey, Orhan bey! Za- man gelecek, kimin haklı olduğu görülecek. Samet Güldoğanın başı- na gelenleri bilmenizi isterim" de- di Zayıf gencin buna cevabı biraz sert oldu: — İyi ya, göreceğiz! Bakalım ki- min, resminin üstüne çarpı çekecek- er..' Tartışma gittikçe uzuyor, hava iyice gerginleşiyordu. Odaya ve sa- lona, 50'ye yakın genç toplanmıştı. Bunlar, grup grup olmuşlar, kendi aralarında konuşuyor, tartışıyor, a- rada bir de, karşı gruptan oldukla- rı anlaşılanlara sert bakışlar fırla- tıyorlardı. Bu arada, kelle-kulak yerinde birtakım adamların, kapı pervazlarına arkalarını, dayamış, o- lup - bitenleri seyrettikleri görülü- yordu. Bunların, gençlerin deyimiy- le, "dayı"ca bir havalan vardı. Havanın gerginleşmesine rağmen İtişip - kakışma olmadı. Uzun süren tartışmalardan sonra memur, tuta- nağı tamamladı, taraflara imzalattı. Devir ve teslimi istenen eşyalar hakkında kesin bir anlaşmaya varı- lamadığından, siyah elbiseli gencin grupu, az sonra, binanın çeşitli yer- lerinde asılı bulunan iki büyük ve bir küçük tabelâyı alarak uzaklaş- tı. Üç polis memuru da, kendi ara- larında dertleşerek çıkıp gittiler. Olay geçtiğimiz haftanın sonun- da, Cumartesi günü cereyan etti. Ankaradaki nöbetçi mahkeme- den, Ankara Üniversitesi Talebe Birliğinin kendisine devri hakkın- da bir karar alan Orhan Ünal adın- daki genç, yanma bir icra memura ve üç de polis alarak, saat 14.00'de, Birliğin, Necatibey caddesindeki AKİS Devrimci gençler birarada Birlik merkezine geldi. Gerçekten de, elin- deki 967/246 saydı ve hâkim Osman Çetindal imzasını taşıyan kararda, Birliğin idaresinin Orhan Ünala tes- limi isteniyordu İpleri ellerinde tutanlar İşin içyüzünü bilmeyenler için o- layda garipsenecek bir taraf yok- tu. Fakat aylarca önce açılmış bir dâvanın, adli tatil münasebetiyle, e- sas yargıcın yokluğunda, bir Cumar- tesi günü, nöbetçi yargıç tarafından karara bağlanmış olduğunu bilen- ler, isin içinde bir bityeniği bulun- duğunu düşünmekten kendilerini kr- lamadılar. Orhan Ünal ise, ihtiyati tedbir için mahkemeye aynı gün başvurmuş ve aynı gün karar ve- rilmişti.' Ayrıca, Orhan Ünalın, bu karardan sonraki davranışı da, hay- li ilginçti. Ünal, devir işleminin uy- gulanması için gelirken, beraberin- de, AP Gençlik kollarından oldukla- rı herkesçe bilinen bazı gençleri de unların oöğrencilikle, ilişkileri yoktu. Anlaşılıyordu ki bunlar, oraya, fe- dai olarak getirilmişlerdi. AÜTB'nin, haftanın başında Pa- zartesi günü genel kongreye gide- ceğini bilenler, meselenin içyüzünü anlamakta gecikmediler. AP'li oldu- gu bilinen ve Sakaryadaki TMTF o- layları sırasında adı duyulan Orhan Ünal, yeni bir huruç (hareketiyle AÜTB'ni ya ele geçirmek, ya da, hiç değilse, bölüp zararsız hale getir- kuvvettir mek istiyordu. Aslında, bunu iste- yen Orhan Ünal da değildi; rüzgâr başka yerlerden geliyordu. Bu "baş- ka yerler"'in AP'li yöneticiler ve hattâ bazı Bakanlar olduğunu da artık bilmeyen yoktu. Daha önce cereyan eden çeşitli olaylarla, iple- rin kimlerin ellerinde bulunduğu anlaşılmıştı. e Bazı olaylar, -günün meşhur deyimiyle-, bunların açığa çıkmasında bir "turnusol kâğıdı" görevi yapıyordu. Orhan Ünal ve ta- kımının bütün rolü, aldıkları emri yerine getirmeğe çalışmaktı. Bütün bunları bilen ve aylardır cereyan e- den olayları soğukkanlılıkla izle- mekte olan devrimci gençlik ve öğ- renci kuruluşları da boş durmuyor- lardı. Fakat, karşı grup gibi, iktida- rın desteğine sahip bulunmadıkla- rından, pasif kalmak zorundaydı- lar. Bardağı taşıracak son damlanın gelmesini bekliyor gibiydiler. Ortak toplantının nedeni Nitekim, bu damlanın yakın oldu- gunu sezinleyen Orta Doğu Tek- nik Üniversitesi Talebe Birliği yöne- ticileri, geçtiğimiz haftanın içinde, devrimci gençlik kuruluşlarına bir çağrıda bulunarak, ortak bir top- lantı düzenlenmesini teklif ettiler. Türkiye Milli oOGençlik Teşkilâtı, Türkiye Milli Talebe Federasyonu, Ankara Üniversitesi Talebe Birliği, Ankara Yüksek Okullar Talebe Bir- liği, İstanbul Yüksek Teknik Okul Talebe Birliği, İstanbul Teknik Ü- 5 Ağustos 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: