5 İ yek İyimser bir rapo İki yıl kadar Se Başkan John- son'un özel danışmanlığından, a- merikan sinema endüstrisini yöne- len Alen Picture Association of America” -MPAA-nın başına geçen Jack Valenti' nin, ilk sözü, sinemayı enine boyuna inceliyeceği olmuştu. Bunun sebebi açıktı: Valenti, sine- manın tamamiyle yabancısıydı. Oy- sa kendisi, sinema konusunda hiç bir şey bilmemesine rağmen, Ame- rikan sinemasının içinde bulundu* ğu buhrana bir çözüm getirmek üze- re MPAA'nın başkanı olmuştu. Bu üzden, başlangıçta umutsuzluğa i değildi. Fakat N dişeleri boşa çıkarmasını bildi. Si- nemayı değilse bile, amerikan sine- ma endüstrisinin yapısını ve içine saplandığı çıkmazı hemen kavradı. Amerikan sinemasındaki sansürü hafifletmesi, o yıllardanberi pek az değişikliğe uğrayan sansür tüzüğü- ne Hollywood ölçülerine göre "dev- rimci" sayılabilecek bir yen ge- tirmesi, sinema ile televizyon ara- sındaki ilişkileri düzeltmesi, Valen- tinin sağladığı ilk başarılar ara- sındaydı. Son Moskova Film Festi- valindeki "kültür taarruzu"yla (Bak: AKİS, Sayı: 682) Amerikan sinema- sına yurtdışı pazarlarda -bu pazar- lar Doğu Avrupada bile olsa. yeni yerler sağlamak niyetinde olduğunu da ortaya koyan Jack. Valenti, bu başarılarının verdiği güvenledir ki, geçenlerde ilk raporunu yayımladı. Raporun sadece yayımlanmış olma- sı olayı bile amerikan sinema en- düstrisindeki olumsuz gidişin «tersi- ne dönmekte olduğunu ortaya koy- maktaydı. Çünkü savaştan sonra her yıl biraz daha ağırlaşan buhra- nın verdiği bezginlikle MPAA, son on yıldır rapor yayımlamak âdetin- den vazgeçmişti. Jack Valenti'nin raporu, 1965'te duyulmağa başlıyan ferahlığın bi raz daha arttığını ortaya koymakta- dır ve bu ferahlık, 1965'te olduğu gi- bi, yine, en çok, film sayısında, sine- ma sayısının ve filmlerden elde e- dilen kazancın artışında görülmek- tedir. Rapora göre, film yapımın- daki artış yavaş, fakat emin adım- larla gelişmektedir. Gerçekten de, 1963 ve 1964 yıllarında 155'er olan yıllık film yapımı, 1965'te 168'e, ge- çen yıl ise 182'ye varmıştır. Bu yı- lın sonuna kadar yapımın 200'e u- 5 Ağustos o 1967 E M A laşması beklenmektedir. Sinema, salonu sayısında da aynı gelişme göze çarpmaktadır: 1964'te yeni açılan sinema salonlarının da- yısı 150 idi, 1965'te bu rakam 200'e çıkmıştı, 1966 yılında ise 400 yeni sinema salonu açılarak toplam sa- lon sayısı 13 bin 400'e varmış ol- maktadır. Gerçi bir zamanlar sine- mâ salonu. 20 binin üstünde olan bir ülke için bu rakam önemli sa- yılmıyab'ilir ama, televizyonun git- tikçe artan yayılışına rağmen, salon sayısındaki azalmayı değil durdur- mak, üstelik bunu artışa bile geçir- mek büyük önem taşımaktadır. 10 milyar lira hasılat Fakat hiç şüphesiz, MPAA üyele- rini asıl sevindiren ve vişlerin iyi yürüdüğü"ne inandıran nokta, hasılattaki artıştır. Valenti raporu- na göre, yılında yalnız Birleşik Amerikadaki gayrı safi hasılat 980 milyon dolardır -yaklaşık olarak -10 milyar türk lirası-. Buna göre, ame- rikan sinema endüstrisinin iç pa- zarlardan sağladığı hasılatta bir yıl öncesine göre yüzde Il artış var- dır. Dış pazarlardan sağlanan gay- rısafi hasılattaki artış da yüzde 12- dir. Amerikan sinema endüstrisinin toplam hasılatının yüzde 53'ü dış pazarlardan elde edilmektedir: Hasılattaki bu artış, özellikle son yıllarda sürekli olarak zarar eden büyük yapımevlerinin kâra geçişi, çok tehlikeli, fakat şimdiye kadar henüz bir aksaklık göstermemiş O- lan yeni bir yapım siyasetinden doğ- maktadır. Bu yeni. yapım siyaseti, şimdilik yılda yarım düzine ile bir düzine arasında "sağlam film" mey- dana getirmekten ibarettir. Piyasa- nın talep ölçülerine göre hazırlanan bu "sağlam film"ler, aslında yeni bir şey değildir. Hollywood'un öte- enberi, normal yapım arasında yer verdiği "üstün-yapımlar" bunlar- dan hiç de farklı değildir. Farklı o- lan taraf, bu filmlerin piyasaya sü- rülüş tarzındadır ki, filmin "sağ- lam "lığı da zaten bundan ileri gel- mektedir. Bu'yeni sürüm siyaseti şöyle işlemektedir: Büyük şirketler, bir yıl sonrasının programı için lis- telerinde, büyük bütçeli, kalabalık yıldız kadrolu bir listebaşı filmine yer vermekte, bunlar için Amerika- nın her büyük şehrinde bir "kilit sinema"yı bir yıl öncesinden peyle- mektedirler. Bu sinemaların bilet Bir "Sağlam film" Ne zamana kadar?