ama gene de kırmızı oy verecek- lerini ifade ederek kürsüden indi. ağır liderin, ne demek iste- diği pek anlaşılmadı. Alicana en güzel cevabı CHP Gru- pu adına konuşan Nihat Erim verdi. Erim, son, derece dikkatli ve tatmin edici bir konulma yaptı, terim, uzun konuşmasında güven oyu meselesini âdeta ders verircesine açıkladı ve bir Başbakanın istediği her konuda gü- ven oyu istemine başvurabileceği m söyledi. Zaten Anayasanın 104. mad- desi son derece sarihti. Sonra hücum- lara e şöyle dedi: Muhalefet adına konuşan ar- imielanma sormak isterim, Kendi- leri bu konuda ne düşünüyorlar söy- leyebilirler mi? Hem beğenmiyorlar, hem de fikir söylemiyorlar. Bu, ne yaparsan yap ben seni yiyeceğim dermekten farksızdır". İnönü kürsüde Başbakan saat tam 9'a bir kala söz âldı. Koyu siyah' bir elbise giymişti. Dirsekleriyle kürsüye dayandı ve ir- ücalen konuşmaya başladı. Başbakan ilk olarak Reşat Ozardanın kürsüde yaptığı bir hatayı tashih etti ve sonra kendisini yapılan hücumları bir fis- ke ile saydı. İnönü şöyle dedi "— Güven oyunu Bakanlar Kuru- lu kararı olarak getirdik. Bundâ ısrar ediyorum. Şimdi teklifler var, benim takriri geri almamı istiyor. Böyle şe- yi ben yapmam" İnönü sonra izah etti : Güven oyu- nu kuvvetli bir Hükümet Başkanı o- bara Amerikaya gitmek için istemiş- Üstelik güven oyu. İnönü hükü- ii eski icraatının bir temizlik berâtı olarak otalep edilmemekteydi. Son hadiseleri, takip edilen politika- yı Meclis, İnönüyle ayni paralelde mi görüyordu? Öyle ya Amerikada pekâlâ tenin gibi mi düşünüyor? " denilebilir di. İnönü bilhassa muhalefeti ikâz et- ti ve bir hükümet buhranının ken- dinden gelmeyeceğini bildirdi": — Ben genç subaylığımdan beri verilen vazifeyi sonuna kadar götür- meği Ttiyad edinmişimdir. Beğenmez- seniz, aranızda anlaşır ve beni düşü- rürsünüz, yoksa beni böyle bir nok- taya itemezsiniz" dedi. Sonra sordu: "<— Onu yapmazsınız, bunu yapmaz- snız. Hükümete yârdım o etmezsiniz Olur mu böyle şey?" Başbakan konuş- masının sonunda güven oyu isteme- nın kendisi için bir hak, vermenin ise ami için bir vazife olduğunu bildir- div — Rica ederim, en büyük sayıda Memi ve yeşil mi. kırmızı mı. beyaz mı oylarınızı büyük ölçüde kul- lanacaksınız" dedi, İnönü konuşmasını noktalarken bir hususu bilhasa! belirtti, Kuvvetti bir Hükümeti temsil ettiği intibaını ver- meyecek bir netice ile Amerikaya git- mek niyetinde değildi. Oylama Cuma günü yapılacak ve hükümetin durumu belli olacaktır, Dış Politika Bir Amerika yolcusu (Kapaktaki liderler) haftanın ortalarında. Birleşmiş Milletlerin Burmalı Genel Sekre- teri U'Thant'ın Güvenlik Konseyine Kıbrısla ilgili olarak sunduğu raporu okuyanlar metnin altında gayriihtiya- ri bir imza aradılar: Makarlos! Bunu bulamayanlar Genel Sekreterin hâ'â "U'Thant" diye mi imza attığım me- rale ettiler. Burmalı Genel Sekreter imzasını pek âlâ, artık "U'Thantos" diye atabilirdi, Zira rapor eğer bir yunanlının elinden çıkmış olsaydı rumları ancak bu kadar tutabilirdi.. O kadar ki, umumiyetle rumlardan yana görünen meşhur Associated Press Ajansı bile Genel 'Sekreterin Kıbrıslı YURTTA OLUP BİTENLER rumları tenkidinin Türkiyeyi ve Kıb- rıslı türkleri tenkidi kadar, kesin pı- madığını belirtmekten kendini alama- dı. Genel Sekreter hemen her nokta- da türkleri haksız çıkarmaya uğraşı- yordu. Türk Alayı kışlasına çekilme- li hatta Adayı terketmeliydi, yahut en azından, kışlasına kapatılmak ve füli görev almamak şartıyla bu birlik Birleşmiş Milletler Kuvvetleri Komu- tanının emri altına girmeliydi. Tür- kiye Hükümeti Kıbrısa silâh, malze- me, ve eleman göndermekteydi, Tür- kiyenin müdahale tehdidi, Kıbrıslı rumları, tedirgin ediyordu, Kıbrıs türk- leri Saint Hilarion'da gizli bir rad- yoyla yayın yapıyorlardı,. Türkler, Si- lâhlarını bırakmıyorlardı. Türkler rumlârın emri altına girmiyorlardı. Ne kadar kusur varsa hepsini ler yapıyorlardı. Genel Sekreter buna mukabil, ılım- ların her davranışı Kin, eğer hak ve- remiyorsa mutlaka İp buluyor- du. Evet Makariosun Mecburi gn ME ve un satın alma kara Güm e akin mülâhaza edilebilirdi 2 adam n yansındı? "Türkler pilcel diye ödü patlıyordu. Hem, evle- tin bu eğilen kai alması tabii hakkıydı, i iki yunan subayıyla ii rumun öldürülmesi hi- âyesi aydınlanamamıştı. Bu hadise- İnönüve Erkin gizli görüşmeden önce Beklenmedik koz AKİS/9