Tüli'den haberler "Büyükbaba" nasıl isterse... Davetlileri, Viskisi, parıl parıl el- biseleriyle hep birbirine benze- yen İstanbul partilerinde küçük bir olay, büyük atraksiyon etkisi yapı- yor. Geçtiğimiz hafta, Moda Deniz Klübünde İzzet Cintavın davetinde bulunanlar da şık elbiseleri, dans- ları, şarkıları bir yana bırakıp, Ce- lâl Bayarın kravatıyla ilgilendiler. Bülent Bekdik - Harika Yardımcı - Gülizar Ulaş Sosyetenin D.P. takımı 20 Misafirler arasında Bayarın da bu- lunuşu, oturduğu yuvarlak masa- yı .çevirenlerden belli oluyordu. Or- neğin İhsan Çavuşoğlu, bu masadan hiç mma Örneğin Mesrure Pekün, bir il başkanının eşi gibi değil, bir DE il başkanının eşi gibi davranıyordu. Örneğin Bal Mahmut, Celâl Bayarı güldürmek için .elin- den geleni yapıyordu. AP milletve- killerinden Ahmet Dallı ile Samet Ağaoğlu ve hemşiresi Süreyya oğlu da aynı masada ötüm cil Partinin DP'li kadrosu, tabii, bu ka- darla bitmiyordu; Fahri Ulaş, Nihat Bekdik, Medeni Berk, Celâl Yardım- cı, Muammer Çavuşoğlu, Zeki Rıza Sporel ve eşleri de varlardı. Moda Klübü, kuruluşundan beri şıklığı ile tanınmış bir klüptür; ora- ya giderken, erkekler de kadınlar kadar dikkat ederler. İzzet Cintavın misafirleri da son derece şıktılar. İhsan Çavuşoğlu yeşiller giymişti. Saniye Cintavın evsahibelik görevi- ni paylaşan ve barda çalışan Hari- ka Yardımcı da yine son derece şık- tı. Celâl Bayar ise kravatsız yaka- sıyla bu şıklıkla tezat teşkil ediyor; herkes, konuşacak bir şey bulmak- tan son derece memnun, "Acaba ni- çin kravatsız?" sorusunu cevap- landırmağa çalışıyordu. o Partinin DP'ye bağlı misafirini, Bayarın, bu kadar kalabalık ve resmi bir dave- te çağrıldığım bilmediği için günlük kıyafetiyle geldiğini söylüyorlardı. Hem o, artık, "DP'lilerin Büyükba- bası "ydı, böyle şeylere önem verme- si beklenemezdi. Bayarın, İstanbul sosyetesini "snobe ettiğini", "Ben nasıl gidersem gideyim, kabul edili- , inadına kravatsız geldi- ğini söyliyenler de vardı. O akşamın başka bir konusu da, Nilüfer Sarperin misafirler arasın- da bulunuşu ve müthiş keyifli olu- şu, buna karşılık, Kısmet ve Lemi İpekçinin ortalarda görünmeme- siydi. Bu eksiklik de birçok dedi- koduya ve yoruma yol açıyor, hara- retli tartışmalar yapılıyordu. Bu konuşmaları duyanlar, İstanbulun, hattâ Türkiyenin en önemli mese- 5 Ağustos o 1967