DÜNYADA OLUP BİTENLER Yunanistan Demokrasiye darbe ç bıraktığımız hafta Perşem- beyi Cumaya bağlayan gece, saat tam geceyarısını 10 dakika geçer- ken, Atina sokaklarında yerden bi- ter gibi beliren askeri birlikler, yan- larında tanklar ve zırhlı araçlar ol- duğu halde, Parlâmento binasının, bakanlıkların ve öteki önemli bina- ların çevresini sarıverdiler. O sıra- da başka bazı birlikler de Atina hava alanını, başkente giren ana yolları ve enerji merkezlerini sar- makla meçguldüler. Bütün bu olup bitenleri nasılsa dışarıda oldukları için görenler, başlangıçta neler geç- tiğini anlamakta büyük güçlük çek- tiler. Fakat biraz sonra askeri hare- kât genişleyip askerler teker teker bütün politikacıların kapılarını çal- maya başlayınca, acı gerçek bütün açıklığıyla ortaya çıkıverdi. Acaba bu işe kalkışan, ordunun, hangi kanadıydı? Hatırlarda olduğu gibi ,1964 Şubatında yapılan ve ih- tiyar politikacı Papandreunun eki- bini büyük çoğunlukla işbaşına ge- tiren genel seçimlerden buyana, he- men hemen Tanrının her günü, sağ- cı basın, ordu içindeki bazı solcu subayları, solcu basın da bazı sağa subayları rejime karşı komplo ha- zırlamakla suçlayıp duruyordu. Şim- di acaba bunlardan hangisi hare- kete geçmişti? Bu sorunun karşılı- ğını anlamak için günün ışımasını beklemek gerekti. Gün ışırken, ken- disine Yunan Silâhlı Kuvvetleri Radyosu adını veren bir radyo, or- dunun, Kral Konstantin tarafından Anayasanın 91. maddesine dayanıla- rak çıkarılan ve Başbakan tarafın- dan da imzalanan bir kararname ge- reğince, yönetime el koyduğunu açık ladı. Bazı meraklılar, hemen, Ana- yasama bu maddesini açıp baktı- lar. Maddede, Yunanistanın ulusal çıkarlarını tehlikede gördüğü an- larda, Kralın, Anayasanın kişi hak ve hürriyetleriyle, basın özgürlü- güyle ve bazı siyasal haklarla ilgili maddelerini geçici bir süre için yü- rürlükten kaldırabileceği öngörülü yordu. Fakat, Kralın aldığı bu kara rın derhal toplantıya çağrılacak Parlâmento tarafından onaylanması gerekliydi. e Oysa Silâhlı Kuvvetler Radyosu, aralıksız toplanma yasa- ğından, basın yasağından, sokağa ıkma yasağından o bahsed Parlâmentonun ne zaman toplantı- 29 Nisan 1967 ya çağırılıp kararnameyi onaylaya- cağından hiç söz etmiyordu. Tam tersine, radyodan anlaşıldığına gö- re, Parlâmento dağıtılmış, hükü- met feshedilmiş ve bazı politikacı- lar tutuklanmaya başlamıştı. Ko- layca bekleneceği gibi, bu politika- cıların başında ihtiyar kurt Yorgi Papandreu ile oğlu Andreas Papan- dreu vardı. Kral ve darbe unanistandaki demokrasiye pay- dos denildiğini görenlerin aklına ilk gelen şey, Kralın durumunu so- ruşturmak oldu. Darbe yapıldığı sı- rada Kral, Atinadan 12 mil uzaktaki Tâtoi şatosunda bulunuyordu. Bazı- larına göre, darbe sabahı, kısa bir süre için Atinaya seli Silâhlı Kuv vetler karargâhında kalmış, ondan sonra yeniden Tatoiye dönmüştü. Bazı gözlemciler bunu. Kralın dar- beyi bizzat hazırlamış olduğu biçi- minde yorumlarlarken, başka bazı gözlemciler de aynı davranışı, Kra- lın darbeyle hiçbir ilgisi bulunma- dığı biçiminde yorumluyorlardı. Şu satırların yazıldığı sırada Kralın darbe içindeki yeri hâlâ ke- sinlikle belli olmuş (değildir. An- cak şurası kesinlikle (söylenebilir ki, bazı belirtiler, Kralın, sanıldığı kadar, darbenin dışında olmadığını göstermektedir. Bir kere, Kanello- pulos gibi kişiliği fazla kuvvetli ol- mayan bir politikacının, tutuklan- mak tehdidi altında, yukarıda sözü edilen kararnameyi zorla imzalamış olması kabul edilebilir ama, Kons- tantin gibi inatçı ve korkusuz bir gencin ülkenin kaderini bu kadar yalandan ilgilendiren bir kararna- meyi zorla imzalayabileceğini dü- şünmek kolay değildir. İkincisi, darbenin ilk gününde yeni rejimin kuwvetli adamı diye ortaya sürü- len, fakat sonradan ikinci plâna düştüğü söylenen Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı General Spandida- kisin, darbeden sonra kurulan yeni hükümete, Kralın isteği üzerine Başbakan Yardımcısı olarak atan- dığı ileri sürülmektedir. Kabineye giren öteki subaylar da ordu içinde Krala bağlılıklarıyla tanınmış kim- selerdir. Atinada geçen hafta sonlarında demokrasiye karşı yapılan darbe, önümüzdeki seçimlerde oylarım bü- yük çoğunlukla ihtiyar politikacı Papandreunun partisine vermeye hazırlanan yunan halkım herhalde pek üzmüş olmalıdır. Kurulan ye- ni hükümetin üyeleri, tek bir istis- na dışında, yunan halkı tarafından tanınan kişiler değillerdir. Halkın bu hükümette tanıdığı tek insan, uzun süredir Yargıtay Başsavcılığı yapan Başbakan Konstantin Koli- astır. Ancak, hemen hemen bütün gözlemcilere göre, Kolias da bir göstermelikten başka birşey değil- Atina sokaklarında yunan askerleri ve tankları Komünist avı yar!