AKİS 1964 seçimlerinden buyana hep olduğu gibi, şu sırada da Yunanis- tanda en çok sözü edilen adamın Andreas olduğu anlaşılıyor. Atina- dan gelen haberlere bakılırsa, dar- beyi yapanların ilk- tutukladıkları kimseler, oPapandreu ile oğlu ol- muştur. Pire limanı açıklarındaki bir adaya sürüldükleri (o bildirilen beşyüz kadar komünist dışında, darbe sabahı toplanan politikacılar . dan hâlâ tutuklu bulundurulanlar da gene bu ikisidir. Darbe sırasında Atinada bulunan bir Danimarka gençlik temsilcisinin söylediklerine göre, Andreasın tutuklanmasından sonra, genç politikacının yaşadığı villânın merdivenlerinde kan izleri- ne rastlanmıştır. Öteyandan Danimarka Başba kanı sosyalist Jens Otto Krag ise, darbe sabahı şiddetli bir kalp krizi geçirdiği söylenen baba Papandreu- nun serbest bırakılması için yeni yunan hükümeti nezdinde teşebbü- se geçeceğini açıklamış bulunmak- r. Bu darbe neden? Kralın darbe içindeki yeri ne olur- sa olsun, darbenin, Konstantinin son üç yıl içindeki sert tavırların- dan doğan hava ortasında ve bu ha- va yüzünden yapıldığından şüphe edilemez. Gerçi ihtiyar politikacı Papandreu da gerek iktidarda, ge- rek muhalefette bulunduğu sıralar- da pek inatçı davranmamış, "ya hep, ya hiç" felsefesiyle Kralla ken- di arasındaki çekişmeyi bir monar- şi - cumhuriyet çekişmesi haline ge- tirmemiş değildir. Fakat Kral, bu çekişme sırasında yunan halkının çoğunluğunun kendisinin değil, Pa- pandreu ile oğlunun arkasında ol- duğunu unutup da iktidarı Pa- pandreuya vermemenin çeşitli yol- larını aramasaydı, sonunda bir dar- beden medet umacak duruma el- bette düşmezdi. Hatırlanacağı gi- bi Konstantin, Papandreuyu, bir Savunma Bakanlığı çevresinde ko- pan fırtınadan faydalanarak, 1965 Temmuzunda Başbakanlıktan uzak- laştırdıktan sonra Aspida dâvasını kullanarak ihtiyar politikacının ka- muoyu önündeki itibarım kırmaya çalışmış, fakat bu dâva, sonunda, yunan kamuoyunu kendi yanına çe- keceğine ondan büsbütün uzaklaş tırmıştır. Kral, daha sonra ortaya Andreasın adını atmış ve onu Aspi- da dâvasına bulaştırmak istemiştir. Fakat Kralın bu konudaki çabaları- 29 Nisan 1967 da Paraskevopulos Hükümetim dü- şüren buhranın patlak vermesi üze- rine yarıda kalmıştır. Nihayet Kral, Papandreuyu azınlıkta bırakmak a- maçıyla, son Başbakanı Kanellopu- losun aracılığıyla Yunanistana, kü- çük partilerin Parlâmentoya daha ok (milletvekili sokabilmelerini sağlayacak bir seçim sistemi getir- meye çalışmıştır. Fakat bu sistemin kabul edilmesi, herşeyden önce, Ka- nellopulosun güven oyu almasına bağlıydı. Oysa küçük partiler, Kra- lın adamlarıyla işbirliği yaptıkça kamuoyu karşısında itibarlarım da- DÜNYADA OLUP BİTENLER ha çok yitirdiklerini anladıkları için, oOKanellopulosu desteklemeyi reddetmişlerdir. İşte bundan sonra da, Papandreu ve partisini işbaşı- na gelmekten alakoymak için Krala veya Kraldan çok kralcı olanlara- bir darbe yapmaktan başka çare kalmıyordu. Geçen hafta yapılan, iş- te bu darbedir. Fakat ne yazık ki, belki geçici bir süre Papandreuyu iktidardan uzak- ta tutacak olan bu darbe, yunan hal- kım yem bir savaşın içine atabile- cek çok tehlikeli bir oyundan baş- ka birşey gibi görünmemektedir. (Basın A: 20248) - 154 17