ATOM Teknik Emin Ustanın hikâyesi girmeneli Emin Usta, geçen güzün başlarında bir akşam, "Amanın, benim halim duman" diye sızlana- rak eve gelince, ev halkının yaptığı ilk iş, kendisini iyice sarıp-sarma- layarak terletmek oldu. Üşütmüş o- labileceğini düşünmüşlerdi. Fakat gecenin bir vakti olup da ağrılar artınca, Osman Hocaya haber gön- derildi. Hastanın yüzüne bile bak- Kobalt-60 afişi Yeni hedeflere 29 Nisan 1967 mayan yan uykulu Hoca, bir yan- dan devamlı esnerken, bir yandan ku: dan kirlenmemiş bir tabaka kâğıt istedi. Cebinden çıkardığı küçük sa bit kalemle, getirilen kâğıda birşey ler yazıp hastanın babasının avcuna sıkıştırdı. Bu arada, merak ve u- mutla gözünün içine bakmakta c- lan ev halkına, hastalığa koymuş ol- duğu teşhisi açıkladı: “Emin Ustayı seyyar tepmiş"ti undan sonradır ki Emin Usta, o —. senin bu hoca benim, elliden fazla üfürükçüye gösterildi. Kara- kaplılara m okutulmuş pr içirildi, ocaklara götürüldü. Ustanın derdi gündengüne pm devam etti ve Usta, yeni yılın eşi- sünüz, yoksa bir daha okutmam kendime, ocaklara da gitmem, mus- kaları da atarım!" u çıkıştan sonradır ki Emin Us- ta, önce il hastahanesine götürüldü, orada bir derman bulunamayınca Ankaraya getirildi. Emin Usta, ken- disinin şeytanla alış-verişi olmadığı- nı biliyor, " "derdini veren Allah, elbet dermanını da verir" deyip doktor doktor dolaşıyordu. Kendisini mu- e ii doktorlardan biri bir- gün, hiç du ymadığı yeni bir yer salık verdi, "Bir de oraya git. Senin derdinin dermanı a olsa o- rada olur" dedi. Emin rilerinin “sıraca" dedikleri derdinin mutlaka bir çaresi olabileceğine i- nanıyordu. Bu yüzden, hiç bekleme den, salık verilen yere gitti, bura- nın yöneticileriyle görüştü, daha ön- ce aldığı raporlarım gösterdi. Bu pan birisinde, Emin Us- ciğer Meme ia yakalanmış olduğu belirtiliyor. Bu son geldiği yerde kendisine öylesine umut verdiler ve öylesine kesin konuştular ki, Emin Usta, ilk günki tedavisinden sonra sokağa çıktığında, ağrılarının b hafif- yn olduğunu hissetti ri en güzeli, peğinin henüz tükenmediğ iğine" e inandı. Sürmeneli kanserli hastanın, ka- pısına, "derdime bir çare" diyerek Hiroşimadan Ankaraya Ps Ağustosunda bir sabah, Hiroşima semalarında gö- rülen bir B-29 ağır bombar- dıman uçağı, attığı bomba ile 100 binin üstünde insanın ö- lümüne sebep oldu. İnsanlık, atomu bu olayla tamdı. Halbu- ki iyiniyetli kimseler, atomun insanlık yararına kullanılabi- leceğine inanıyorlardı. Bu i- nançtan hareket edilerek ya- pılan çalışmalar sonunda tom, çeşitli alanda çok yarar- lı bir unsur olarak ortaya çık- tı. Bugün yeryüzünde çok ül- ke, atomun teknikte kullanılış yollarım araştırmakta ve di imkânları oranında uygula- maya geçmiş bulunmaktadır. Türkiyede de 1962 yılından iti- baren, Çekmece Atom Reak- törünün işletmeye açılmasıyla birlikte, nükleer çalışmalar i- lerlemiş, bu arada, atomun yan ürünü olarak tanımlanan radyoizotoplar, genellikle tıb- da geniş şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Geçtiğimiz haf- ta içinde bir AKİS muhabiri, bu çalışmaların yapıldığı An- kara Tip Fakültesi Radyobiyo- loji Enstitüsüne giderek, nük- leer cihazları ve yapılan teşhis ve tedavi çalışmalarını yakın- dan gördü ve gözlemlerini bir yazıyla tesbit etti. Bu yazıda ayrıca radyoizotopların diğer kullanılış yerleri ve şekilleri hakkında da geniş bilgi veril- mektedir. Konu, türk doktorla- rı için de oldukça yenidir. Bir yetkiliye göre, doktorlarımızın büyük çoğunluğu nükleer tıp konusunda yeteri kadar bilgi sahibi değillerdir. Bu yüzden, doktorlar da bu yazıyı merak ve dikkatle okuyacaklardır. si sonsuz umutlarla ayrıldığı bu Üniversitesi Tıp oFa- kültesi mn li Enstitüsüydü. Ama, O. “şeytai il böyle bir yerin bulundu- ğunu ve yıllardır burada kanserli hastaların tedavi edildiğini nereden bilsindi? Emin Ustanın, büyük umutlarla gelip tedavi altına alındığı, geçtiği- miz hafta içinde birgün. Enstitünün Direktörü Prof. Dr. Feyzi Renda, bu- 2